"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “19.01.2011” yerine “21.01.2010” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir. 29.01.2010 tarihli tutanakla kendisine yediemin sıfatıyla teslim edilen hacizli mallardan turuncu renkli koltuk takımının dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle bozulmasına neden olan sanığın eylemi TCK'nın 289/3. maddesinde tanımlanan ve yalnız adli para cezasını gerektiren suçu oluşturacağı gözetilip hakkında önödeme işlemi yapılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 25.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: 20.11.2008 tarihli haciz tutanağı ile kendisine evinde muhafaza için bırakılan hacizli eşyaların, polis marifetiyle yapılan araştırmada bir kısmının depoda bulunduğunun tespiti, koltuk takımının ise Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2013/10610 esas nolu dosyasında muhafaza altına alındığının anlaşılması karşısında; sanığın suça konu haczedilip yediemin olarak kendisine teslim edilen eşyalar üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunmadığı anlaşılmakla beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalıdan fatura karşılığı 7.091,06 TL bedelle muhtelif mobilyalar satın aldığını, yatak odası takımının tamamen ayıplı çıktığını, teknik servisin 2 defa geldiğini, ancak onarım, değişim veya bedel iadesi yapmadıklarını ileri sürerek; ürünün davalıya iadesini ve satış bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 6502 sayılı yasanın 11/1-a maddesi uyarınca davacının ürünleri iadesi koşuluyla 6.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu ürünün davacının elinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; satın alınan taşınmaz malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 6.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......
Bilirkişiler, raporda aracın boyasının fabrikasyon olduğunu, boya kabarmalarının dış etkenlere bağlı olarak oluşmadığını, dava konusu ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığını ve aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu tespit etmişlerdir. Dava, aracın boyası ile ilgili ayıp iddiasına ilişkin olduğuna göre oluşturulan bilirkişi heyetinde ehil bilirkişi olarak kimya mühendisinin bulunması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ehil bilirkişilerden oluşmayan bir heyetten alınmış olup bilimsel verilere dayalı olarak hazırlanmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, kimya mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetinden bilimsel verilere dayalı ve denetime açık rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken usule uygun olarak oluşturulmamış bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemece "...Somut olayda, aracın sağ ön yolcu koltuğundaki ısıtma sisteminin arızalı olduğu, genleşme tankının ve radyonun arızalı olduğu iddia edilmiştir. Dava konusu araç üzerinde inceleme yapılması amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla keşif yapılmış, keşif sonrası dosyaya sunulan 22.03.2021 tarihli bilirkişi raporu ile, aracın sağ ön koltuk ısıtmasının ve koltuk düğmesinin çalışmadığı, genleşme tankı ve eklentilerinde hasar olduğu, yedek anahtarının da teslim edilmediği belirlenerek, bu ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıpların onarım bedelinin 12.050.00 TL olduğu, satış tarihi itibariyle bu bedelin 9.200,00 TL olduğu belirlenmiştir. Davacının davalıya 31.10.2019 tarihli ihtarname ile, araçtaki ayıpların davalıya bildirildiği görülmüştür....
Davalı vekili cevabında, davacıdan satın alınan kimyasal maddelerin ayıplı çıktığını, ayıplı ürünlerin davacı tarafından geri alınmaması nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalının, davacıya borçlu olduğu, davalının malların ayıplı olduğu yönündeki iddiasına ilişkin delil sunmadığı gibi malların iadesine ilişkin fatura ve belge de ibraz etmediği, davalının takiple temerrüde düşürüldüğü, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi'nin 27/02/2019 tarih 2018/144 Esas - 2019/107 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketten ham madde niteliğinde demir ürünü satın alarak, karşılığında dava konusu 04/02/2018 tarihinde çeki keşide ederek davalıya verdiğini, ancak satın alınan ürünlerin ayıplı çıktığını, yapılan görüşmeye rağmen malın geri alınmadığını, çekin icraya konulması halinde gerçekte var olmayan bir borcun tahsilinin söz konusu olabileceğini belirterek çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının doğru olmadığını, ayıplı olduğu iddia edilen ürünün davacıya 25/09/2017 tarihli irsaliye ile teslim edildiğini, ayıbın 4 ay boyunca fark edilmeyerek, çekin ibraz süresi yaklaştığında fark etmemenin mümkün olmayacağını, ayıp hususunda herhangi bir ihtarname, yazılı mail, görüşme vs. olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı koltuğun ayıplı çıktığını, kumaştaki ayıbın giderilmesi için davalıya teslim ettiği malın, onarım sonrası bu kez de koltuğun diğer parçaları ile renk farkının oluştuğunu gördüğünü ileri sürerek, ayıplı mal için ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ayıp nedeniyle seçimlik hakların kullanılması istemine ilişkindir. Mahkemece onarımdan sonra yeni ayıpların ortaya çıktığının davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
kısmı da davalı şirket tarafından montaj yapılmadan önce tam ölçü alınmadığı için sunta ve parçalarla kapatıldığını, dolabı tutan ortak direk ve üst bölmenin tavan kısmında da birçok vida patlak yerleri mevcut olduğunu, dolap raylarının düzensiz ve kullanışsız bir şekilde ayıplı olarak yapılıp müvekkiline ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, ir....