Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/785 KARAR NO : 2023/45 DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması DAVA TARİHİ : 14/12/2021 KARAR TARİHİ : 27/01/2023 Mahkememizde açılan davanın dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda; İDDİA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 18/09/2019 tarihli sözleşmenin düzenlediğini, davalının 12.500.000,00 TL alacağı karşılığında müvekkiline ait bir kısım taşınmazların teminat olarak davalıya devredildiğini, "bu taşınmazların teminat olarak verildiği ve borcun ifası halinde taşınmazların müvekkili şirkete yeniden devredileceği" hususunun protokolün 3. maddesinde düzenlendiğini, müvekkili şirketin pandemi nedeniyle borcunu vadesinde ödeyemediğini, bu konuda davalı tarafa ihtarname gönderildiğini ve "borcun ödenemeyeceğinin" bildirildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile taraflarına 30/09/2020 tarihine kadar süre verildiğini, müvekkilinin 27/08/2020 tarihli ihtarname ile borcun ifası için davalıdan...

    Davalı şahıslarca diğer davalı kooperatife verilen 28.09.2004 tarihli vekâletnamedeki yetkilerden vekilin azledilmesi üzerine davacı yüklenici kooperatifçe açılan bu davada davalı ...’a ait gecekondunun yıkımı, inşaata başlanması, gerekli ruhsatların alınması ve sözleşmenin ifası için izin verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davada davalı olarak gösterilen ... Konut Yapı Kooperatifi sözleşmenin tarafı olmayıp arsa sahiplerine vekâleten akdi imzalamış olduğundan hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi yerine esastan reddi doğru olmamıştır. 2-Yukarıda da açıklandığı gibi inşaat tapuda kayıtlı 7 adet parsel üzerindeki arsalara yapılacak olup, olayda paylı mülkiyet sözkonusudur....

      Şayet ifa imkansızlığı sadece sözleşmenin tarafları bakımından değil herkes için söz konusu ise buna “objektif imkansızlık” yalnız sözleşmenin taraflarından birinin tutumundan doğmuşsa buna da “sübjektif imkansızlık” denilmektedir. İfa imkansızlığı sözleşme yapılmadan önce varsa ve bu olgu herkes bakımından aynı sonucu meydana getirecek ise Borçlar Kanununun 20. maddesi gereğince o sözleşme butlanla batıldır (geçersizdir). İmkansızlık sözleşmeden sonra ve taraflardan birinin (borçlunun) kusurundan kaynaklanmışsa buna “kusurlu imkansızlık” fakat, tarafların kusuru olmadan meydana gelmişse “kusursuz imkansızlık” denilmektedir. Edimin ifası borçlunun kusurundan kaynaklanmaktaysa kuşkusuz alacaklı Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak zararlarının tazminini talep edebilir. Bu saptamalardan sonra somut olaya gelince; Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 02.09.2002 tarihinde düzenlenmiştir....

        ipoteklerin fekkine, sözleşmeden kaynaklı tüm alacakların ayrıca uğranılan tüm zararların şimdilik 5.000,00 TL sının 30/04/2017 sözleşmedeki teslim tarihinden (temerrüt tarihi) itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, şayet sözleşmenin ifası mümkün değilse sözleşmenin feshedilerek müvekkilince ödenen tüm bedellerin iadesi ile şimdilik 1.000,00 TL menfi zararların tümünün fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Mahkemece, sözleşmenin ifası aşamasından önce çıkan uyuşmazlığın çözümüne ilişkin yargılamanın idari yargı yerinde görüleceği anlaşıldığından bahisle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Kural olarak kamu kuruluşlarınca yapılan ihaleden sonra ancak sözleşme imzalanıncaya kadar çıkan uyuşmazlıkların çözüm yeri idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra adli yargı yeridir (Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 03.02.1997 gün ve 1997/4 Esas, 1997/3 Karar sayılı ilâmı). Somut olayda, taraflar arasında 11.05.2009 tarihinde sözleşme imzalanmış, davacı yüklenici, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle feshini ve kesin teminatın paraya çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek davacıya iadesini istemektedir. Görülüyor ki uyuşmazlık, sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkmış olup işe fiilen de başlanılmıştır....

          Sözleşmenin eki mahal listesinde yapılacak imalâtlar ve metrajları ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Davada mahal listesinde gösterilenden fazla imalât yapıldığından bahisle alacak isteminde bulunulmuştur. Gerçekten sözleşme dışı imalât yapılmış ise davacı BK'nın 413. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerine göre bedelini isteyebilir. Ne var ki taraflar arasındaki sözleşmenin 31.5. maddesinde sözleşmenin ifası için zorunluluk arzeden imalâtın bedel talep edilmeksizin yapılacağı kararlaştırılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde mahal listesi dışında fazla imalât tutarı saptanmış, ancak bu imalâtın bir kısmının sözleşmenin az yukarıda değinilen 31.5. maddesine göre yapıldığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda fazla imalâtın ne kadarının 31.5 maddesi kapsamında olduğu açıklanmadığından hükme dayanak alınması doğru olmamıştır....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça açılan sözleşmenin feshi, tapu iptali – tescil, maddi ve manevi zarar istekli davanın devam ettiği, yapılan herhangi bir yapının bulunmadığı, temel atılmadığı, taşınmazın mülkiyeti davalıda olsa da, davacıların arsa üzerindeki dükkanları boşaltmadığı ve davalı tarafça böyle bir talepte bulunulmadığı, sözleşmenin feshi halinde davacı tarafın olumsuz zararlarının giderilmesi için talepte bulunabileceği, kira gelirine ilişkin talebin ise sözleşmenin ifası nedeniyle müspet zarar kapsamında kaldığından istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde müdahiller vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R - Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına ve yapı kayıt belgesinin yapıyı yasal hale getirmeyeceğine ve yüklenicinin ifası tamamlamış olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                - K A R A R - Dava taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı yanca eksik ifası nedeniyle davacı tarafından verilen bir kısım çeklerin iptali ile bu çeklerden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.12 .2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  kabulüne ve davacı yükleniciye sözleşmenin aynen ifasını sağlayabilmek için yetki ve izin verilmesi doğru görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu