Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden değil, sözleşmenin ifası nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece de bu yönde değerlendirme yapılarak hüküm kurulmuş olup, davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarihli ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda da sözleşmenin feshinde yüklenicinin kusurundan sözedilemez. Diğer yandan, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, tek katlı yığma yapının %40 seviyesinde yapıldığı; ancak, inşaat tekniğine uygun yapılmayan inşaatın yıkılıp yeniden yapılması gerektiği saptanmıştır. Bu halde de sözleşmenin feshinde yüklenici kusurlu sayılır. Somut olayda; davacı, davalı yükleniciye verdiği iş bedelinin iadesini dava ettiği halde; Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi gereğince ifaya izin verilmesi ile birlikte yeniden yapım bedelini de talep etmesine yasal olanak yoktur. Çünkü, Borçlar Kanunu'nun 106. maddesi hükmü gereğince; yüklenicinin ediminin ifasında temerrüdünün gerçekleşmesi halinde; davacı eser sahibi, sözleşmenin ifası ile birlikte gecikme nedeniyle maddi tazminat isteyebilir; sözleşmenin yerine getirilmesinden ve gecikme nedeniyle maddi tazminat isteminden vazgeçtiğini hemen bildirerek aynen ifa yerine geçen olumlu zararının tazminini talep edebilir veya sözleşmeyi bozabilir....

      un davalı tarafından üretilen ve kendisine satılan tüm boruların ayıplı çıkmış olması sebebiyle büyük zarar gördüğünü ve davalı ile olan ilişkisinin müvekkilinin ticari mahvına sebep olduğunu, zira davalı'nın ürettiği boruların israil'deki birçok alt yapı projesinde kullanıldığını fakat sonrasında bu boruların sahip olması gereken nitelikleri taşımadığının anlaşıldığını, müvekkilinin bugüne değin çok büyük tutarlarda zarara uğradığını, ileride ortaya çıkacak başkaca gizli ayıplar sebebiyle daha da fazla zarar etme riski altında olduğunu, bahsi geçen tüm zararlarının tazmini için sözleşmenin kötü ifası sebebiyle kısmi dava şeklinde talebi; sözleşmenin haksız feshi sebebiyle belirsiz alacak davası şeklinde talebi; ve ayrıca manevi tazminat talebini içerir dava açtıklarını, söz konusu davanın mahkememizin 2018/296 E.sayılı dosyası ile görüldüğünü, asıl dava'nın dosya hacminin genişliği gereği bilirkişi incelemesinin ve tahkikatın tamamlanmasının uzun sürebilecek olması sebebiyle birtakım...

        un davalı tarafından üretilen ve kendisine satılan tüm boruların ayıplı çıkmış olması sebebiyle büyük zarar gördüğünü ve davalı ile olan ilişkisinin müvekkilinin ticari mahvına sebep olduğunu, zira davalı'nın ürettiği boruların israil'deki birçok alt yapı projesinde kullanıldığını fakat sonrasında bu boruların sahip olması gereken nitelikleri taşımadığının anlaşıldığını, müvekkilinin bugüne değin çok büyük tutarlarda zarara uğradığını, ileride ortaya çıkacak başkaca gizli ayıplar sebebiyle daha da fazla zarar etme riski altında olduğunu, bahsi geçen tüm zararlarının tazmini için sözleşmenin kötü ifası sebebiyle kısmi dava şeklinde talebi; sözleşmenin haksız feshi sebebiyle belirsiz alacak davası şeklinde talebi; ve ayrıca manevi tazminat talebini içerir dava açtıklarını, söz konusu davanın mahkememizin 2018/296 E.sayılı dosyası ile görüldüğünü, asıl dava'nın dosya hacminin genişliği gereği bilirkişi incelemesinin ve tahkikatın tamamlanmasının uzun sürebilecek olması sebebiyle birtakım...

