Maddede de gündemde görüşülecek başkaca madde olmadığından toplantıya son verilmiştir. Yukarıda da anlatıldığı üzere pay sahibinin mahkemeden ---- talep edebilmesi için öncelikle bu talebinin genel kurulda oylanması ve kabul veya reddi yönünde alınmış bir genel kurul kararının varlığı şarttır. TTK'nın 438. Maddesi genel kurulun istemi onaylaması durumunu, 439. Maddesi ise genel kurulun istemi red etmesi halinde izlenecek yolu düzenlemiştir.Gündemde-------tayinine ilişkin bir madde olmasa da pay sahibi genel kurulda bu kısıtlamaya tabi olmaksızın bu talepte bulunabilir. ------- kurulunun pay sahibinin --- oylamaya sunmaktan kaçınması durumunda ( Ki bu durumda da ------ kararlarına göre pay sahibinin istemi hakkında genel kurulda bir karar alınması hususunda ısrar etmekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. ) bu durumda genel kurul kararının iptali değil özel denetim talebinin red edildiği kabul edilerek TTK'nın 439....
şirket pay defterine davacıya devir edilen pay tesciline ilişkin talebin reddedildiğine dair genel kurul kararı da ibraz edilmemiştir....
saptanacak değerin daha yüksek olması hâlinde aradaki farkın da teklifi kabul eden pay sahiplerine ödenmesine karar verildiği, dolayısıyla mevzuata uygun şekilde belirli bir pay alım fiyatı belirlenmediği iddiasının isabetli olmadığı; Mahkeme kararında, payların gerçek değerinin ancak değerleme raporu sonrası ortaya çıkacağından hareketle, değerleme raporu sonrası ortaya çıkacak pay alım fiyatından yalnızca 01/10/2019-14/10/2019 tarihleri arasında zorunlu pay alım teklifine cevap veren yatırımcıların faydalandırılmasının ve anılan tarihler arasında zorunlu pay alım teklifine cevap vermeyen yatırımcıların ise değerleme raporu sonrası ortaya çıkacak gerçek değer üzerinden paylarını satma hakkından mahrum bırakılmasının hissedarların eşit işleme tâbi tutulması kurallarının açıkça ihlâli anlamına geldiği ve hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkelerini sarstığı, ayrıca yatırımcılara hak ve adalet duygusunu sarsan adil olmayan bir ek külfet getirildiği gerekçelerine yer verilmiş ise de...
Kabule göre de; Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir....
nın temyizi üzerine dava konusu taşınmaza revizyon gören tapu kaydının Hazine'nin de taraf olduğu tescil davası ile oluştuğu anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararın kesinleşen hükmün kapsamı dışında kalan ...'nın 15/28 payına ilişkindir. Mahkemece 15/28 pay sahibi ... yönünden davanın reddine, diğer davalı 13/28 pay sahibi ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ikisini de kapsar şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davacının, dava konusu 102 ada 98 parsel yönünden dayandığı ve mahkemece de toplanan deliller ile taşınmaza uygunluğu saptanan 26.10.1966 tarih ve 169 sıra numaralı tapu kaydında, davacı ... ve kardeşi ... ... 1/2' şer pay sahibi olup, müşterek malik ... ...' in açılmış bir davası bulunmadığı gibi, eldeki davaya yöntemince bir katılımı da olmadığına ve somut olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde düzenlenen re'sen araştırma yapılmasını gerektiren hallerden biri de mevcut olmadığına göre, ... ...'e ait olan payın davalı üzerinde bırakılması gereğine" değinilmiştir....
Şikayet olunan İflas İdare Memurları, iflas dosyasında şikayetçinin de dahil olduğu 1. sıradaki alacaklılar açısından sıra cetveline itiraz eden olmadığını, iflas dosyasına aktarılan bedelin şikayetçinin de yer aldığı 1. sıra alacaklılar arasında geçici olarak pay edilmesine karar verildiği, geçici pay cetveline itirazın ancak kesinleşen sıra cetveline konu alacaklılar arasında eşitsizlik yaratıldığı garamenin yanlış hesapladığı noktasında yapılabileceğini, şikayetçinin bu yönde bir iddiasının olmadığını savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....
Ne var ki; hakimin doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak davalılardan ...’nin taşınmazda ... olan pay oranının hükümde ... olarak, yine davalılardan ...’ın taşınmazda ... olan pay oranının hükümde ... olarak yazılması doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “... Doyman kızı ... (...)'ın ...olan hissesinin ... olarak“ ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “... Doyman kızı ... (...)'ın ...olan hissesinin ... olarak” ibaresinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “... oğlu ...'nin ...olan hissesinin ... olarak” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “... oğlu ...'nin ...olan hissesinin ... olarak” ibaresinin yazılmasına, davalı ... ve diğer davalılar ..., ...'...
ASIL DAVADA CEVAP Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu şirket paylarının nama yazılı senede bağlandığını, nama yazılı pay senetlerinin devrinin ancak ciro ve teslimiyle mümkün olduğunu, pay senetlerinin senet sahiplerinin cirosuyla Yapı ve Kredi Bankası’na rehin verildiğini, pay senetlerinin pay sahiplerinin elinde olmadığını, şirketin ortaklık yapısındaki değişiklik için, yeni pay devri için rehin alacaklısı Yapı ve Kredi Bankası’nın yazılı ön izninin zorunlu olduğunu, pay devri işlemi için ön izin başvurusu yapılmadığını, ödenmeyen sermaye taahhüdüne ilişkin ıskat işlemi hem kanuni zorunluluk hem de şirketin içinde bulunduğu yatırım aşamasında sermaye artışı işlemi için kaçınılmaz olduğunu, ıskat işleminin kanunda tarif edilen çağrı ve ilan prosedürünün eksiksiz yerine getirilmek suretiyle gerçekleştirildiğini, T3 payları üzerine üçüncü bir şahsın alacağı iddiasıyla konulmuş ihtiyati haciz bulunduğundan davanın reddini istemiştir....
Akaryakıt A.Ş.’de paylarının olduğu, ... ve ...’ın ortağı oldukları ... Ltd. Şti adına ortaklar kurulu kararıyla, yani iki ortağın imzasıyla; ... A.Ş. (64.000 pay, % 40), ... A.Ş. (183.360 pay % 38,2) ... Beton A.Ş. (34.660 Pay % 26,66) ... A.Ş. (800 pay % 40) pay satın aldıkları, ... ve ...’un, bu dört şirkette bulunan kendi paylarıyla birlikte şirketlerin çoğunluğunu ellerinde bulundurdukları, bu nedenle şirketlerin yönetimi ile ticari faaliyetlerindeki etkin ve belirleyici bir rol oynadıkları, ... Ltd. Şti. ortaklarından, ... ...’un, şirket ortaklarından her hangi birisinin tekbaşına (pay) satış yetkisi olmadığı halde diğer ortak ... (davacı)un bilgisi ve onayı olmadan ... Ltd. Şti.ne ait olan; Diğer üç şirketin yanısıra davalı ......