Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı; sözleşmenin zamanaşımına uğradığını, ayrıca geçersiz olduğunu, davacının edimlerini ifa etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki 24.06.2002 tarihli sözleşmenin karma bir sözleşme olması nedeniyle her bir edime ait olduğu sözleşmeye ilişkin zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, ifası istenen edimin eser sözleşmesine ilişkin bir edim olduğu ve 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, icra takibinin 23.05.2012 tarihinde yapıldığı, bu nedenle davacının talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin ifası için izin ve onay verilmesi davası sırasında davalı ... 09/05/2011 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili Av.Ahmet Yum tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.07.2011 tarih ve 2011/9986-2011/9340 sayılı bozma kararında; "Davacılar vekili, Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/846 esas sayılı dosyasında sözleşmenin ifası için izin ve onay verilmiş sayılması amacıyla 14.10.2009 tarihinde dava açmıştır. 16.12.2009 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15....

      Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmenin 4. maddesi gereğince, sözleşmenin 1 yıl süreyle geçerli olduğu, sözleşmenin bitiminden 1 ay önce taraflardan birinin sözleşmenin yenilenmeyeceğini karşı tarafa bildirmemesi halinde aynı koşullarda sözleşmenin uzamış sayılacağı, aynı maddenin 2. ve 3. paragraflarında davacının sözleşmeyi süresinden evvel feshetme hakkının olmadığının, davalının dilediği zaman ihbarda bulunmaksızın tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceğinin, davacının bankadan tazminat, bedel vb. talep edemeyeceğinin düzenlendiği, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Davacı vekili, davalı tarafından açılan ihale sonucunda ihaleyi kazanan müvekkili şirket ile davalı yan arasında 05.05.2010 tarihinde 52.000,00 TL bedelli 3 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, 60 adet ışıklı bilbord, 20 adet CLP raket ışıklı reklam vitrini, 20 adet ışıklı reklam vitrinli otobüs durağı, 30 adet vitrinsiz otobüs durağı, 3 adet megalight ışıklı reklam panosi ile 1 adet led erkanın kiralandığını, sözleşmenin 12. maddesinde düzenlendiği üzere teknik şartnamedeki ilan araçlarının montajının yapılması gerektiğini, davalı belediyece montajın yapılması beklenmeden Encümen kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin aynen ifası ve tazminat talepli olarak açılan davada verilen tedbir kararına rağmen, davalı yanca her yıl encümence belirlenen kira bedelinin talep edildiğini, sözleşmenin feshedildiğinin ve bahse konu reklam araçlarının hali hazır durumlarının tespiti ile bu araçlara yapılan haksız ve hukuka aykırı müdahalenin önlenmesine, mülkiyetin müvekkilen ait olduğunun...

          Dava konusu ihaleye ilişkin Sözleşme Tasarısı’nın "Sözleşmeye aykırılık hâlleri, cezalar ve sözleşmenin feshi" başlıklı 16. maddesinin 16.1.3. no'lu alt maddesinde, "Aşağıdaki tabloda yer alan ağır aykırılık hâllerinden herhangi birinin gerçekleşmesi hâlinde, 4735 sayılı Kanun'un 20'nci maddesinin (b) bendine göre protesto çekmeye gerek kalmaksızın sözleşme feshedilir." kuralına yer verilmiş, söz konusu Tablo'nun 2. satırında "Sözleşmenin ifası aşamasında yüklenicinin, teknik ve idari şartnamede belirtilen ihaleye katılma şartlarından birini kaybetmesi" ağır aykırılık hâllerinden biri olarak düzenlenmiş; 16.4. no'lu alt maddesinde ise, "Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Kanun'un 25'inci maddesinde sayılan yasak fiil veya davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde ise ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir." kuralına yer verilmiştir...

            Davalı-karşı davacı kiracı, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinde, sözleşmenin tapuya şerh edileceğinin kararlaştırıldığını, bu şerhin 06/06/2012 tarihinde tapu kaydına işlendiğini, sözleşmenin şerhini sözleşmenin her iki tarafının da isteyebileceğini, asıl sözleşme şekle bağlı olmadığından kira sözleşmesinin tali koşulu olan şerhin de şekle tabi olmadığını beyanla davanın reddi istemiş; karşı davada ise, davacının bu davayı açmakla kira sözleşmesini tescil yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve getirmeyeceğinin anlaşıldığını, kiraya verenin tescil yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde kiracının bu yükümlülüğün ifası için dava açabileceğini, her ne kadar kira sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da asıl davanın kabulü halinde şerh anlaşmasının sonuçlarının ortadan kaldırılmış olacağını belirterek kira sözleşmesinin taşınmaza hükmen şerh edilmesini talep etmiştir....

              Sözleşmenin ifasını temin için hiç şüphesiz bilirkişi oy ve görüşü zorunludur. Her ne kadar kayıtlardan satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların başka parsellerle revizyon gördüğü anlaşılmakta ise de bu parsellerin gittileri üzerinden sözleşmenin ifası mümkündür. Esasen bu durum hukukumuzda tahvil nazariyesi ile çözümlenmekte, sözleşme değişen durumlara uyarlanmaktadır. Bu durumda mahkemece; yeniden tayin edilecek ve konusunda uzman olan bilirkişilere belirtilen tahvil nazariyesi çerçevesinde 11.02.1975 tarihli sözleşmenin nasıl ifa edileceğini tespit ettirmek, sözleşme uyarınca davacılar adına tescili gereken payları bulmak ve bunu hüküm altına almak olmalıdır. Değinilen yönünün gözardı edilmesi bozmayı gerektirir. Kabule göre de; davacıların tazminata ilişkin talepleri olduğu halde bu hususta olumlu olumsuz karar kurulmaması da doğru görülmemiştir....

                -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile arsa sahibi davalı idare arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, ifa imkansızlığı nedeniyle karşılıklı olarak feshedildiğini, fesihte kusurlu olduğunu kabul eden davalının müvekkilinin teminat mektubu ile ihale arttırım bedeli ve ilan bedelini iade etiğini, ancak müvekkilinin sözleşmenin ifası için yapmış olduğu yıkım ve enkaz bedelleri de dahil olmak üzere diğer masraflarını ödemediğini ve müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, ıslahla birlikte 27.446,91 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

                  Taraflar arasındaki alacak ve sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, müvekkili ve diğer arsa sahipleri ile davalı arasında 13.05.2008 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının müvekkiline isabet eden iki adet daireyi teslim etmediğini, bu nedenle davalının 17 aylık kira alacağından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 17.000,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; karşı davada ise, karşı dava şartlarının oluşmadığını, davalının kendi kusuruna dayanarak sözleşmenin feshini talep edemeyeceğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir....

                    yeterli ve ciddi emare oluştuğunu, bu durumun sözleşmenin 7.2 ve 7.1 maddelerine göre sözleşmenin ihlali anlamına geldiğinden müvekkili şirket tarafından İzmir 27....

                    UYAP Entegrasyonu