WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi 2011/266 E 2011/1473 K sayılı ilamı ile daha önce açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiği ve ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle, karşı davacı kadın tarafından da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığından bahisle boşanma talepli mevcut davaların açıldığı, Samsun 1....

herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklardan Berat Özer'in anne bakım ve şevfakatine muhtaç yaşta olduğu, tarafların ayrı yaşamaya başladıkları süreçten itibaren ortak çocuğun bakımının davacı anne tarafından yapıldığı, ortak çocuk Sena Özer'in ise davalı baba ile kaldığı ve velâyetinin babasına verilmesini istediği Mahkeme uzman raporunda tespit edilen hususlar ışığında ortak çocuklardan Sena'nın velâyetinin davalı babaya, ortak çocuk Berat'ın velâyetinin davacı anneye verilmesi ile velâyeti kendisine bırakılmayan çocuklar ile davacı anne-davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Berat için aylık 250,00 TL tedbir nafakası ve 350,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın için 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ispatlanamayan ziynet alacağı davasının ise...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2017/666 Esas, 2018/1370 Karar sayılı kararıyla; erkeğin; aşırı içki tüketimine başladığı ve kadına işten ayrılması için baskı uyguladığı, kadının da evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, tarafların eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak hayatın devamının mümkün olmadığı, taraflar ve toplum açısından birliğin korunmasında bir fayda kalmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tazminat talepleri ile kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmiş. IV. İSTİNAF A....

      CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını, tarafların resmi nikahı akabinde düğün hazırlıkları sırasında davacı ve ailesinin sürekli sorunlar çıkardığını, tüm bu yaşanan süreç içinde davalının fikren ve ruhen davacı ile anlaşamayacaklarını anladığını, davacının davalıyı sürekli zor duruma soktuğunu, ortak noktada anlaşmak için tüm teklifleri reddettiğini, davacının Almanya'da dört hafta kaldığını, bu süre içinde üç kere evlilik yüzüğünü attığını, "benim dediğim olmazsa bu evlilik biter" dediğini, en son davalının halasının iş yerinde tüm çalışan ve müşterilerin yanında yüksek sesle "bu iş bitti" deyince, davalının ilişkiyi bitirme kararı aldığını, davalının başka biri ile birlikte yaşadığı iddiasını kabul etmediklerini, taraflar arasında evlilik birliğinin fiilen kurulmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına ve davacının fer'i taleplerinin reddine...

        “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.” (TMK. m. 197/1) Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, birinin diğerine yapacağı parasal katkıya (TMK..m..185/3, 186/3) konut (TMK m. 186) ve ev eşyasından yararlanmaya veya eşlerin mallarının yönetimine (TMK m. 223,242,244,262,263,264,267,215) ilişkin önlemleri alır.(TMK m. 197/2) Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir....

        hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....

          Toplanan delillerden; davacı erkek tarafından açılıp ret ile sonuçlanan ilk boşanma davasının 10.12.2010 tarihinde kesinleştiği, erkeğin bir başka kadınla uzun süredir evlilik dışı ilişki yaşadığı bu ilişkinin halen devam ettiği, davalı kadın tarafından erkek aleyhine 02.01.2006 tarihinde nafaka davası açıldığı,kadın için tedbir nafakasına hükmedildiği, tedbir nafakanın kaldırılmasına ilişkin bir davanın da bulunmadığı böylelikle yanlar arasındaki nafaka davası, temyize konu boşanma davasındaki erkeğin halen başka bir kadınla birlikte yaşadığına dair tanık beyanları dikkate alındığında, tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulamadığı, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesi koşullarının açılan bu davada oluştuğu anlaşılmaktadır....

            O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu talebin reddi doğru görülmemiştir. 4- Velayeti davalı-karşı davacı anneye bırakılan ortak çocuk 01.07.2012 doğumlu Aybüke ile davacı-karşı davalı baba arasında her ayın ilk ve son haftası yatılı kişisel ilişki kurulmaması, okulların yarıyıl tatilinde kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, dini bayramlar ve her yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş tarihlerinin ve saatlerinin gösterilmemesi infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Ayrıca her yıl Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında birer hafta kişisel ilişki düzenlenmesi de annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır....

              nin ekte sunulan Ticaret Sicil Gazetesi'nde de görüleceği üzere müvekkili Hafife Asal'a ait olduğunu, ilgili şirkete ait imza sirküleri ve vergi levhasının da ekte sunulduğunu, borçlunun müvekkiline ait şirketin sigortalı çalışanı olması sebebi ile şirket evraklarında isminin bulunmasının hayatın olağan akışının bir gereği olduğunu, Haciz için gidilen mahalde şirkete ait evraklarda borçluya ait belge, fatura ve evraklara rastlanıldığı ifade edilmiş olup borçlunun müvekkili şirketin bir dönem sigortalı çalışanı olması sebebi ile söz konusu şirkette adına evrakların olmasının hayatın olağan akışının bir gerekliliği olduğunu, keza şirkette çalışan bir şahsa ilişkin belgelerin firma kayıtları içinde olmaması durumunun hayatın olağan akışına ters düşeceğini, müvekkili ile borçlunun evli olduğunun beyan edildiğini ancak tarafların evliliğinin fiili olarak devam etmediğini hatta ikametlerinin dahi farklı adreslerde bulunduğunu, taraflar arasında organik veya fiili bir bağ bulunmadığını, asla...

              Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davalı karşı davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasında ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş, iştirak nafakası ile ilgili bir hüküm kurulmamıştır. Buna rağmen mahkemece ortak çocuk için iştirak nafakası konusunda birleşen dava ile bir hüküm kurulduğundan bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki, ilk incelemede bu yön nazara alınmadan kararın bu yönden onandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı karşı davalı erkeğin iştirak nafakası ile ilgili hüküm kurulmamasına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 28.09.2021 tarih, 2021/5182 Esas, 2021/6558 Karar sayılı ilamındaki kısmen onama kararının, iştirak nafakası yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu