Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, bahse konu sözleşmeye istinaden muhtelif krediler kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Rehin Sözleşmesi ve Rehin Limiti: Davalı rehin borçlusu şirket ile davacı banka arasında Ticari krediler için taşıt rehni sözleşmesi akdedildiğini, Rehin sözleşmesinde açıkça gösterilen rehin limiti 72.000,00-TL olduğunu, dolayısıyla davacı bankanın rehin sözleşmesinde gösterilen limit ile kendini bağladığını, bu durumda rehin sözleşmesindeki 72.000,00-TL limit tutarı, tıpkı üst sınır limit ipoteği gibi değerlendirilmek gerektiğini, yani davacının işbu rehine dayalı takipte azami talep edebileceği alacak tutarı (anapara, işlemiş faiz ve fer'ileri dahil) rehin limiti 72.000,00-TL ile sınırlı olarak değerlendirilmesi gerektiği söylenebileceğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacakları...
ne satıldığını, bu şekilde müvekkilinin alacağının teminatsız kaldığını ileri sürerek, aracın 3. şahıslara yapılan satışlarının iptali ile trafik kaydının eski hale iadesine, mülkiyetinin davalı ... adına yeniden tesciline, rehin şerhinin tesciline karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. Diğer davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, davanın kısmen kabulü ile, aracın trafik tescil kaydı üzerinde davacı banka şubesi lehine, 133.840 TL bedelli rehin şerhinin yeniden tesisine, aracın mülkiyetinin üzerindeki rehin hakkı ile sınırlı olarak satışı mümkün olduğundan davacı tarafın satış sözleşmesinin iptali ve kaydın davalı ... adına tesciline dair talebinin reddine dair verilen kararın asıl davada davalı İlkar Oto. Gıd. Teks. Tur. Taş. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Asıl dava davalısı İlkar Oto. Gıd. Teks. Tur. Taş. İnş. San....
Davada, dava dışı şirketten olan alacakları nedeniyle sıra cetveli düzenlendiği, davalı şirketin rehin alacağı 17 550,00 Euro iken rehin sözleşmesi kapsamında olmayan miktarı ilave etmek suretiyle rehinli alacağını 61 500,00 TL olarak bildirmesi nedeniyle sıra cetvelinin iptali davası açmak zorunda kalmaları ve alacaklarını geç aldıkları davalının haksız fiili nedeniyle fazlaya ilişkin hakları mahfuz tutularak 5 100,00 TL tazminatın tahsili istenilmiştir. Davalı, sıra cetveline itiraz davası nedeniyle kendilerinin de alacaklarını geç aldıklarını kusurları bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ticari nitelikte taşıt kredi uyarınca şikayetçi bankanın doğmuş ve doğacak tüm alacağı rehin ile teminat altına alınmış olduğundan takip yapılmamış olsa dahi sıra cetvelinde rehin alacaklısı şikayetçinin rehin limiti kapsamındaki diğer alacaklarda da önceliği olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda yazılı gerekçe ile şikayetçi vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih :01/06/2007 Nosu : 2005/469-2007/204 Taraflar arasındaki rehin sözleşmesinin iptali- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
rehin hakkına ayrıca ve açıkça itiraz mümkün olduğundan taraflarınca rehin belgesi sunulmadığını, takip ilamsız olduğundan herhangi bir belge sunma zorunluluklarının bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ....Kimya Ltd. arasında 31.03.2006 tarihinde Genel Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını davalının da sözleşmenin teminatı olmak üzerine kayıtlı aracını müvekkili bankaya rehin ettiğini ve taraflar arasında aynı tarihli rehin sözleşmesi imzalandığını, borçlu dava dışı şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine, hesabın kat edilip ihtarname keşide edildiği ve takibe geçildiğini ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Kişi olduğunu, dolayısıyla borçtan şahsen sorumlu olmadığını belirterek, davacının ipotek veren sıfatıyla sorumluluğunun ipotekli taşınmazın satışı ile sona ermiş olduğunun ve davalılardan ------- şahsen borçlu olmadığının tesbitine, ------ tutarlı olarak düzenlenmiş ve sonradan---- olarak düzeltilmiş olan tarihsiz ilk rehin açığı belgesinin ve buna dayalı olarak ---- ile yapılmış takibin davacı yönünden iptaline, ----- tarihinde mükerrer olarak düzenlenmiş ---- tutarlı ikinci rehin açığı belgesinin ve buna dayalı olarak ------ sayılı dosyası ile yapılan mükerrer takibin davacı yönünden iptaline, davalı ----- davacı aleyhine yaptığı takiplerde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle, ayrı ayrı her iki takip tutarının %20'sinden az olmamak üzere belirlenecek kötü niyet tazminatının dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı ---- tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Anılan sözleşmede, kira süresinin, taşımacının yetki belgesinin bitim tarihine kadar olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, aracı kiralayan şirketin yetki belgesinin geçerlilik süresi araştırılarak, kira sözleşmesinin süresinin belirlenmesi ve buna göre davalı ....'nin işletenlik sıfatının kaza tarihi itibariyle bulunup bulunmadığının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan karar verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı.....'ne geri verilmesine 4.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bozma üzerine yapılan yargılamada 15.11.2016 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, 18.08.2009 tarihli kök rehin sözleşmesi ve 08.03.2010, 20.05.2010, 26.10.2011 tarihli ek hisse rehin sözleşmelerinde de yeni hisselerin rehinli hisselerden sayılacağı bunun taraflarca kabul edildiği bu hisselerin beyaz cirolu olarak rehin alana teslim edileceği ve kök rehin sözleşmesi gereğince kök rehin sözleşmesinden sonra yapılacak sermaye artırımlarından sonra ek rehin sözleşmesi yapılması gerektiği ve beyaz cirolu teslim şartı konulduğu ancak 31.12.2013 tarihli sermaye artırımından sonra kök rehin sözleşmesindeki şarttan ve sonraki sermaye artırımları akabinde yapılan ek rehin sözleşmelerinden farklı olarak yeni bir ek rehin sözleşmesi yapılmadığı ve bu sebeple 31.12.2013 tarihli sermaye artımı sonrası ortaya çıkan yeni çıplak hisselerin rehinli sayılamayacağı gerekçesiyle davacı yanın rehine dayanan istihkak iddiasının reddine karar verilmiş hüküm davacı üçüncü kişi tarafından esasa ilişkin olarak ve...