          F22D25C3C Sayılı Pafta, 1931 Parsel, F1 Blok, Zemin Kat 5 Numaralı kayıtlı taşınmazın kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescili ile satış vaadi sözleşmesi imzalandığı tarihten sonra konulan ipoteklerin fekkine ve sözleşmeden kaynaklı cezai şart gibi her türlü alacakla birlikte ayrıca uğranılan tüm zararların(kira bedeli vs.) şimdilik 5.000,34 XX 776/04/2017 sözleşmedeki teslim tarihinden(temerrüt tarihi) itibaren davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, şayet sözleşmenin ifası mümkün değilse sözleşmenin fesih edilerek sözleşme bedeli 322.710,00 TL şimdilik 1.000,00 TL menfi zararın tümünün fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, dumankaya şirketinin yönetimine kayyum olarak atanan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu TMSF'ye davanın ihbar edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıların üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dairemizin müstekar içtihatlarında da kabul edildiği üzere; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa, sözleşmenin ifası amacıyla avans olarak yükleniciye devredilmekte, sözleşmenin yüklenici tarafından ifası gerçekleştiğinde ve ifa edilmiş sayıldığında avans olarak yapılan devrin ifa amacıyla devre dönüştüğü kabul edilmektedir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa üzerine bir bina yapılması, bir inşai faaliyetin bulunması sözleşmenin ifa aşamasında olduğu yönündeki olguyu ortaya koymaktadır. Sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydında sözleşmeye ilişkin şerh bulunmasa da arsa üzerinde bir inşai faaliyetin bulunması nedeniyle, sözleşmenin ifası yönündeki faaliyetin herkes tarafından görülmesi, taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümlerin devralınması sırasında basit bir gözlem ve araştırmayla buna vakıf olunması mümkündür....

            Avansın son ödeme tarihine göre hesaplanan teslim süresi dolmadan ve edimin ifası konusunda davacıyı temerrüde düşürmeden akdi feshetmekte kusurlu olduğu açıktır. Ancak davacı da gerek malzemenin nakli konusunda, gerekse teknik detayların verilmesi hususunda davalı iş sahibini fesih tarihine kadar alacaklı temerrüdüne düşürmemiş, sözleşmenin ifası konusunda kendi edimlerini ifa ettiğini bildirmeden fesih iradesinden sonra istemde bulunularak kusurlu duruma düşmüştür. Bu nedenle tarafların sözleşmenin ifa ile sonuçlanamamasında ortak kusurlu bulundukları kabul edilmelidir. Hükme dayanak bilirkişi raporunda hesaplanan 38.000 Euro imalâta ilişkin bulunmayıp satın alınan malzemenin iadesi nedeniyle fiyat farkından kaynaklanan zarardan ibarettir. Davacı da akdin ifasında kusurlu bulunduğuna göre kendi kusuruna dayanarak zarar isteminde bulunamaz. Bu nedenle zararın yarısından sorumlu tutulmalıdır....

              Şti. yetkilisi olan sanıkların, katılan şirket ile 25/04/2013 tarihinde dosya hazırlama ölçüm raporlama sözleşmesi imzaladıkları, bu sözleşmenin ifasına yönelik olarak da bir takım test cihazlarını sanıklara teslim ettikleri, daha sonra katılan şirket ile sanıklar arasındaki sözleşmenin fesh edilmesine rağmen, sanıkların katılan şirketten almış oldukları test cihazlarını iade etmeyerek atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia edilen olayda; sanıklar ile katılan şirket arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye dayanan edimin ifası ve hizmet bedelinin ödenmesi ile ilgili hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, sanıklara atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin aynen ifası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahibi arasında arsa payı karşığılı inşaat sözleşmesi yapılıdığını, davalının vekalet verme ve arsayı teslim borcunu ifa etmediğini ileri sürerek, davalının vekalet verme ve arsayı davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi ile sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....

                  Diğer taraftan her ne kadar sözleşmede, sözleşmenin yapıldığı tarihteki yüklenicinin edimini yerine getirmemesi ve yeni bir yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması halinde sözleşmenin yeni yapılacak binadaki bağımsız bölümü de kapsayacağı hükme bağlanmış ise de, sözleşmenin bu hükmünün de uygulanma olanağı yoktur. Zira, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla ilerde yapılması taahhüt edilen akit taşınmaz mal satımıdır. O nedenle, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de ilerde yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmeli, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde objektif bakımından esaslı nokta olarak satım konusu taşınmazın ve niteliklerinin gösterilmesi gerekir. Aksi takdirde, sözleşmede belirlilik unsuru bulunmayacağından, o sözleşmenin ifası istenemez. Başka bir anlatımla, davada dayanılan sözleşmedeki şarta bağlı hükmün uygulanması da mümkün bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu