Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmeden doğan bu ilişkide davacının sözleşmeden kaynaklanan talepleri dava yoluyla isteyebileceği ortadadır. Sözleşmeden doğan hakların dava dışı finansal kiralama şirketine temlik edildiğine dair bir belge de sunulmamıştır. Bu durumda davacının sözleşmeye dayanarak açtığı bu davada davanın esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Böyle olunca mahkemece davacının sözleşmeden cayma hakkının oldugunun kabulü ile bu ilke dogrultusunda hüküm kurmak gerekirken davanın reddine karar vermek usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacılardan ... sözleşmeden sonra tapudaki bir kısım hissesini devretmiş ise de sözleşmeden doğan haklarını temlik etmediğinden sözleşmeden kaynaklanan alacaklarını talep edebileceği kabul edilmelidir. Dava dilekçesinde ise davalı olarak kooperatif gösterilmiş olup ...'nın ismi kooperatif temsilcisi olması nedeni ile yazılmıştır. Diğer yandan dava kooperatif aleyhine doğru olarak açıldığından mahkemece kooperatifin davada temsil edildiği de gözetilerek işin esasına girilmesi ve sonucuna uygun karar verilmesi yerine belirtilen gerekçelerle davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 01.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili, sözleşmedeki imzanın davacı şirketin genel müdürü tarafından imzalandığını, sözleşmeden haberdar olan şirketin akdi inkar etmeyerek yapılan hukuki işleme icazet verdiğini, davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişitir. Mahkemece, davacı şirketin çift imzayla temsil edilmesine rağmen sözleşmede tek imza bulunduğu, sözleşmenin davacı tarafından benimsendiğinin veya bu akde onay verildiğine dair delil bulunmadığı, 11.04.2009 tarihli sözleşmeden davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, sözleşmeden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Noterliği'nin 24/08/2020 tarih ve 12463 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek sözleşmeden dönüldüğü iddiası ile sözleşmenin iptali, aracın davalıdan alınıp müvekkiline verilmesi ve trafik tescilinin müvekkili adına yapılması talep edilmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. TBK'nın 259 ve 260. maddelerinde; alıcının temerrüdü halinde satıcının seçimlik hakları ve sözleşmeden dönme hakkı düzenlenmiştir. TBK'nın 259 maddesi uyarınca; "Alıcı peşinatı ödemede temerrüde düşerse satıcı, sadece peşinatı isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir....

          Dava, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesi ile davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı çıktığı gerekçesiyle misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş ıslah dilekçesi ile de, misliyle değişim talebinden vazgeçerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemiştir. Davalı vekili ise; ayıp iddialarının doğru olmadığını, ayıp olduğu kabul edilse dahi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin orantısız güçlük doğuracağını, iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 6502 sayılı Yasa'nın "Tüketicinin seçimlik hakları" başlıklı 11. maddesinde ayıp nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmıştır....

          Davacı işsahibi açmış olduğu iş bu dava ile, eserin ayıplı olarak imal edildiği gerekçesiyle sözleşmeden dönme hakkına dayanarak ödemiş olduğu bedelin tahsilini talep etmiş olup, aralarındaki uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan vincin ayıplı olup olmadığı, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli talep edip edemeyeceği hususlarındadır. Uygulanması gereken BK'nın 360. maddesinde (TBK'nın 475. maddesinde) ayıplı ifa nedeniyle işsahibinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. 360. madde gereğince eser, işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olursa, işsahibinin sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır....

            -Uyuşmazlık dava tarihinden önce akdedilen ....07.2010 günlü sözleşmeden kaynaklandığından uyuşmazlığa 818 Sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Ayıplı ifa halinde iş sahibinin kullanacağı seçimlik haklar Borçlar Kanunu'nun 360. maddesinde sözleşmeden dönme, ücretten indirim, ayıpların tamir ve ıslahı olarak düzenlenmiştir. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde bu seçimlik haklardan sözleşmeden dönme seçeneğini kullanmıştır. Sözleşmeden dönülebilmesi için yapılan işin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olması ya da aynı ölçüde sözleşme şartalarına aykırı bulunması gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarından eserdeki eksik ve ayıpların önemli ölçüde olmadığı, eserin reddini gerektirmeyeceği, seçimlik hakkın sözleşmeden dönme olarak kullanılmasında isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda hangi seçimlik hakkın kullanılması gerektiğinin mahkemece belirlenmesi gerekir....

              sözleşmeden dönme hakkı vardır" denmekte olduğu, davalı yanın bu maddeyi kendi çerçevesinde yordumladığını ve müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkının konutun devri veya teslimi tarihine kadar olduğunu, konutu teslim aldığı için bu hakkının kalmadığını beyan ettiğini, davalının bu beyanının tamamen kötü niyet içerdiğini, konutun sözleşmede belirlenmiş konutun teslim süresine riayet edilmeksizin teslim edildiğini beyanla, her türlü haklarının saklı kalması kaydı ile davanın kabulüne, müvekkili tarafından davalılara ödenen 419.885,00 TL'nın ödeme tarihleri itibariyle ticari faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              ücreti olduğunu, Açıklanan nedenler ile davacı tarafın iddialarının aksine müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirse de, davacı karşı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Davacı tarafın müvekkilinin alacağı için hukuki yollara başvurması üzerine kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, Bu sebeple müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu