Bu süre içinde de davalı şirketin sözleşmenin ifası yönüne bir çalışma olmamıştır. Sözleşmeden sonra davalı şirket, ne Gemlik Belediyesi ne de Gemlik Tapu Müdürlüğü nezdinde bir başvuru yapmıştır. Oysa sözleşmeden sonra aradan geçen beş yıl içinde davaya konu parsellerin olduğu taşınmaz büyük değer kazanmış ve sözleşmede yazılı edimler arasındaki oran davacılar aleyhine bozulmuştur. Davacıları arayan birçok yüklenici hem daha iyi teklif sunmakta, hem de sözleşmenin ifası konusunda güvence vermektedir. Davalı şirketin ise elinde hiçbir inşaat yoktur. Bu da sözleşmenin ifası konusunda davacılarda ciddi endişeye yol açmıştır. Taraflar sözleşmenin 3. Maddesinde yazılı: '' Sözleşmeden sonra 2 yıl içerisinde inşaat ruhsatı alınamazsa taraflar karşılıklı tekrar görüşerek durum değerlendirmesi yaparak, gerekirse sözleşme fesih edilecektir '' hükmü uyarınca değişen sözleşme koşullarını konuşmak ve yeniden değerlendirmek üzere 2017 yılı Mart ayı içinde bir araya gelir....
Hukuk Dairesi'nin 22.11.2018 gün ve 2016/2474-2018/5441 sayılı ilamı aleyhinde taraf vekillerince karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle adi yazılı düzenlenmiş olmakla birlikte imar sonucu 4379 ada 1 parsel numarasını alan 620 ada 24 parselde tapu devri yapılmış olması nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması niteliğinden olacağından geçerli olan sözleşmenin 19. maddesindeki ceza-i şart, düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 158/1. maddesinde tanımlanan seçimlik ceza olup davacı tarafça sözleşmenin ifası doğrultusunda talepte bulunulması sebebiyle istenmesi mümkün olmadığından mahkemece ceza-i şart talebinin reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden...
Uyuşmazlık sözleşmenin ifasından kaynaklanmaktadır. Kural olarak Devlet İhalesinde eser sözleşmesinin yapılması aşamasına kadar ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesi yeri İdari Yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri ise Adli Yargıdır. Somut olayda sözleşmenin ifası aşamasında çıkan uyuşmazlığın Adli Yargı yerinde giderilmesi gerekirken, mahkemece yanılgıya düşülerek İdari Yargının görevine girdiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olamamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Davacının temyiz itirazlarının kabulüne temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
konusunda talepte bulundukları, her ne kadar bilirkişi raporunda davacıların da ortak kusuru olduğu belirtilmiş ise de sözleşmenin ifasında basiretli bir tacir olarak davranması gerekli olan davalının sözleşmenin yerine getirilmesi için diğer maliklerle anlaşma yoluna gitmediği, bu konuda bir çaba göstermediği ve hatta bu çabayı davacılardan beklediği, oysa davacıların bu sözleşmenin yerine getirilmesini dava tarihine kadar makul süreyi aşacak sürede bekledikleri, davalının bu edimini yerine getirmediği sürece temel üstü vizesinin alınamayacağı ve inşaatın yapılması için belirlenen 24 aylık sürenin başlamayacağı, bu nedenle somut olayda davacıların kusuru olmadığı, bilakis sözleşmeyi yerine getirmekle yükümlü olan davalı yüklenicinin kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davacıların ......
Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin esaslı unsuru olan turizm alanından ticari alana çevrilmesi şartının gerçekleşmemesi ve gerçekleşme imkânının da bulunmaması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin ifası BK’nın 117. maddesi uyarınca imkânsız hale gelmiştir. Yüklenici şirket vekili imkânsızlık nedeniyle sözleşmenin imar durumu değişikliğini öngören kısmının geçersiz duruma geldiğini ileri sürmüşse de, taşınmazın turizm alanından ticari alana dönüştürülmesi konulu sözleşmenin yapılış amacı olduğundan, şirket vekilinin bu beyanına değer verilmemiştir. Davacı arsa sahipleri davanın açılmasından bir gün sonra 24.05.2006 tarihinde dava konusu parseli dava dışı Prestij ..A.Ş’ye tapuda satmışlarsa da, sözleşmenin ifasının imkânsız olduğunun anlaşılması nedeniyle bu devir işlemi sonuca etkili görülmemiştir....
nin Kamu İhale Kurumu'na yaptığı şikayet sonucu idare mahkemesinde açtığı iptâl davası sonucunda idare mahkemesinin verdiği karar üzerine davacı ile imzalanan sözleşmenin ifasının durdurularak düzeltici işlem belirlenmesine ve davacı ile yapılan sözleşmenin tasfiyesine karar verilerek tasfiye işlemlerine başlanmış olduğundan yargı kararı sonucu davacı yüklenici ile yapılan sözleşmenin uygulama imkânı kalmamış, ifası imkânsız hale gelmiş ve hukuki imkânsızlık doğmuştur. Davalı iş sahibinin Kamu İhale Kurulu ve idari yargı kararı dışında sözleşmeyi fesih beyan ve iradesi bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkeme kararına dayalı sözleşmeyi sona erdirmenin haksız fesih sayılıp sayılmayacağı ve bundan iş sahibinin sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasındadır....
Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, birleşen dava ise sözleşmenin ifası için yetki ve izin verilmesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında 05.01.2012 tarihli sözleşme imzalanmadan önce 18.07.2011 tarihli belediye meclis kararı ile imar planı değişikliği yapıldığı ve sözleşmeye konu taşınmazın imar planında kapalı otopark alanı olarak belirlendiği sabit olup, bu durumda sözleşmenin yapıldığı tarih itibari ile imar düzenlemesinden kaynaklanan imkansızlık halinin mevcut olduğu ve sözleşmenin başından itibaren geçersiz olduğu sabittir. Geçersiz sözleşmenin bazı şartlarının yerine gelmesi ile geçerli hale gelmesi de mümkün değildir. Bu nedenle asıl davada sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, birleşen davada ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Edimin ifasına fesat karıştırma suçundan zarar gören ve kovuşturma aşamasında duruşmadan haberdar edilmeyen Hazine vekilinin katılma talebinin 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18 ile CMK'nın 237/2. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kabulüne, incelemenin katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıkların hizmet alımı ihalesine ilişkin sözleşmenin imzalanmasına müteakip başlayan edimin ifası sürecindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 236/2-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bahse konu maddede edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira döneminin başlanğıcının tespiti ve sözleşmenin ifası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin harcın onama harcından çıkartılmasıyla arta kalan 2.10 YTL.nın temyiz edenden alınmasına, 6.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili, tarafların paylaşıma ve teknik konulara ilişkin hususlarda anlaşamadıklarını, bu nedenle sözleşmenin imzalanmadığını, imzalanan ön sözleşmenin şekil şartına uyulmaması nedeni ile geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki sözleşmenin şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05.03.2013 gün, 2012/6306 E, 2013/1288 K sayılı ilamı ile mahkeme kararı bozulmuştur. Bu kez, davalılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....