Davacı işsahibi açmış olduğu iş bu dava ile, eserin ayıplı olarak imal edildiği gerekçesiyle sözleşmeden dönme hakkına dayanarak ödemiş olduğu bedelin tahsilini talep etmiş olup, aralarındaki uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan vincin ayıplı olup olmadığı, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli talep edip edemeyeceği hususlarındadır. Uygulanması gereken BK'nın 360. maddesinde (TBK'nın 475. maddesinde) ayıplı ifa nedeniyle işsahibinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. 360. madde gereğince eser, işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olursa, işsahibinin sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır....
-Uyuşmazlık dava tarihinden önce akdedilen ....07.2010 günlü sözleşmeden kaynaklandığından uyuşmazlığa 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Ayıplı ifa halinde iş sahibinin kullanacağı seçimlik haklar Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sözleşmeden dönme, ücretten indirim, ayıpların tamir ve ıslahı olarak düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde bu seçimlik haklardan sözleşmeden dönme seçeneğini kullanmıştır. Sözleşmeden dönülebilmesi için yapılan işin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olması ya da aynı ölçüde sözleşme şartalarına aykırı bulunması gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarından eserdeki eksik ve ayıpların önemli ölçüde olmadığı, eserin reddini gerektirmeyeceği, seçimlik hakkın sözleşmeden dönme olarak kullanılmasında isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda hangi seçimlik hakkın kullanılması gerektiğinin mahkemece belirlenmesi gerekir....
ücreti olduğunu, Açıklanan nedenler ile davacı tarafın iddialarının aksine müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirse de, davacı karşı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Davacı tarafın müvekkilinin alacağı için hukuki yollara başvurması üzerine kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, Bu sebeple müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
İ. ... ... 2.baskı, sayfa 161) Öyle olunca mahkemece tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemini seçtiği kabul edilmeli ve ıslah dilekçesinin seçimlik hakka ilişkin kısmının dikkate alınmaması gerekir. Mahkemece, ıslah dilekçesinde belirtilen arızalarda dikkate alınarak; sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkını kullandığıda dikkate alınmak süretiyle; 25.5.2004 tarihinde satın alınan aracın ... süresi içinde meydana 2006/16777 2007/4240 gelen arızalar sebebiyle 4077 sayılı yasanın 4. maddeleri ile ... Belgesi uygulama esaslarına dair Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan sözleşmeden dönme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
olarak akdedilmeyen bu sözleşmenin geçersizliği durumunda davalı taraf sebepsiz zenginleşme dolayısıyla müvekkili tarafından kendisine ödenen bedeli geri vermekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği durumda ise, müvekkilinin dönme hakkı söz konusu olacağını, müvekkilinin sözleşmenin imzalanarak yürürlüğe girdiği tarih olan 03.09.2019 tarihinden sonra müvekkilinin son ödemesini yaptığı 25.02.2020 tarihinden kısa bir süre sonra sözleşmeden dönme talebini davalı tarafa ilettiğini, müvekkilinin yirmidört aya kadar herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, müvekkilinin 17.900,00 TL ödeme yaptığını ve yaptığı ödemeleri gerek şubeye giderek gerekse müşteri temsilcisi ile telefon ile konuşarak/mesajlaşarak talep ettiğini, Tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculukta anlaşılamayarak anlaşamama tutanağı düzenlendiğini belirterek; davanın kabulüne, müvekkilinin TKHK m.45 uyarınca sözleşmeden dönmesi...
Bilirkişi heyeti ---- tarihli raporunda özetle; teknik inceleme yapıldığında; dava konusu ------ tamiri mümkün olmadığını, gizli ayıplı olduğunu, borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında; mahkemece uyuşmazlık noktalarının belirlendiği --- tarihli celsede davacının sözleşmeden döndüğü hususu kabul edilmiş ve dönme üzerine olumsuz (menfi) zarar ile ilgili hususların değerlendirilmesine karar verilmiş olup sözleşmeden dönmenin değil, dönmenin sonucu bakımından zarar yönünden değerlendirme yapıldığını, taraflar arasında ------- satım bedeliyle, TBK m.207 hükmünce taşınır satış sözleşmesinin kurulduğu, davacının alıcı, davalının ise satıcı sıfatını haiz olduğunu, davacının, satılanın gizli ayıplı olması dolayısıyla TBK m. 227/1, b.l hükmünce sözleşmeden dönme yönündeki seçimlik hakkını kullandığı ------, davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmındaki talebi incelendiğinde ----- menfi zararının davalının temerrüde düşürüldüğü------ tarihinden itibaren işleyecek bankalarca...
resmi şekilde yapılmış olan Düzenleme Şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vadi Sözleşmesinin geçerli olduğu, davacının sözleşmenin geçersizliğine ilişkin iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. 6502 Sayılı Yasanın 45/1. maddesine göre ön ödemeli konut satışında tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı olup, aynı maddenin 3.fıkrası; "sözleşmeden dönülmesi durumunda tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç 90 gün içinde tüketiciye geri verilir." şeklinde düzenleme mevcut olup, somut olayda davacı dava açmadan önce 30/10/2019 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmeden döndüğünü davalıya bildirmiş olup, bu bildirim yeterli olmakla, davacının sözleşmeden haklı nedenle döndüğünün tespiti için bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, ihtarnamede davalıya 75.500,00 TL'yi ödemesi için 7 günlük süre verilmiş ise de, 6502 Sayılı yasanın 45/3 maddesine göre...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.11.2022 Tarihli ve 2022/86 Esas, 2022/609 Karar Sayılı Kararı Taraflar arasında taşınmaz devrine ilişkin sözleşme akdedildiği, ancak taşınmazların devri gerçekleşmediği iddiasıyla davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin istendiği, taşınmaz devri sözleşmelerinin kanunen resmi şekilde yapılması gerektiği, resmi şeklin geçerlilik koşulu olduğu, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz bir sözleşme olduğu, bu nedenle ifa yeri ve buna bağlı olarak sözleşmeden doğan davalarda yetki kuralının uygulanma olasılığı bulunmadığı, sözleşmeden kaynaklanan davalardaki yetki kuralının uygulanabilmesi için davanın sözleşmeden kaynaklanması gerektiği, aksinin savunulması halinde bile taraflar arasında kurulduğu iddia edilen sözleşmede devredilecek taşınmazların Manisa ili Alaşehir ilçesindeki taşınmazlar olduğu için sözleşmenin ifa yerinin de Alaşehir ilçesi olduğu, davacı zaten satın alan konumunda olmakla ve satış...
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 13.03.2014 gün ve 2014/5 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 5510 sayılı Kanun gereği yapılan "Sosyal Güvenlik Kurumu Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzeme Sözleşmesi" başlıklı sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Sözleşme gereği davacı, davalının kesmiş olduğu ceza bedelinin iadesini ve tedbir karşılığı ödemenin durdurulmasını talep edilmiştir. Uyuşmazlık, niteliği itibariyle eser sözleşmesinden değil, 5510 sayılı Kanun gereği düzenlenen sözleşmeden kaynaklandığından, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 09.05.2006 gün ve 596-236 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Yanlar arasındaki uyuşmazlık, davaya dayanak alınan 29.06.2004 günlü sözleşmeden kaynaklanmış olup, davalının sözleşmeden doğan sorumluluğu sebebiyle maddi tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir. Buna göre, davaya dayanak alınan sözleşme, hukuksal niteliğince eser sözleşmesi sayılamaz. Bu sebeple, yerel mahkeme kararının temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesine ait olduğundan dava dosyasının anılan Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....