Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tespiti, ödemiş olduğu aidatın karar altına alınmasını talep ve dava etmiştir....

    GEREKÇE: Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararının ve pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Talep, pay devrinin tedbiren önlenmesi istemini kapsamaktadır. Davalı şirketin 23/11/2018 ve 15/04/2020 tarihli ortaklar kurulu kararlarının ve diğer iki davalı arasında yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespitinin talep edildiği bu davada, davacı taraf, davalı şirkette % 45 oranında pay sahibi olduğunun tespitine ilişkin ilamın kesinleşmesi süreci gözönüne alınarak, anılan ilamda, davacıya ait olduğuna karar verilen %45 oranındaki payların üçüncü kişilere devrinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesini talep etmiş, davalılar ise, davacının pay sahipliğine dair karar henüz kesinleşmediğinden davacının aktif husumeti bulunmadığı gibi hisse devrinin ve ortaklar kurulu kararlarının yasaya uygun ve geçerli olduğunu savunarak davanın ve ihtiyati tedbir isteminin reddini savunmuştur....

      Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, karar nisabının bulunmamasının kararı mutlak butlanla batıl kılmasına ve batıl olduğunun tesbiti davasının ise hak düşürücü süreye tabi bulunmaksızın her zaman açılmasının mümkün olmasına göre, davalı vekilinin HUMK'nın 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK'nın 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 08/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/07/2014 tarih ve 2014/172-2014/191 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu ve on yıl süre ile şirket müdürü olarak görevlendirildiğini, şirketin 09/08/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında davacının şirket müdürlüğünden azline karar verildiğini, ortaklar kurulu toplantısının tüm ortakların katılımıyla kanuna uygun şekilde yapılmadığını, toplantıda alınan kararların iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, bu nedenle davalı şirketin ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          bağlı olarak alınan kararların sicil gazetesinde bilgisi dışında yayınlandığını ileri sürerek, 18/12/2003 tarih ve 23 sayılı ortaklar kurulu kararı ile 29/12/2003 tarih ve 24 sayılı ortaklar kurulu kararının iptaline, bu kararlara bağlı olarak yapılan ilan, tescil işlemlerinin ve gerek SGK gerekse vergi dairesinde yapılan tüm işlemlerin sahteliği nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir....

            ü oybirliği seçmiş olduğu, toplantıya çağrının kanunda herhangi bir şekle tabi tutulmadığı, ancak tüm yönetim kurulunun toplantıdan haberdar edilmesinin asıl amaç olduğu, yönetim kurulunu toplantıya çağırmanın başkanın görevi olduğu ve başkanın bulunmadığı zamanlarda başkan vekilinin de yönetim kurulunu toplantıya çağırabileceği yönündeki hükmün emredici olduğu, yönetim kurulu başkanı olan davacının görevini yerine getirmeye engel bir durumda olduğuna dair herhangi bir somut delil bulunmadığı gibi başkan olan davacıdan ... m. 392/7'ye uygun şekilde toplantı yapılmasının talep edildiğine ve başkan tarafından bu talebin reddedildiğine ilişkin de herhangi bir belge bulunmadığı, davacının da kasten toplantıya çağrılmaksızın karar alındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şirketin yönetim kurulunun 06/01/2015 tarihinde 2015/4 nolu yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

              a ait şirket hisselerinin 30/03/2009 tarihli ve ... yevmiye no'lu, 2009/02 karar sayılı ortaklar kurulu kararı ile davalı ...'tan devralınarak müvekkilinin şirkete ortak olduğunu, hisse devrinden sonraki süreçte müvekkilinin yaptığı araştırma neticesinde devraldığı bahse konu şirket hissesinin kendisini tarafından imza atılmadığı halde 15/11/2011 tarihinde 2011/02 karar sayılı ortaklar kurulu kararı ile ...'a yeniden devredildiğini öğrendiğini, söz konusu hisse devrinin sahte imza ile gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkilinin hissesinin yeniden devrinin geçersiz olup şirketin ortağı olduğunun tespiti gerektiğini, diğer müvekkili ...'ında halen ...'...

                düzenlediği, davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından verilen davacı hakkındaki çıkarma kararı yetkisiz kurul tarafından verildiğinden batıl ve geçersiz olup, yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından verilen ....08.2012 tarih ve 2012/... sayılı kararın iptaline karar verilmiştir....

                  Eylül 2006 tarihinde yapılan 2003 Yılı Genel Kurul Toplantısı Kararlarının yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, mahkeme kararının masrafi davalı tarafça karşılanmak üzere Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayınlanmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İflas İdaresine usulüne uygun tebligatlar yapılmıştır. DELİLLER İstanbul ..... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/04/2008 tarih, ..... Esas, ...... Karar sayılı yetkisizlik ilamı, Bakırköy ..... İcra Dairesinin ...... İflas sayılı dosyasından verilen yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Kayıtları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 8 Eylül 2006 tarihinde yapılan 2003 Yılı Genel Kurul Toplantısı Kararlarının yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Davalı....... Proje Danışmanlık San. ve Tic. AŞ.'...

                    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin ana sözleşmesine göre ortaklara kar payı dağıtılabilmesi için şirket sermayesinin en az %51'ini temsil eden ortakların kararına ihtiyaç olduğunun hüküm altına alındığı, ortaklar kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına yönelik herhangi bir karar bulunmadığı, bu yönde bir karar olmadan mahkemenin ortaklar kurulu yerine geçerek ortağa kar payı vermesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu