Maddesi gereği tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğin tescil ettirilmesi ve dolayısıyla şirketlerin adres değişikliğinin de tescil edilmesinin gerektiğini, münfesih durumda olan şirketlerin Müdürlüklerince tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin adreste tanınmama, adresten taşınma nedeniyle tebliğ edilememiş olmasının tamamen ilgili şirketlerin basiretli bir tacir olarak davranmaması ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, şirketlerin tescilli adreslerine gönderilen ihtarnamelerin 6102 Sayılı Yasa'nın geçici 7....
Taraflar arasında tartışma ihyası talep olunan şirket aleyhine açılan tapu ve iptal tescil davasının varlığı karşısında ve ayrıca adı geçen şirketin terkin olunması nedeniyle TTK Geçici Madde 7 hükmüne göre şirketin ihyası ile tasfiye memuru atanması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. İhyası talep olunan şirketin 09/10/2014 tarihinde ve resen TTK-Geçici 7 madde hükmüne göre resen terkininin gerçekleştiği, bu çerçevede taraf teşkilinin tam ve eksiksiz sağlandığı tartışmasızdır. İhyası talep olunan şirketin, halihazırda Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/451E.sayılı dosyası ile açılan davada aleyhine tapu iptal ve tescil davası açılan şirket konumunda olduğu, bu noktada davacıya taraf teşkilinin sağlanması açısından şirket ile ilgili ihya davası açılması için süre verildiği ise anlaşılmaktadır....
nolu tescil numaralı çoklu tasarımlarının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir....
Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurumca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Kanunun 36. maddesi kapsamında Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir....
Emsal Yargıtay ve BAM kararlarına göre, tasarım tescilinin hükümsüzlüğüne dair davalar yönünden resen araştırma ilkesi geçerli olduğundan ve davacı tarafın itirazları ciddi görüldüğünden, dosya kapsamı deliller, taraf beyanları ve ayrıca internet ortamında resen araştırma da yapılarak, davacı adına tescilli önceki tarihli marka görselleri de incelenerek, keza ürünün niteliği gereği, imalatında kullanılan hammaddelerin görselleri de değerlendirilmek suretiyle, tescilin başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte olup olmadığı yönünde rapor tanzimi için dosya yeniden resen seçilen bilirkişi heyetine tevdi edilmiş oluhp, heyet tarafından hazırlanan 15/11/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, ....... numaralı tescil içeriğinde bulunan tasarımın hükümsüzlüğe dayanak olarak gösterilen ........ tescil numaralı faydalı model görseline ve bilişim incelemesinde tespit edilen paylaşımlardaki tasarımlara göre farklı olarak algılandığı ve yeni ve ayırt edici niteliklere sahip olduğu...
Ev Aletleri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 07/07/1993 tarihinde Müdürlüğe tescil edildiği, en son tescil edilen genel kurulun 22/06/2005 tarihinde tescil edildiği bu tarihten sonra herhangi bir genel kurul tescili yapılmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7....
Ne var ki, dosya kapsamında davacının 1479 sayılı yasa kapsamında işe giriş bildirgesi, tescil bilgisi ve sigortalılık süresinin bulunmadığı görülmektedir. Davalı Kurum ise 1479 sayılı Yasanın kendisine yüklediği gözetim ve denetim görevini yerine getirme ve davacının re'sen tescil işlemini yapmamıştır. Ancak yukarıda açıklanan söz konusu hükümlerdeki kayıt ve tescil edilmemiş olma halinin sigortalılık niteliği taşıyanın kayıt ve tescilini yaptırmamasından ya da kurumun resen tescil görevini yerine getirmemesinden meydana gelmiş olması arasında bir fark görülmemiş, kurumun resen tescil görevini yerine getirmemiş olması hali için istisnai bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda, davacı tarafından 1479 sayılı yasada zaman zaman yapılan ve yukarıda sıralanan düzenlemeler kapsamında kuruma verilmiş bir tescil talebi bulunmadığından, vergi mükellefiyeti olan talep konusu dönemlerde davacının bağ-kur sigortalısı olarak tespit edilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün tavzihine karar verilmesine ilişkin talebin reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı tarafından açılan tescil davasında dava konusu taşınmazın niteliği nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesiyle davası reddolunmuş, davalı Hazinenin karşı tescil talebi nedeniyle dava konusu taşınmaz Hazine adına tescil olunmuştur. Davalı Hazine, 09/07/2012 tarihli tavzih dilekçesi ile adlarına tescil kararı verilen taşınmazın 230 numaralı parselle pafta ve zemin üzerinde çakıştığından, kararın infaz edilemeyeceği iddiasıyla kararın tavzihini istemiştir....
Şti. tarafından müvekkili kuruma 01.11.2019 tarihinde yapılan başvuruyla; davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinde faaliyet göstermediği bildirilerek adres değişikliğinin resen tescil edilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine müvekkili Kurum tarafından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 33 üncü ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 36 ıncı maddesine göre işlem yapılarak davalı şirket ve yöneticisine ayrı ayrı gönderilen ihtarnamelerle, yeni adresin 30 gün içinde tescil ettirilmesi, ettirilemiyorsa bunun sebebinin açık ve anlaşılır bir şekilde bildirilmesinin ihtar edildiğini ancak adı geçenlerin bu ihtara herhangi bir cevap vermediğini ileri sürerek davalı şirketin yeni adresinin tespitine ve ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı şirket, cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de 6102 sayılı Kanun'un geçici 7 nci maddesinin, 01.07.2015 tarihinden sonra meydana gelen işlemlere ilişkin olarak uygulanma olanağının olmadığı, somut olayda, dava dışı şahısların davacı Kuruma başvurup davalı şirketin ticaret siciline kayıtlı adresten mahkeme kararıyla tahliye edildiğini bildirerek adres değişikliğinin resen tescil edilmesini talep ettikleri, davacının şirkete ihtarname göndererek adres değişikliğini bildirmesini istediği, davalı tarafından herhangi bir cevap verilmeyince, işbu dava ile davalının yeni adresinin tespiti ve tescilinin istendiği, 6102 sayılı Kanun'un 32 nci ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34 üncü maddesine göre, sicil müdürlüğünün tescil için aranan şartların var olup olmadığını, mevcut bir durumda değişiklik olup olmadığını resen incelemesi gerektiği, bu kapsamda davacının, şirketin başka...