Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

süresinin bitiş saatinden 15 dakika geç bitirildiğini iddia etmiş ise de, ihale, ihale şartnamesinde belirtilen saatte başladığını ve süresinde sonuçlandığını, İİK. 150/e Maddesinde öngörülen 1 yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talep edildiğini, şikayetçi aleyhine Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün 2019/11 E....

- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında “satış noktası sözleşmesi ve münhasır satış sözleşmesi” bulunduğunu, münhasır satış sözleşmesinin 2 ve 5. maddesine göre davalının 1000 kotalık satış limitini doldurmaması üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen taraflar arasındaki sözleşmelere aykırı davranmaya devam eden davalıdan akdin kurulması sırasında ödenen 1.770,00 TL münhasır satış ve reklam yeri bedelinin tahsili için yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacılar vekili, dava dilekçesinde, taşınmazın izale-i şuyu satış memurluğunca satıldığını belirterek satış bedelinin tahsilini istemişlerdir. Her nekadar 6.4.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmede ödendiği belirtilen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca ulaştığı bedelin tahsilini istemiş ise de, dava dilekçesindeki açıklamalar ve ıslah dilekçesi içeriğinden, davacının davadaki isteminin taşınmazların izale-i suyu satış memurluğunca satıldığı tarihteki bedelinin tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Usul kanunumuz uyarınca maddi 2009/12893-2010/5330 vakıaları bildirmek taraflara, onların hukuki nitelendirmesini yapmak hakimin görevidir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve yargılama aşamasındaki davacıların beyanları gözetildiğinde, davacıların izale-i şuyuu satış memurluğunca satıldığı iddia edilen taşınmazların satış bedelinden davalıların hisselerine isabet eden miktarın tahsiline karar verilmesi gerekir....

      Davalı vekili, 14.03.2000 tarihli kati satış sözleşmesiyle satış bedelinin tamamının davacı ile...’ a tamamen ödendiğini, satış bedeline ilişkin olarak diğer satıcı tarafından fatura düzenlendiğini, davacının iddia ettiği tarzda bir sözleşme yapılmadığını ve imzanın da müvekkiline ait olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere, alınan bilirkişi raporlarına ve kati satış senedine göre, satış bedelinin malikler tarafından nakden ve defaten alındığı, davacının dayandığı sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tam olarak tespit edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Davacı vekili, tarafların dava konusu taşınmazda paylı malik olduklarını ve taşınmazın kullanımı konusunda anlaşamamaları sebebiyle ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, cevap dilekçesinde, müvekkillerin taşınmazı kullanılabilir hale getirmek için faydalı masraflar yaptıklarını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2) Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın ne şekilde yapılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Mahkeme kararının infazı için satış memuru görevlendirilmesi gerekli ise de satış memurunun ismen belirtilmesi doğru değildir....

          Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının oto satış sözleşmesine dayanarak 35.000 TL olarak belirlenen aracın faturasının 28.050 TL olarak düzenlenmesi nedeniyle aradaki fark için talepte bulunduğu, aracın satış bedelinin 11/11/2010 tarihli noter satış sözleşmesine göre 28.050 TL olduğu, davacının dayandığı 28/10/2010 tarihli oto satış sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığı, sonraki tarihli noter satış sözleşmesi resmi nitelikte olduğundan ispat gücünün adi yazılı sözleşmeye göre daha fazla olduğu, bu nedenle noter satış sözleşmesinde belirtilen satış bedeli üzerinden tarafların anlaşmaya vardıklarının kabulü gerektiği, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunanın şikayete konu taşınmaz yönünden satıştan vazgeçtiği, icra dosyasına yatırılan satış avansının ve satış masrafının satışı yapılan diğer taşınmazlar için harcandığı, şikayete konu taşınmaz için ayrıca satış avansının yatırılmadığı, haciz tarihinden itibaren 2 yıllık süre içinde satış istenmemesi nedeniyle haczin düştüğü, düzenlenen sıra cetvelinde l. sıraya alınmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, ....... 2012/1159 E. sayılı takip dosyasında 06.02.2015 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Dosya incelendiğinde, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine şikayet olunanın 28.03.2012 tarihinde haciz koydurduğu, 01.11.2013 tarihinde satış talebinde bulunduğu ve 05.11.2013 tarihinde satış avansını yatırdığı görülmüştür....

              e 30.10.2008 tarihinde satış suretiyle temlik ettiğini, vekaletnamede satış yetkisi bulunmadığı gibi mirasbırakanın o tarihlerde yatalak hasta olup, vekalet verebilecek durumda bulunmadığını, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olduğunu, satış bedelinin de mirasbırakana veya kendilerine ödenmediğini ileri sürerek satış işleminin iptali ile taşınmazın mirasçılar adına kayıt ve tescilini, mümkün olmadığı taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla gerçek satış bedeli karşılığı 12.000,00 TL'nin miras payı oranında tahsilini istemişlerdir. Davalı ..., usulünce düzenlenmiş geçerli vekaletname ile vekil edenin isteği doğrultusunda satış işlemini yaptığını, satış bedeli olan 17.000,00 TL'yi mirasbırakana ödediğine dair yazılı belge olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur....

                a satış ilanının tebliğ edilmediğini ileri sürerek, 20.06.2016 tarihinde gerçekleştirilen menkul ihalesinin feshini talep ettikleri, mahkemece istemin reddine ve para cezasına hükmedildiği görülmektedir. İİK'nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının taraflara tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Somut olayda, ... ... 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4372 Esas sayılı dosyasından gönderilen 13.05.2016 tarihli satış talimatında, menkul mal yönünden satış ilanının borçlu tarafa tebliğine ilişkin talimat yazıldığı görülmektedir. ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2016/806 Talimat sayılı dosyasında alınan 13.05.2016 tarihli satış kararında ise; “Yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, borçluya çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönmesi halinde satışa devamına, tebliğ zorunluluğu aranmasına yer olmadığına” karar verilmiştir....

                  Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilen taşınmazın, satış ihalesinin kesinleşmesi üzerine satış memuru tarafından yapılan dağıtım cetveline (sıra cetveline) itiraza ilişkindir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davalarına bakma görevinin genel görevli asliye hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesince ise uyuşmazlığın sulh mahkemesinin ortaklığın satış suretiyle giderilmesi kararı uyarınca satış memuru tarafından yapılan satış memuru işlemine şikayetten kaynaklandığı, bu şikayete bakma görevinin İİK’nın 4/son maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesine ait olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu