ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/122 Esas KARAR NO : 2021/842 DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/11/2019 KARAR TARİHİ : 19/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalılardan ... Türkiye Genel Distribütörü olan ... A.Ş.'nin yetkili satıcısı olan diğer davaı... A.Ş.'den 21/03/2019 tarihinde sıfır olarak ... Şase numaralı ... Kangoo Express marka aracı 91.616,00 TL bedelle satın aldığını, sıfır km olarak alınan aracın 3 ay sonra sorun çıkarmaya başladığını, müvekkilinin motordan ses gelmesi üzerine yetkili servis olan davalı... A.Ş.'...
Taşınmaz satımında TBK m. 208 ve m. 245 hükümlerinde yarar ve hasarın kural olarak tescil anında; sözleşmeyle tescilden sonraki bir zamanda teslimin kararlaştırılmış olması halinde ise teslim anında alıcıya intikal edeceği düzenlenmiştir. Hasar, satılan şeyin, taraflardan birinin sorumlu olmadığı sebeplerden dolayı yok olması veya kötüleşmesi olarak tanımlanmaktadır. TBK m. 208/1 uyarınca, “Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık haller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.’’ Taşınmaz satışında tescil işleminin yapılmasıyla birlikte taşınmazın mülkiyeti alıcıya geçer. Satışa konu edilen taşınmazın yarar ve hasarı da mülkiyetin geçişine paralel olarak tescil işlemiyle birlikte alıcıya geçer. ...
Davacının kendi adına vekaleten taşınmaz alım sözleşmesinin imzalandığını sanarak davalıya (devreden şirkete) peşinat ödemesinde bulunmasında,bu ödemenin yanılma suretiyle yapıldığını ileri sürmesi mümkün değildir.Davacı tacir olup basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorundadır.Davalı taraf satışa konu 2 ofis peşinatını tahsil etmiş olmakla,alacağını borcun yüklenilmesi suretiyle tahsil etmiş konumundadır.Kaldıki davacının dayandığı vekaletnamede dava dışı ...'ün vekaletnamede belirtilen çeşitli işler için davacı tarafça vekil tayin edildiği,söz konusu vekaletnamede davacı adına taşınmaz satın alınmasına ilişkin yetki bulunmadığı,daha sonra vekil kılınan dava dışı ...'ün azledildiği görülmekle,dava dışı ...'ün davacı adına taşınmaz sözleşmesi imzalamak yada taşınmaz satın almak üzere vekaletname ile vekil tayin edilmediği de belirlenmiştir....
Davacının kendi adına vekaleten taşınmaz alım sözleşmesinin imzalandığını sanarak davalıya (devreden şirkete) peşinat ödemesinde bulunmasında,bu ödemenin yanılma suretiyle yapıldığını ileri sürmesi mümkün değildir.Davacı tacir olup basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorundadır.Davalı taraf satışa konu 2 ofis peşinatını tahsil etmiş olmakla,alacağını borcun yüklenilmesi suretiyle tahsil etmiş konumundadır. Kaldıki davacının dayandığı vekaletnamede dava dışı Yakup Hoşgül'ün vekaletnamede belirtilen çeşitli işler için davacı tarafça vekil tayin edildiği,söz konusu vekaletnamede davacı adına taşınmaz satın alınmasına ilişkin yetki bulunmadığı,daha sonra vekil kılınan dava dışı Yakup Hoşgül'ün azledildiği görülmekle,dava dışı Yakup Hoşgül'ün davacı adına taşınmaz sözleşmesi imzalamak yada taşınmaz satın almak üzere vekaletname ile vekil tayin edilmediği de belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan faydalı ve zorunlu masraf alacağı nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/08/2019 KARAR TARİHİ : 02/02/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı Vekili tarafından sunulan Dava Dilekçesinde özetle; - Müvekkil şirket ile davalı ... arasında “İşletme Devir Hakkı Protokolü” başlıklı ve ... .......
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; taraflar arasındaki taşınmaz vaadi sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin davacıya sattığı ofis nitelikli bağımsız bölümün sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi nedeniyle davacının mahrum kaldığı kira gelirinin tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı .... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kullanıma bağlı arızalar olduğunu, üretimden kaynaklanan arızalardan satıcı olan müvekkilinin sorumlu olmayacağını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Davalı .... vekili, davanın reddini talep etmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2018 NUMARASI : 2017/55 ESAS - 2018/341 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2016 yılı Nisan ayında davalı işyerinde işe başladığını, 13/04/2017 tarihinde 1 yılın dolmasına çok az süre kaldığı bir sırada kötü niyetli olarak işine işveren tarafından son verildiğini, Nisan ayına ait ücretinin ödenmediğini, davacının yumuşak doku romatizma teşhisine kadar işe devamsızlık etmediğini, hastalık teşhisinden sonra üç defa 10'ar günlük, akabinde 7 günlük rapor aldığını ve işveren ile görüşerek evden de işyerine yardımcı olabileceğini, home ofis olarak görevini ifa edebileceğini, müşteriler ile temas kurup poliçe kesebileceğini söylediğini, işverenin de home ofis çalışmasına olumlu baktığını, ancak 07/04/2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde davacının görevden alınarak yerine başkasının atandığını, bu arada davacının...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/380 Esas sayılı dava dosyasında da yapılan yargılama neticesinde "ayıp ihbarı yasanın belirlediği sürede yapılmadığından alıcı davacı satın aldığı iplikleri bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı, ayıptan kaynaklanan haklarını yitireceği, ayıptan doğan zararların istenemeyeceğinden bahisle" davanın reddine karar verildiği ve iş bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Mal teslim hususu ve bakiye borç tutarı uyuşmazlık konusu olmamasına , ayıba dair iddiaların ise Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/380 Esas sayılı dava dosyası ile yerinde olmadığının anlaşılmasına rağmen davalı taraf dava konusu borç tutarını ödendiğine dair herhangi bir kayıt ve belge sunmamıştır. Bu nedenlerle davalı taraf takibe itirazında haksızdır. Davanın kabulü gerekmiştir. İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu kanaatine varılarak yasal koşulları oluştuğundan davalı borçlu icra inkar tazminatına mahkum edilmiştir....