İş Mahkemesi arasında yetki uyuşmazlığı oluştuğu anlaşıldığından ve mahkemeler farklı yargı çevrelerinde bulunduğu anlaşıldığından karar kesinleştiğinde yetki uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay'ın ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. HMK’nın 22/2. maddesinde "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir. Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda mahkemece, davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul 20. İş Mahkemesi olduğuna, mahkeme ile İstanbul 20....
üzerine 13.07.2015 tarihli yetki tespiti kararları bulunduğunu, davalı Bakanlığın mükerrer olacak şekilde yetki tespitleri yaptığını, 27.04.2015 tarihli başvuru üzerine verilen 01.07.2015 tarihli yetki tespitine karşı mahkemenin 2015/469 Esas sayılı; keza 18.06.2015 tarihli başvuru üzerine verilen yetki tespitine karşı da mahkemenin 2015/269 Esas sayılı davalarının bulunduğunu, görüldüğü üzere davalı Sendika'nın başvurusu üzerine yapılan iki adet olumlu yetki tespiti ve bunlara karşı açılan iki adet iptal davası olduğu halde tekrar yetki tespiti yapıldığını, bu yetki tespitinin bu nedenle de iptali gerektiğini iddia ederek davalı Bakanlığın 23.07.2015 tarih ve 72693546/103-E/15936 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı işverenin olumlu yetki tespitinin iptali için açtığı davanın ilk derece mahkemesince kabul edilerek sendikanın yetki tespitinin iptal edildiği, temyiz incelemesi üzerine reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğu, bozma üzerini yeni esasla davanın reddine karar verildiği, ret kararının ertesi günü iş yerinin kapatılması kararı alındığı, yetki tespitinin alındığı 2014 ile yetki tespitinin yargı kararı ile kesinleştiği 2019 arasındaki 5 yıllık dönemde davalı işveren aleyhine açılan sendikal feshe ilişkin davaların kabul edildiği, bu süreçte davalının kapatma kararı aldığı davaya konu iş yerinin faaliyete geçirildiği, kapatma kararı alınan bu iş yerinin faaliyete geçirilmesi sürecinde de sendikal fesih iddialarının gündeme geldiği, sendikalı işçilerin işverenin ikale teklifini kabul etmediği, ikale teklifini kabul eden iki işçinin işten ayrıldığı tarihte sendikadan istifa ettiği, dairemizin istinaf incelemesinden geçen Düzce 1.İş Mah. 2019...
Davalı işverenin olumlu yetki tespitinin iptali için açtığı davanın ilk derece mahkemesince kabul edilerek sendikanın yetki tespitinin iptal edildiği, temyiz incelemesi üzerine reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğu, bozma üzerini yeni esasla davanın reddine karar verildiği, ret kararının ertesi günü iş yerinin kapatılması kararı alındığı, yetki tespitinin alındığı 2014 ile yetki tespitinin yargı kararı ile kesinleştiği 2019 arasındaki 5 yıllık dönemde davalı işveren aleyhine açılan sendikal feshe ilişkin davaların kabul edildiği, bu süreçte davalının kapatma kararı aldığı davaya konu iş yerinin faaliyete geçirildiği, kapatma kararı alınan bu iş yerinin faaliyete geçirilmesi sürecinde de sendikal fesih iddialarının gündeme geldiği, sendikalı işçilerin işverenin ikale teklifini kabul etmediği, ikale teklifini kabul eden iki işçinin işten ayrıldığı tarihte sendikadan istifa ettiği, dairemizin istinaf incelemesinden geçen Düzce 1.İş Mah. 2019...
Davalı işverenin olumlu yetki tespitinin iptali için açtığı davanın ilk derece mahkemesince kabul edilerek sendikanın yetki tespitinin iptal edildiği, temyiz incelemesi üzerine reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğu, bozma üzerini yeni esasla davanın reddine karar verildiği, ret kararının ertesi günü iş yerinin kapatılması kararı alındığı, yetki tespitinin alındığı 2014 ile yetki tespitinin yargı kararı ile kesinleştiği 2019 arasındaki 5 yıllık dönemde davalı işveren aleyhine açılan sendikal feshe ilişkin davaların kabul edildiği, bu süreçte davalının kapatma kararı aldığı davaya konu iş yerinin faaliyete geçirildiği, kapatma kararı alınan bu iş yerinin faaliyete geçirilmesi sürecinde de sendikal fesih iddialarının gündeme geldiği, sendikalı işçilerin işverenin ikale teklifini kabul etmediği, ikale teklifini kabul eden iki işçinin işten ayrıldığı tarihte sendikadan istifa ettiği, dairemizin istinaf incelemesinden geçen Düzce 1.İş Mahkemesinin...
