Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık; davalı babanın, davacı kızına yardım nafakası ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Ayrıntıları Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 25.02.2016 tarih ve 2015/15058 esas ve 2016/2662 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile anne ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir....

Görüldüğü üzere davacı eğitimini sürdürebilmek için anne babasının yardımına muhtaç olup, bu bağlamda mahkemece davacı lehine yardım nafakası takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir. Ne var ki yardım nafakası takdir olunurken, nafaka vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Hükmedilecek yardım nafakası miktarı yalnızca sıkıntılı durumu önlemeye matuf olup, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK'nın 4.maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

    Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda; davalı, babasından yardım nafakası talep eden davacı oğulun 05.06.2012 tarihli duruşmada; "...şu anda bir işe girdim, ancak dava açtığımızda okuyordum. İşsizdim bu nedenle, yardım nafakası davasını açtık. 08 Mayıs 2012 tarihinde işe girdim. Bu nedenle bu aradaki mesafe açısından avukatımın beyanlarına katılıyorum. Bu süre için yardım nafakası talebinde bulundum..." dediği anlaşılmaktadır.Mahkemece; "davanın kısmi kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 200 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturularak, açıkça işe girdiği tarihe kadar yardım nafakası istediğini beyan eden davacının talebinin aşılarak, HMK. 26.maddesine aykırı hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

      Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. (TMK m. 365) Nafaka alacaklısı kişi, miras hukuku kuralları çerçevesinde ilk olarak kim ya da kimler kendisine mirasçı olacaksa öncelikle onlardan yardım nafakası talebinde bulunabilir. Mirasçılıktaki sıra takip edilmeksizin açılan yardım nafakası davasının dinlenme olanağı yoktur. Mirasçılıkta ilk sırada yer alan kişi veya kişiler, yoksulluğa düşen kişinin yardım nafakası talebini yerine getiremediği durumlarda, daha sonra mirasçı olacak kişilerden nafaka talebinde bulunulabilir....

      (TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364- 366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Nafaka isteminde bulunma hakkına sahip kimseye, resmi veya kamuya yararlı bir kurumda bakılmakta ise, bu kurum veya bu kurumun bağlı olduğu idare, nafaka yükümlüsü olan kimseden yardım nafakası isteminde bulunabilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi-Manevi Tazminat ve Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından reddedilen tazminatlar yönünden; davalılar tarafından ise yardım nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalıların temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemeye gelince: a)Davalı annenin tespit edilen sosyal ve ekonomik durumununa göre çalışmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığı bulunmadığı, bu suretle yardım nafakası ödeme gücü bulunmadığı anlaşılmakla anneye yönelik yardım nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. b)Kabule...

        Kural olarak herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile anne ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK m.364) Türk Medeni Kanunu’nun 364-366. maddeleri arasında düzenlenen yardım nafakası, sınırlı şekilde sayılan akrabaların birbirlerine karşılıklı olarak yardım etme yükümlülüğüne dayanmakta olup, kanun, nafaka ile yükümlü olanları tek tek saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Yardım nafakası ilişkisinin tarafları; üstsoy, altsoy ve kardeşlerdir. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. (TMK m. 365) Nafaka alacaklısı kişi, miras hukuku kuralları çerçevesinde ilk olarak kim ya da kimler kendisine mirasçı olacaksa öncelikle onlardan yardım nafakası talebinde bulunabilir....

          Hukuk Dairesi 01/12/2016 tarih, 2016/9367- 13758) O halde mahkemece; davacı İzel vekilinin yardım nafakası talebi hakkında usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava bulunmadığı göz önüne alınarak bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne ve buna bağlı olarak yardım nafakası miktarı üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin yardım nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün (1) nolu bendindeki iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin aynen bırakılarak yardım nafakası ve ona bağlı olan (4) nolu bendindeki vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine, anılan 1 nolu bentteki " 04.11.2019 tarihinden itibaren reşit olan İzel Hekimoğlu'nun davasının kısmen kabulü ile aylık 700 TL yardım nafakası olarak" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine "Davacı İzel'in usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış yardım nafakası davası bulunmadığından, yardım nafakası talebi hakkında karar...

          nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....

            nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu