İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
nın katılan ile aralarındaki alacak ilişkisinden kaynaklanan borç için teminat olmak üzere katılan tarafından sanık ...'ya davaya konu 25/02/2009 tanzim tarihli 01/04/2009 vade tarihli 6.000 TL bedelli bono verildiği, bu duruma ilişkin olarak sanık ... vekili Av. ... tarafından teminat senedi protokolünün düzenlendiği, katılan tarafından teminat senedi düzenlemesine konu olup icra takibinde bulunulan borcun ödenmesine rağmen, dava konusu bononun katılana iade edilmediği, daha sonra katılanın itirazlarını önlemek amacı ile dava konusu bonoyu sanık ...'nın, sanık ...'a, onun da sanık ... ...'a ciro yolu ile devir edip, suça konu bononun sanık ...... tarafından icra takibine konulduğu olayda, bedelsiz senedi kullanma suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı asıl dava ve birleşen davada; davalılardan ......
Davacı, davalı ile 1/2'şer oranında paydaş bulundukları 52 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün tamamının hiçbir hukuki dayanak olmaksızın davalı tarafından işgal edildiğini, ihtarname göndermesine rağmen davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine 2007 yılının Eylül ayından 2012 yılının Nisan ayına kadar olan alacağı için icra takibi başlattığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve alacak miktarının % 40'ı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya konu bağımsız bölümü kendisinin satın aldığını ancak yarı payını eski eşi olan davacıya hediye olarak devrettiğini, bu konuda tapu iptali-tescil davası da açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/612 KARAR NO : 2021/626 DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/01/2019 KARAR TARİHİ : 20/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Bankanın mülkiyetinde bulunan; ....adresinde bulunan tapunun .... nolu bağımsız bölüm alacağa mahsuben tefevvüz yoluyla satın alınarak, müvekkili bankanın mülkiyetine geçtiğini, davalılar ile yapılan 02.02.2018 tarihli Protokol doğrultusunda aynı tarihte anılan taşınmaz davalılara zilyet sıfatı ile teslim edildiğini, davalılar protokol hükümlerine uymadığından davalılara Ankara ....Noterliği’nin 21.11.2018 tarihli ...yevmiye numaralı ihtarnamelerin keşide edildiğini ve davalıların temerrüde düşürüldüğünü, davalı ...’ın Ankara ......
Mahkemece, davacının evlilik birliği içinde edinilen mala yönelik mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olmadığı, Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının davalı ile 2011 yılında daire almaya karar verdikleri ve bir inşaat firması ile davalı adına anlaştıkları, söz konusu dairenin 2013 yılında taraflara teslim edildiği, kredi ve kendi imkanları ile 50.000,00 TL borcu davacının ödediği, 2014 yılında boşandıkları, davalının daireyi iş arkadaşına sattığı, satışından elde edilen paradan kendisine ödeme yapmadığını belirterek alacak talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, noterden resmi olarak düzenlenen Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davanın kısmi dava şeklinde açılan tazminat davası olduğu ve davaya konu edilmeyen alacak kısmı için zamanaşımının işlemeye devam ettiği; davaya konu rizikonun tarihi (02.03.2014) ile KSGŞ'nın B.3.3.4.1-son cümlesi gereği hasar ihbarından sonraki 45. gün sonunda davacı alacağının muaccel olacağı hükmü ve muacceliyetten sonraki 2 yıl içinde davaya konu edilmeyen alacak bölümünün zamanaşımına uğrayacağı hükmü dikkate alınarak, davalı vekilinin zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi, ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğrayıp uğramadığının kararda tartışılması gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili firma ile imzaladığı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi uyarınca satın aldıkları taşınmazların kendilerine geç teslim edilmesi nedeni ile kira gelirinden mahrum kaldığını iddia ettiğini ancak sözleşme uyarınca davacılara sözleşmeye konu bağımsız bölümün geç teslim edilmesi gibi bir durum bulunmamakla beraber bağımsız bölümün davacılara süresinde teslim edildiğini, Haziran 2014 tarihinde taşınmazın kirasının 4.200,00 TL olarak belirlenmesinin kabul edilemeyeceğini, dosyaya davacı tarafca kira sözleşmesi yapma imkanının ortadan kalktığına dair belge vs sunulmadığı gibi bilirkişi raporunda yapılan farazi hesaplamaya göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, kira kaybı hesabında, bağımsız bölümün hemen kiraya verebileceğine dair hiçbir somut delil olmadığı halde 01.07.2014 teslim tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, huzurdaki kira kaybı talepli dava belirsiz alacak davası olarak...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/418 Esas KARAR NO : 2021/671 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/10/2020 KARAR TARİHİ : 28/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile---- ---- sözleşmesi imzalandığını, dava konusu---- yapılacak olan ----- için müvekkil şirket ile davalı arasında---- tarihli----- imzalandığını,---- konu işler tamamlandığını, Sözleşmenin 10....