Davalı işverenin olumlu yetki tespitinin iptali için açtığı davanın ilk derece mahkemesince kabul edilerek sendikanın yetki tespitinin iptal edildiği, temyiz incelemesi üzerine reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının bozulduğu, bozma üzerini yeni esasla davanın reddine karar verildiği, ret kararının ertesi günü iş yerinin kapatılması kararı alındığı, yetki tespitinin alındığı 2014 ile yetki tespitinin yargı kararı ile kesinleştiği 2019 arasındaki 5 yıllık dönemde davalı işveren aleyhine açılan sendikal feshe ilişkin davaların kabul edildiği, bu süreçte davalının kapatma kararı aldığı davaya konu iş yerinin faaliyete geçirildiği, kapatma kararı alınan bu iş yerinin faaliyete geçirilmesi sürecinde de sendikal fesih iddialarının gündeme geldiği, sendikalı işçilerin işverenin ikale teklifini kabul etmediği, ikale teklifini kabul eden iki işçinin işten ayrıldığı tarihte sendikadan istifa ettiği, dairemizin istinaf incelemesinden geçen Düzce 1.İş Mah. 2019...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili gerekçeli istinaf dilekçesi ile; yetki tespitinin belirlenmesinde esas alınan verilerin eksik ve hatalı olduğunu, aynı grup içinde üç ayrı şirket ve bir alt işveren olduğunu, yetki tespitinin başvuru tarihi olan 26/02/2018 tarih itibari ile müvekkili şirkette çalışan işçi sayısının 121 olduğunu, alt işveren işçilerinin muvazaalı çalıştırıldığına dair müfettiş incelemesi yapıldığını, alt işveren işçileri de dikkate alındığında, 121 işçi bulunduğunu, gerekli çoğunluğun sağlanamadığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: HMK 355. Madde düzenlenmesine göre, kamu düzenine aykırılık halleri hariç istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonunda; Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan sendika yetkisinin tespiti davasında ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir....
Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptâli davalarında HMK'nun yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının 6100 sayılı HMK'nun 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı hususu ise, aynı yasanın 117/3. maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemenin takip edeceği süreç anılan yasanın 64. maddelerinde açıklanmıştır....
Kanun, toplu iş sözleşmesi süreçlerinin en başından düzgün bir şekilde ilerleyebilmesi için işkolu ve sayısal yeterlilik gibi hususları kesin düzenlemelere bağlamış, ayrıca Bakanlık tarafından yapılan yetki tespitine mahkeme huzurunda itiraz hakkını getirerek hukuki güvence sağlamıştır. Yetki tespit sürecinde Kanunda belirlenen oranların sağlanması kadar işkolu şartının da sağlanıp sağlanmadığı önem arz etmekdedir. Dosya içindeki prosedür dosyası ve belgelere göre yetki tespitine ilişkin Bakanlık yazısının 03.07.2021 tarihinde Çerkezköy adresine tebliğ edildiği, 09.07.2021 tarihli itiraz dilekçesinin Bakanlığa kaydettirilerek aynı gün olumlu yetki tespitinin iptali talepli davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı şirketin yetki tespitine dahil edilmesi gerektiğini iddia ettiği Çayırova, Dilovası ve Beşiktaş işyerleri, farklı iş kolunda görünmektedir....
Somut olaya gelince; davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan tarafından davalılara vasiyet edilen taşınmazlarla ilgili olarak öncelikle vasiyetnamenin iptali istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece vasiyetnamenin iptali talebi ile ilgili açılan dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, terditli isteklerden tenkis istemi yönünden hüküm kurulmuştur. Hâl böyle olunca, toplanılan tüm deliller değerlendirilmek suretiyle öncelikle vasiyetnamenin iptali isteği bakımından bir karar verilmesi gerekirken HMK'nun 297/2. maddesine aykırı biçimde terditli isteklerden vasiyetnamenin iptali yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin tenkis istemi yönünden hüküm kurularak yazılı şekilde neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir....