çocuk için tedbir nafakası yerinde, iştirak nafakası az, artış oranı talebi hakkında hüküm kurulmaması hatalı olduğu, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yerinde, yoksulluk nafakası az, artış oranı talebi hakkında hüküm kurulmaması hatalı olduğu gerekçesi ile ... erkeğin kusur gerekçesine yönelik, davalı-davacı kadının iştirak ve yoksuluk nafakaları ile artırım oranına hükmedilmemesine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kararın kusur gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine iştirak ve yoksuluk nafakaları ile ilgili hüküm fıkralarının kaldırılarak, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak, kadın lehine aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, belirlenen nafakalara her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir V....
hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Oluşa uygun kabule göre, sanığın işlediği reşit olmayanla cinsel ilişki ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları yönünden ilgili maddelerde öngörülen cezaların üst sınırları itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e, 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve suç tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında bu suçlardan görülen kamu davalarının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 10.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, özellikle ihtarın, Türk Medeni Kanununun 164. maddesi ile 27.3.1957 gün ve 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmasına; davanın süresinde açılmış olmasına; davalının kanunen korunmaya değer bir sebep olmadığı halde ortak konutta aile birliğine dönmediğinin anlaşılmış bulunmasına göre davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadının nafaka talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Velayeti babaya bırakılan ortak çocuk ile davacı anne arasında kişisel ilişki kurulmaması usul ve yasaya uygun olmamıştır. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple kişisel ilişki yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2017 (Salı)...
Gerçekleşen bu durum karşısında, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasının değişen koşullara göre her zaman yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak ortak çocuk ile davacı baba arasındaki kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararı doğrultusunda yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi davasının reddi yönünden BOZULMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
yüklenen TCK'nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurları somut olayda gerçekleştiği gibi, toplumun sahip olduğu ortak ar ve haya duygularını, yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüyü içeren ürünün üretiminde 13 yaşındaki mağdur çocuğun yer almasından dolayı sanığın eyleminde TCK'nın 226/3-1. maddesindeki müstehcenlik suçunun da oluştuğu, bir fiili ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, TCK'nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, mağdurun yaşı ve tespit edilen görüntünün özellikleri dikkate alınmaksızın, eylem sadece özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabul ve uygulamaya göre de: T.C....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir" hükmü bulunmaktadır. Davacı-davalı erkeğin, Sakarya 1. Aile Mahkemesi’nin 2009/812 esas, 2010/787 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 23.2.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 25.2.2014 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken şartları oluşan davacı-davalı erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2021 NUMARASI : 2019/346 ESAS 2021/651 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli))|Boşanma (Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tarafların arasındaki ortak sınırın mahallinde yapılan keşif, mahalli bilirkişi ve tanık anlatımları ve tarafların usulüne uygun olarak belgelendirilen beyanlarıyla belgelenmiş olmasına göre davacı vekili ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak 134 ada 24, 25 ve 27 numaralı parseller davaya konu edilip tutanakları celbedildiği halde bu parseller hakkında hüküm kurulmaması isabetsiz olup, bozma nedeni ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinin sonuna "davaya konu 134 ada 24, 25 ve 27 numaralı parsellerin tespit gibi tescillerine" denilmek suretiyle ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 24.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ortak sınır ihtilafına ilişkindir. Mahkemece 251 ada 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 20.11.2006 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 49,24 metrekare miktarındaki bölümünün bu parselden ayrılarak 22 parsele eklenmesi suretiyle 515,51 metrekare olarak davacı adına tesciline karar verilmiştir. 21 parselin kalan bölümü hakkında hüküm kurulmaması bozma nedeni isede bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinden sonra "21 parselin 568,83 metrekare olarak davalı ... adına kayıt ve tesciline" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 1.3.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....