İlçe Emniyet Amirliğinin 20.10.2010 tarihli fezlekesinde pasaportların sahte olabileceğinden şüphelenildiği belirtilmiş olmasına rağmen sahteliğin belirlenmesine yönelik herhangi bir bilirkişi raporunun dosyada bulunmadığı da dikkate alındığında, adı geçen yabancı uyruklu şahıslara ait pasaportlar üzerinde bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise bu rapor da dosyaya konulup, sanıkların savunmaları da nazara alındığında, pasaportlardaki sahteciliği ilk bakışta anlayıp anlayamayacakları da gözetilmek suretiyle tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki bozma düşüncelerine aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/04/2015 tarihinde...
temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Sanık vekilinin 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin yapılan incelemesinde; Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, Sanık vekilinin 5237 sayılı TCK'nın 207/1-2 maddesi gereği kurulan hükme yönelik temyiz isteminin yapılan incelemesinde ise; Sanığın işlettiği bakkal dükkanında 8 paket sahte TAPDK bandrollü sigara ele geçtiğinden bahisle açılan kamu davasında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 207/1-2 maddesi kapsamında kaldığı kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de ,dosya kapsamı,sanık savunması ve dava konusu sahte bandrollerin ancak optik cihaz yardımıyla orjinal bandrollerle mukayesesi sonucu sahteliğinin tespit edilebileceği ve sahteliğin...
Sahteciliğin tespiti iddiasıyla açılan davalarda sonucu beklenen Torbalı 1....
Sahteciliğin tespiti iddiasıyla açılan davalarda sonucu beklenen Torbalı 1....
tespiti, gerekmesi halinde bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca sanığın savunmasında ve tanık ...’ın beyanlarında geçen suça konu çekleri verdiği iddia olunan...’ın kolluk marifeti ile araştırılarak, bulunması halinde olaya ilişkin beyanlarının alınması, ayrıca suça konu çeklerde sanık cirosundan önce gelen ciranta görünen şirketler ......
Kararı davacılar vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davanın husumet nedeniyle reddi kararının yerinde olmadığını,HMK 208/4.madde kapsamında davanın görülmesi gerektiği,ayrıca HMK 212.madde kapsamında resmi belgedeki imza ve yazıda sahtelik iddiasına karşı davanın davalılara yönetilmesinde aykırılık bulunmadığını,sahtelik tespit edilmediğinde ceza davasının açılmayacağını,sahteliğin tespitinde ise ceza hukukundaki kriterlerin dikkate alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Somut davada davacılar murisine ait olduğu iddia edilen taşınmazın, davalı noterin düzenlediği ileri sürülen sahte vekaletname ile vekalet verilen kişi tarafından yine dava dışı 3.şahsa tapudan resmi satış işlemi ile mülkiyetinin aktarıldığı,tapuda taşınmaz satışına dair vekaletnamenin sahte olduğu ileri sürülerek sahteliğin tespiti talep edilmiştir....
Başka bir deyişle, sahteliğin beş duyuyla anlaşılabilir olmaması gerekir. Özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmesi gerekir. Somut olayda; sanığın başkasına ait tomografi evraklarındaki ismi daksilleyerek babasının ismini yazdığı ve tomografisinin çekilmesini sağladığı, suça konu tomografi evraklarının, bu evrakları inceleyen görevli doktor tarafından ilk bakışta fark edildiği ve bu nedenle tutanak tutulduğu anlaşılmakla, mahkemece iğfal kabiliyeti olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Dairemizin tevdi kararı üzerine dosyaya getirtilen suça konu nüfus cüzdanı aslı üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde, üzerinde soğuk mühür bulunduğu, sahteliğin ilk bakışta dikkat çekmediği ve belgenin aldatma niteliği bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....
Şti.nin, Ankara İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün açmış olduğu fidan dikim ihalesine girdiği ve ihalenin bu şirkete verildiği, sözleşmeyi imzalayabilmek için gerekli olan suça konu, 30.12.2010 tarihli “kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu” başlıklı belgeyi sahte olarak düzenleyerek Ankara İl Çevre ve Orman Müdürlüğüne verdiği iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; belgedeki sahteliğin Ankara İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından katılan kuruma teyit için yazılan bilgi isteme yazısı üzerine ortaya çıkmış olması ve belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından; 1) Belge aslının duruşmada incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve benzer şekilde düzenlenen gerçek bir belgenin getirtilmesi suretiyle suça konu belgenin aldatıcılık niteliğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılıp...
uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 2) Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak; Sanığın ... adına düzenlenmiş 24.05.2010 tarihli sahte reçetenin arkasına kendi ad ve soyadını yazarak imzaladığı, 05.04.2010 tarihli reçete arkasına sigortalı ... adını yazıp imzalayarak reçetelerde yazılı ilaçları aldığı iddiasıyla zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; 24.05.2010 tarihli reçete arkasına sanığın kendi ad ve soyadını yazarak imzaladığından bu reçete yönünden sahteliğin...