Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/113 talimat sayılı dosyasında 17/03/2020 tarihli satış kararında, birinci satış tarihinin 29/04/2020, ikinci satış gününün ise 14/05/2020 olduğu, her iki satış günü de 7226 Sayılı Kanunda öngörülen ve 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen 17/06/2020 tarihli satış karar alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere ilişkin karar alındığı, taşınmazın birinci artırma tarihi olan 07/07/2020 tarihinde ihale edildiği görülmüştür....
Kurumsal Satış Departmanı Prim Uygulaması” başlıklı belgeye göre satış prim oranlarının A ve B kategori şeklinde Direkt Satış ve Endirekt Satış şeklinde ayrıma tabi tutulduğu ve her satış türüne göre farklı bir prim oranı öngörüldüğü sabittir. Yine davacının yapmış olduğu satışlardan hak kazandığı prim miktarın %35 satış departman müdürüne ödeneceği de açıkça belirtilmiştir. Mahkemece öncelikle 2008-2010 yıllarına ilişkin davacının yaptığı satışlara ilişkin tüm kayıtlar dosyaya getirtilmelidir. Daha sonra gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının 2008-2009-2010 yıllarına ilişkin yapmış olduğu satışların A ve B kategorilerinden hangisinde kaldığı ve bunların hangilerinin Direk Satış, hangilerinin ise Endirekt Satış olduğu açıkça tespit edilerek işyerinde uygulanan prim uygulamasında belirtilen oranlara göre davacının hak kazandığı satış prim alacağı davalı lehine oluşan usulü kazanılmış haklarda dikkate alınarak tespit edilmelidir....
DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Karasu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/18 Satış sayılı dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; ihalenin yapıldığı 10/01/2020 tarihinden itibaren 7 gün sonunda ihalenin feshi davasının davacı tarafça süresinde açıldığı, davacının arttırmaya hazırlık aşamasında usulsüzlük yapıldığını iddia ederek fesih talebinde bulunduğu, taşınmaz mal ihalesinde, İİK'nın 127. maddesi hükmü uyarınca ilgililere satış ilanının tebliğinin zorunlu olduğu, davacının, satış ilanının vekil sıfatıyla kendisine tebliğ edilmediği ve satış ilanının usulüne uygun ilan edilmediği iddiasında bulunduğu, satış ilanının trajı 50.000 üzeri ve ülke genelinde yayın yapan gazetede ilan edildiği, satış ilanının taşınmaz hissedarlarına usulüne uygun çıkarıldığı, davacı Hasan Ünal ve diğer hissedar vekili Av....
Dava konusu taşınmazda önceki satıcı ... dışında başka mirasçıların da bulunduğu , ...’nun zilyetliğinin yasal ve tek başına zilyetlik olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair karar Dairemizce, özetle “...Taşınmazın maliki olan ...’nun biçimine uygun düzenlenen 7.7.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ...’a satış vaadinde bulunulduğu , bu kişinin de yine biçimine uygun düzenlenen 17.6.1983 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile kazandığı 1/2 payın yarısını ... ve ...’ya satışını vaad ettiği, ...’nın da taşınmazdaki payını 12.9.1983 tarihinde davacılardan Kemal Gürsoy’a satış vaadinde bulunduğu , bayi-i evvel ...’nun 1982 yılında öldüğü 22.3.1994 tarihinde ... mirasçıları ile 7.7.1981 satış vaadi sözleşmesinin alacaklıları ... ve ...’ın bir araya gelerek 7.7.1981 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesini fesih ettikleri, aynı tarihte biçimine uygun düzenlenen ayrı bir sözleşme ile 103 no’lu parselin 1/3 hissesinin ... mirasçıları uhdesinde bırakıldığı, 1/3 payın davacıların...
Somut olayda, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu hisse, 16.04.1993 tarihli sözleşmenin borçlusu ...'nın murisi olan ... adına kayıtlı iken 25.02.2008 tarihinde vaat borçlusunun mirasçıları olan davalılar adlarına intikal etmiştir. Bu nedenle yargılama aşamasında elbirliği ortaklığının çözülmesi nedeniyle bu tarihten itibaren ifa olanağı doğmuş olduğundan zamanaşımı süresi dolmamıştır. Davalıların murisi ...’nın 21 ada 63 sayılı parselde kök muris ...’den gelen kargir dükkan üzerindeki hak ve hisselerini ...’a satmayı vaat ettiği, ...’nin de satış vaadine konu hisseleri davacı ...’ye geçerli bir şekilde temlik ettiği, satış vaadine konu taşınmazın ifraz sonucu 21 ada 108 parsel sayılı müstakil parsel haline geldiği bu parselde satış vaadinde bulunan ... mirasçılarının paylı malik oldukları anlaşılmıştır....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 17.05.2012 tarihli, 2012/5689 Esas - 2012/7082 Karar sayılı ilamı ile "...dosya içerisinde bulunan 22.02.1978 tarihli satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde satış bedelinin 200.000 TL olduğu 50.000TL kısmının peşin ödendiği, kalan 150.000 TL'nin ise 10.000TL'lik taksitlerle ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Satış vaadinde bulunan ... mirasçıları davalılar satış bedelinin tamamının ödenmediğini savunmuşlar, satış vaadi alacaklısı ... mirasçıları davacılar ise dosyaya ibraz ettikleri bono niteliğindeki belge fotokopileri ile satış bedelinin tamamının ödenerek senetlerin geri alındığını ifade etmişlerdir. Bu durumda davacıların satış bedeline ilişkin ödemelerini dosyaya ibraz ettikleri senetler karşılığında yapıldığını ispat etmeleri gerekir....
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının, satış bedeli, harç ve yargılama giderlerinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Satışına karar verilen taşınmaz; a) Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b) Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c) Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedeli, harç ve yargılama giderlerinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkeme kararının infazı için satış memuru görevlendirilmesi gerekli olmakla, bu görevlendirme yapılırken isim belirtilmemesi gerekmektedir....
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının, satış bedeli, harç ve yargılama giderlerinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Satışına karar verilen taşınmaz; a) Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b) Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c) Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedeli, harç ve yargılama giderlerinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkeme kararının infazı için satış memuru görevlendirilmesi gerekli olmakla, bu görevlendirme yapılırken isim belirtilmemesi gerekmektedir....
Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Karar ve ilam harcının da paydaşlardan bu oranlarda tahsiline karar verilmelidir. Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun eki Tarifenin "Karar ve İlam Harcı" başlığı altında düzenlenen 1. maddesinin (c) fıkrası uyarınca bir gayrimenkulün hissedarlar arasında satış suretiyle şuyuun izalesine dair hükümlerde gayrimenkulün satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranında, menkul niteliğindeki mallar üzerindeki paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde ise 2. maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca maktu harç ile yetinilmesi gerekir....
İcra emrinin borçluya tebliği tarihi olan 13.04.2012 tarihinden itibaren, Aile Mahkemesi'nin tedbir kararının devam ettiği 12.06.2013-25.12.2014 tarihleri arasında satış isteme süresinin durduğu, alacaklının satış talebini geri aldığı 20.02.2015 tarihi itibariyle 2 yıllık satış isteme süresinin dolmadığı ve satış talebinin 2 yıllık sürenin sonuna kadar yenilenebileceği anlaşılmaktadır.O halde, Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere 2 yıllık satış isteme süresinin dolmaması nedeniyle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar...