Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a 25 pay karşılığı olan % 2,5'lik payın devredildiğini ve bu hisse devir sözleşmesinin şirket ortaklar kurulu karar defterine 16/02/2009 tarih ve 18 no'lu karar işlendiği, ancak anılan şirket ortaklar kurulu kararında şirket hissedarı olarak müvekkilin isminin altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin ilgili ortaklar kurulu toplantısına dahi katılmadığını ileri sürerek, ilgili ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. Asıl davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ortaklar kurulunun 2009/18 sayılı kararı ile ortak olduğunu, ortaklık öncesinde davacının işyerini davalı şirkete bedelsiz kiraladığını, asıl davada ...'...

    Kat, ... numaralı üyelik payından istifa ettiği, bu istifaya ilişkin yönetim kurulu kararının 31.07.2009 tarihinde dava dışı ....’ın iki üyelik için ortaklığa kabul kararı ile birlikte alındığı, katip üyeliğe seçilen...’ın hiçbir şekilde dava dışı .../son maddeleri uyarınca genel kurulun sevk ve idaresi, ortaklar ve üst kuruluş temsilcileri arasında seçilen başkan ve üyeler tarafından sağlanır. Başka bir anlatımla, genel kurul divan ve üyelerinin ortaklar arasından seçilmesi gerekmektedir. Ancak, bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte hükümlerden değildir. Ortak olmayan kişilerden seçilmesi, divan oluşumu kararının iptalini gerektirir. Diğer kararların salt bu nedenle yokluğu ya da iptali sonucunu doğurmaz. Bozma ilamında bu hususun yokluğu gerektireceğine dair aksi yönde ilke konulması doğru olmamıştır. Diğer kararların iptali için yasaya anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırılığının ayrıca kanıtlanması gerekir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/86 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talebinin yerinde olmadığını, bu davanın ancak belirli şartları taşıyan pay sahipleri ve müdürler tarafından açılabileceğinden, bu şartları taşımayan üçüncü kişi konumundaki davacının davasının reddi gerektiğini, dava konusu sözleşmenin tarafı olmayan ve dava konusu ortaklar kurulu kararının alındığı şirket ile hiçbir ilgisi bulunmayan üçüncü kişi konumundaki davacının davasının dinlenemeyeceğini, şirketin ortaklar kurulu kararının iptali istemli bu davada gerçek kişilerin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davalı ... şirketinin %38 oranındaki hissesinin yine bir Türk vatandaşına devrine yönelik sözleşme ve buna ilişkin ortaklar kurulu kararı bakımından esasa ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının hukuki yararı olmadığı hâlde ve aynı konuda derdest bir yargılama olmasına rağmen görevsiz mahkemede tekrar dava açan davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın usul ve esas...

        Noterliğinin 26.04.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davacıya devir ettiğini, 26.10.2012 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararıyla müvekkilinin pay devrinin kabul edildiğini ve davacının şirket müdürlüğü görevinin devamına, kararın tescil ve ilanına karar verildiğini, dava dilekçesinde pay devir sözleşmesi ile genel kurul kararına değinilmemesinin kötü niyetli olduğunu, pay devrinden sonra alınan kararın tescil edilmediğinin başlatılan takiplerden anlaşıldığını, bunun üzerine devre ilişkin ortaklar kurulu kararının tescili için ticaret siciline başvurulduğunu, red üzerine İstanbul 47.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/351 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve suç duyurusunda bulunulduğunu, ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle alınan genel kurul kararlarının iptaline karar verildiğini, bu kararların iptalinden sonra sicil müdürlüğünce müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasına ilişkin 26.04.2010 tarihli ortaklar kurulu kararının 15.02.2013...

        . - DAVALI : HASIMSIZ DAVA : İflas Kararının Batıl Ve Yoklukla Malul Olduğunun Tespiti DAVA TARİHİ : *** KARAR TARİHİ : *** GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : *** Mahkememizde görülmekte olan iflas kararının batıl ve yoklukla malul olduğunun tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ..., müflis ... Suyu Ve Gıda San. A.Ş.'nin ortaklarından biri olduğundan dolayı, menfaati bulunması nedeniyle, işbu dava açtığını, davacı müvekkilinin ortağı olduğu kefalet borçlusu müflis ... Suyu ve Gıda San. A.Ş. aleyhine, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü'nün ......

          alınan Yönetim Kurulu kararının TTK m. 391 uyarınca butlan ile malul olduğunun tespiti veya iptali ile yürütmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dava dosyasında da bu defa davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 sayılı kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterinde gerçekleştirilen hukuka aykırı kaydın düzeltilmesi yönünde karar verileceği kanaatinde olduklarını, böylece batıl olan yönetim kurulu kararına dayanılarak pay defterine işlenen hukuka aykırı kayıt düzeltilerek müteveffaya ait hisselerin yeniden tereke adına kaydedilmiş olacağını, Hal böyle iken müteveffa ...'...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın konusu olan taşınmazın Nurettin Hacıoğlu'na devrine ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu tespitine ilişkin olduğunu, Nurettin Hacıoğlu'nun bu taşınmazı satışa çıkardığınnı öğrenildiğini, mahkemenin yönetim kurulu kararının batıl olduğuna karar vermesi halinde yönetim kurulunun batıl olması sonucunda yapılan devir işleminin hükümsüz olacağını, bu durumda Nurettin Hacıoğlu'nun taşınmazı şirkete iade etmesinin hukuken emredici normda olacağını, yönetim kurulu adına hareket eden Lütfi Güleryüzlü'nin şirkete yetkisi olmadığını, bu kişi ve diğer yönetim üyeleri olan Ertan ve Pakize Kuruoğlu hakkında 11....

                Öte yandan davacı hem genel kurulun toplanmasına esas teşkil eden yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini istemekte, hem de o davanın sonucunun beklenmesini istemektedir ki bu çelişkilidir. Genel kurul kararları iptal edilirse yönetim kurulu kararının iptaline gerek kalmayacaktır. Dava, Anonim Şirketlerde yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkindir. (TTK. m.391) Davacı pay sahibi 20/11/2013 tarihinde yapılan anonim şirketin yönetim kurulu toplantısının 2 üyeyle toplandığını, diğer üyenin temyiz gücünü kaybettiğini, bu nedenle yönetim kurulu toplantısının geçersiz olduğunu, iptali gerektiğini ileri sürmüştür. TTK.nun 390.maddesine göre yönetim kurulu üye tamsayısının çoğunluğu ile toplanır. 3 kişilik yönetim kurulunda toplantı çoğunluğu 2 kişidir. Yeni yasal düzenleme ve yargı kararlarına göre süresi dolan yönetim kurulu bile genel kurula çağrı yapabilir, bu konuda toplanarak karar verebilir....

                  A.Ş. ile Erhan Ulusoy’a karşı dava tarihine kadar yapılan ticaretin batıl olduğunun tespitiyle tazminat davası açılıp açılmamasının konusunun görüşülüp karara bağlanmasına, konularının 2020 yılı genel kurul gündemine alınması talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu