Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçmişe etkili feshi ile karşılıklı menfi ve müspet zarar istemidir. Sözleşmenin tarafları olan arsa sahipleri ve yüklenici karşılıklı sözleşmenin geriye etkili feshi ile menfi ve müspet zarar taleplerinde bulunmuşlardır. Sözleşmenin geriye etkili feshini talep eden taraf, fesihte haklı olsa dahi, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde müspet zararlarını değil, ancak TBK'nın 125/3 maddesinde dayanağını bulan menfi zararlarını talep edebilecektir. Sözleşmeyi fesihte haksız olan taraf ise sadece karşı tarafa kazandırdığı yararlı şeylerin iadesini, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre talep edebilir. Sözleşmenin feshini istemeyen taraf, kendi edimini yerine getirmiş veya getirmeye hazır ise, edimini yerine getirmekte kusurlu olan veya temerrüde düşen karşı taraftan müspet zararını isteyebilir....

bu alacak ile sözleşmenin feshi arasında illiyet bağı bulunmadığını, bu kalemin de öncelikle sözleşmenin haklı nedenle feshinden dolayı reddine aksi halde fesih ile illiyet bağı bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini, tüm alacak kalemleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul yönünde verilen kararların kaldırılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayalı kar mahrumiyeti ve ceza şart tazminatı ödenmesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 01/06/2012-01/06/2014, 01/07/2014-01/07/2015 ve 01/07/2015-01/07/2015 süreli sözleşme kapsamında davacı güvenlik şirketinin davalıya güvenlik hizmeti verdiği, davalının 15/01/2016 tarihli fesih ihtarnamesi ile personel ücretlerinin davacı güvenlik şirketine brüt ücretler üzerinden ödenmesine rağmen davacı şirketin personeline asgari ücret üzerinden ödeme yaptığı gerekçesiyle sözleşmeyi tek taraflı feshettiği, bunun üzerine davacının sözleşmenin haksız feshedildiğini iddiasıyla kar mahrumiyeti ve cezai şart ödenmesi için bu davayı açtığı görülmektedir....

    Mahkemece, davalı ...’nin üstlendiği taahhüdü yerine getirememesi yüzünden karşı tarafın uğradığı olumlu zararlarını gidermekle yükümlü tutulması gerektiği, bu bakımdan sözleşme gereğince ödenen bedellerin davacıya iade edilmesi gerektiği, ne var ki mahrum kalınan kar bakımından BK.325 kıyasen uygulandığında, işin yapılmaması nedeni ile sağlanan tasarrufun, başka bir ... alınmış ise , oradan elde edilen karın düşülmesi gerektiği, dosyada bu yönde davacı tarafça delil ibraz edilmediği, kar mahrumiyetine ilişkin talep yönünden davanın ispat edilemediği gerekçesi ile kar mahrumiyeti talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Dairemizin 11/10/2012 tarih, 2012/7076 Esas ve 2012/14897 Karar sayılı ilamı ile; “Taraflar arasındaki 24/08/2007 tarihli bayilik sözleşmesinin 27. maddesinde ‘şirket, bayinin sözleşmeyi ihlali nedeni ile sözleşmeyi feshettiğinde, şirketin uğradığı zarar, ziyan ve mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı asgari 20.000 Euro olarak ödemeyi kayıtsız şartsız kabul ve taahhüt eder..” düzenlendikten sonra 28. maddesinde “yine” sözcüğü ile başlayan “yine bayinin sözleşmeye aykırılığı dolayısıyla sözleşmenin feshine neden olması durumunda 4. maddesinde de cezai şartı ödemeyi önceden kabul etmiştir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davacının anılan sözleşme hükümleri uyarınca hem kar mahrumiyeti hem de cezai şart isteyeceği gözetilmeden sözleşmenin yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur....

        Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davaya konu ariyet mallara ilişkin talep bir önceki mahkeme ilamı ile hüküm altına alınmış olmakla ve bozma dışında kalarak kesinleşmiş bulunmakla bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, davacı yanın cezai şart ve yoksun kalınan kâr tazminatına ilişkin olarak davasının kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 USD cezai şart 5.000 USD yoksun kalınan kar tazminatı olmak üzere toplam 10.000 USD'nin 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi uyarınca yürütülecek usd faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 03.07.2014 tarih 2013/15892 esas ve 2014/12248 karar sayılı ilamı ile; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı...

          , 202.358,97 Euro yoksun kalınan kâr ve 138.760,44 Euro denkleştirme tazminatı olmak üzere 422.063,09 Euro'nun faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

            KARAR Davacı, gözlük satışı ile uğraştığını ve gözlük satışının neredeyse tamamını 25/04/2007 tarihli sözleşme gereği davalı kurum sigortalılarına yaptığını, davalı tarafından gönderilen 19.01.2010 tarihli yazı ile sözleşmesinin 7 yıl süreyle feshedildiğini ve hakkında 508,14 TL para cezası uygulandığını, sözleşmeninin feshi kararının iptali amacı ile açtığı davanın kabul ile sonuçlandığını ve Yargıtayca da onanarak kesinleştiğini, davalının haksız feshi nedeni ile ekonomik olarak zor duruma düştüğünü ve işlerini yürütemez hale geldiğinden işyerini kapatmak zorunda kaldığını ileri sürerek 508,14 TL haksız para cezası ve mahrum kalınan kazanç bedeli karşılığı olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 4.000,00 TL manevi tazminatın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare maddi tazminat talebini ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

              tahsili ile davacılara verilmesine, davalı gerçek şahıslar yönünden açılan davalının feragat nedeniyle reddine sözleşmenin feshi nedeniyle konusuz kalan yetki talebine ilişkin 5 ATM'nin.......

                Olduğu davacı tarafça sözleşmenin haksız feshi nedeniyle cezai şart ve kar mahrumiyeti tazminatı talep edilmiş olduğu, mahkemece taraflar arasında sözleşme başlangıç tarihlerine ilişkin anlaşmazlık bulunduğu bu hususun netleştirilmesi yönünden EPDK ya yazılan müzekkereye gönderilen cevapta ekli olarak sunulan sözleşmeye göre taraflar arasındaki sözleşmenin 18/03/2010 tarihinden itibaren 5 yıl olarak düzenlendiği, yazı olarak 03 tarihinin 18/05/2010 olarak değerlendirilse bile davalının ihtar ve fesih tarihi dikkate alındığında sözleşmenin önceden feshinin söz konusu olmadığı, aksini ispat yükünün davacıda olduğu, süresinden önce haksız feshin ve buna dayalı kar kaybına yönelik talebin sübut bulmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verildiği, ... Atm nin 09/11/2020 tarihli yazısından dosya aslının mahkememizde bulunması nedeniyle iade edilmediğinden kesinleştirme işlemleri gerçekleştirilemediği bildirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu