Diğer yandan, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahibince, sözleşme konusu taşınmazdaki payının tamamen veya kısmen üçüncü kişilere temlik edilmiş olması, onu belirtilen sözleşmenin tarafı olmaktan çıkarmaz ve sözleşmenin arsa sahibi tarafından taşınmaz payı temlik edilen kimselere devri sonucunu da doğurmaz. Çünkü, sözleşmenin devrinde, devreden sözleşmenin tarafı olmaktan çıkar ve devrolan onun yerini alır. Yanlar arasındaki sözleşme yürürlükte bulunduğuna göre, davacı tarafça açılan davada, onun yasal mirasçılarının davayı takip yetkisi bulunmaktadır. Tüm bu sebeplerle uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken; hukuksal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı arsa sahibi bu davada, sözleşmenin aynen ifası mümkün olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmakla kat karşılığı inşaat sözleşmesini feshetmediğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi konusunda açılmış bir dava ve verilmiş bir karar bulunmadığına göre, bu sözleşmenin yürürlükte olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece davacı istekleri yönünden işin esası incelenip gerekli kararın verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve davanın esası ile ilgili olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 400,00 YTL duruşma vekalet ücretinin davalı kooperatiften alınarak davacı arsa sahibine verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinin 31.08.2017 tarihli ihtarnamesi ile sözleşme ile en geç 15.04.2015 tarihinde inşaatına başlanması öngörülen inşaata halen başlanmamış olup bu durumdan yüklenicinin sorumlu olduğu belirterek sözleşmenin fesih edildiği ihtar olunmuştur. Davacı yüklenici tarafından 27.11.2017 tarihinde sözleşmenin haksız feshi nedeniyle açılan tazminat davası Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.03.2020 tarih 2017/425 E. 2020/78 K. sayılı ilamıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Arsa sahibinin fesih ihtarı ve yüklenicinin açmış olduğu haksız fesih nedeniyle tazminat davası ile tarafların fesih konusunda iradeleri birleşmiştir. Sözleşmede sözleşmenin ifası sırasında meydana gelebilecek engeller düzenlenmiş olup hava mania engeli sözleşmenin ifası sırasında bulunmaktadır....
Davacı yüklenici şirket vekili dava dilekçesinde, sözleşmenin geçerli bulunduğunun tesbiti ve aynen ifası isteminde bulunmuşsa da, iş sahibi Bakanlığın tek taraflı feshi nedeniyle bu istemin kabulü mümkün değildir. Mahkemenin bu konudaki davacı istemini kabul etmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı yüklenici şirket vekili, sözleşmenin feshedildiği kabul edildiği takdirde ayrıca, sözleşmenin haksız ve hukuka aykırı feshi nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı vekili dosyaya verdiği 10.05.2008 günlü dilekçesinde bu konudaki tazminat istemlerinin 800.000,00 TL olduğunu, ancak bu davada fazla haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL istediklerini açıklamış, daha sonra ıslah dilekçesi vererek istediği miktarı 305.998,42 TL daha arttırmıştır. Davacı yüklenici şirketin bu konudaki isteminin kabul edilebilmesi için davalı Bakanlığın fesihte haksız olması gerekir. İşin bitim tarihi 18.10.2007 tarihidir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, İdare Mahkemesini kararından sonra sözleşmenin 5.maddesinin uygulama alanı kalmadığı, davacının bu nedenle sözleşmeye göre edimlerini ifaya devam etmesi gerektiği, davalıları sözleşmenin 5.maddesine göre davete yönelmesinin yerinde olmadığı, İdare Mahkemesi kararının 18.04.2007 tarihinde kesinleştiği davalıların davacı aleyhine 2005 yılında Sözleşmenin Feshi davası ikame ettikleri ve ihtarına sessiz kaldıkları, davacının sözleşmenin aynen ifası talebiyle 2007 yılında yargı yoluna başvurması gerektiği, 5 yıl sessiz kalmasının da iyi niyetli olmadığı, davalılardan...... Mirasçıları olan ..., .....ile anlaştıkları, bu kişiler hakkında davadan feragat ettikleri gerekçesiyle diğer davalılar yönünden de esastan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Dava, kiralananın teslimi, bu talep kabul edilmediği takdirde sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralanın teslimi talebinin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında .../03/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalıların, haklı bir sebep olmaksızın kiralananı teslim etmediğini belirterek sözleşmenin ifası ile kiralananın teslimine, bu talebin kabul edilmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmenin ifa edilememesi nedeniyle uğradıkları 150.000 TL zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile ....142.400 TL'nin tahsili talep edilmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....
Fakat sözleşmenin ifası elbirliği mülkiyetinin sona ermesi halinde talep edilebilir. Eldeki davada, taşınmaz halen ... adına tapuda kayıtlı olduğundan ve 1929 yılında ölen ...’ın terekesi elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğundan, mirasçılarından sadece ...’nin terekeye dahil olmayan davacıya satış vaadinde bulunması nedeniyle bu aşamada sözleşmenin ifası istenemeyeceğinden, davanın reddi yerine sözleşmenin ifa olanağı varmış gibi istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in süresinde olmayan temyiz isteminin reddine, hükmün 2.bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 04.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
-KARAR- Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davalının üzerine düşen teslim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek temerrüdü nedeniyle sözleşmeye dayalı ediminin aynen ifası ve 6000 Euro gecikme tazminatına hükmedilmesi, aynen ifanın mümkün olmaması durumunda sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan 6000 Euro müspet zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının sözleşme gereğince müvekkiline gönderdiği 79.400 TL ile ilgili KDV'yi göndermeyerek daha baştan ihlalde bulunarak temerrüde düşmesi nedeniyle her türlü zarardan kendisinin sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....
un ....05.2007 tarihli ihtarla paylarına 80 adet dükkan ile 40 adet büro düştüğünü bildirerek ayrıca müvekkiline inşaatın yürütülmesi için verdikleri vekaletten azlederek muaraza çıkardıklarını ileri sürerek, muarazanın önlenmesine, müvekkilinin gösterdikleri kişilere sözleşmenin ifası amacıyla davalıları temsil yetkisinin tanınmasına, ....000,00 TL gecikme tazminatı ile ...,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlar dışında sözleşmenin ifası amacı ile davalı ... dışındaki davalılar adına binanın sözleşmeye uygun yapılarak bitirilmesi için gerekli tüm işlemleri yerine getirmeye kat ittifakı kurmaya yetki tanınmasına, kesinleşen diğer talepler hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Tapudaki bu devrin sözleşmenin ifası amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Bu aşamadan sonra sözleşmenin geçersizliği iddiası dinlenemez. TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına aykırıdır. Mahkemece, sözleşmenin varlığı kabul edilerek, tarafların delilleri toplanıp, işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, red kararı verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulüne, mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7,20 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....