Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin reddine, davaya konu ... plakalı ... ... ... marka araçtaki ayıp nedeniyle 5.000,00 TL değer kaybı ile boya masrafı 3.000,00 TL toplamı 8.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılardan .... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan ...’nin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı aldığı 0 km aracın çeşitli yerlerinde paslanmalar meydana gelmesi nedeniyle ayıplı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptali ve bedel iadesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ... ...... A.Ş davanın reddini dilemiş; diğer davalı, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır....

    Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Dava, satılan mal ayıplı olduğundan sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile sözleşmeye istinaden verilen çekin bedelsiz kaldığından çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davacının taleplerinin geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan ayıp ihbarının B.K.nun 198/3.ve M.K.nun 2.maddesi kapsamında süresinde yapılmadığı ve bu nedenle davacının feshe ve bedel iadesine hak kazanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        A.Ş vekili beyanlarında ; ayıp iddiasının süresinde ileri sürülmediğini, talebin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, yapılan delil tespitindeki belirlenen hususların ve araçta gizli ayıp olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, ayıp iddiası yerinde olmamakla birlikte onarım ve bedel indiriminin hakkaniyete daha uygun düşeceğini, faiz talebinin haksız olduğunu, bu sebeple davanın reddini talep etmiştir. Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ......

          İlk derece mahkemesince, davaya konu ürünlerin ayıplı olduğu, davacının sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talep etmekte haklı olduğu, ancak bilirkişi tarafından davaya konu koltuklarda yıpranma olduğu bu nedenle sözleşme bedeli olan 8.500,00 TL'nin %5'i oranında hesaplanan 425,00 TL'nin davacı tarafından ödenen 1.000,00 TL peşinattan düşülmesi ile bakiye 575,00 TL'nin davacıya iadesine karar verilmesi gerektiği, davacının davalının elinde olduğunu iddia ettiği 8.500,00 TL bedelli senedin varlığına dair herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenle senede ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle sözleşmenin feshi ile 575,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dosya içerisinde 8.500,00 TL bedelli senedin varlığına dair herhangi bir delil bulunmadığından senedin iadesi yönündeki talebin reddine karar verilmiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, davacı şirketin davalıdan halı yıkama makinesi satın aldığını, satın alınan makinede ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindeki eksik ve arızalar sebebiyle maldan yararlanmanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile makine bedeli olan 61.422,90 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu makinedeki ayıp iddiasına ilişkin olarak davacı tarafından süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını, davacının iddia ettiği arızanın kullanım hatasından kaynaklanmış olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir....

            - K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, ayıplı araç nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi veya tenzili ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının TTK’nun 25/4. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi ile iki ve sekiz günlük ayıp muayene ve ihbar yükümlülüklerine uymadığı, ancak aracın motor kaputunda meydana gelen boya kusurunun, üretim aşamasında ya da aracın tesliminden önce gerçekleşmiş olduğu, davalının bu ayıbı aracın ilgili kısmını boyamak suretiyle gizlediği ve aracı bu şekilde davacıya teslim ettiği, ayıp hile ile gizlendiğinden 818 sy....

              Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında araçta meydana gelen hasarın üretimden kaynaklı ve servis hizmeti kusurundan doğmuş olduğunun mütalaa edilmesi üzerine davanın kabulüne karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/2 maddesi gereğince, tüketicinin seçimlik haklarının olayımızda önem arzettiği açıktır. Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde; Mahkemece, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir....

                Bunlardan biri de açık ayıp- gizli ayıp ayrımıdır. Açık ayıplar; eserin iş sahibine teslimi halinde kolaylıkla görülecek ayıplardır. Gizli ayıp ise; eserin tesliminden sonra ve genellikle de kullanma sonucu kendini gösteren eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki iş sahibi aleyhine meydana gelmiş farklılıklardır. Bunlar çoğunlukla eserin kullanılmasına mani olan bozukluklardır. Yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle iş sahibinin kullanabileceği bazı haklar bulunmaktadır. Bu hakların neler olduğu ise Borçlar Kanununun 360. maddesinde gösterilmiştir. Bunlar eserdeki ayıbın önemine göre, eserdeki ayıpların giderilmesini talep (onarım) hakkı, ayıplı eserden ötürü ücretten indirim isteme hakkı ve eseri kabulden kaçınarak yapılmışsa ödemelerin iadesini talep haklarıdır. Aynı Yasa kuralı uyarınca iş sahibi ayrıca, ayıp sonucu uğradı zararların tazminini de talep edebilir....

                  Eldeki dava ayıp dolayısıyla sözleşmenin feshi ve bedeli iadesine ilişkindir. Bilirkişiler tarafından garanti kapsamında olması belirtilen 14.438,87 TL onarım tutarı ve 21.796,00 TL kazanç kaybı hesaplanmış ise de eldeki davada davacı garanti kapsamında olan ancak kendisinden bedeli tahsil edilen onarımlara ilişkin bunların iade edilmesi yönünde bir talepte bulunmadığı gibi sondaj makinesinin çalışamadığı günler için 21.796,00 TL olarak belirlenen kazanç kaybı hususunda da dava dosyasında ve dava dilekçesinde bir talepleri bulunmamaktadır. Davacının dava konusu talebi ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ve bedel iadesidir. Sözleşmenin feshi ve bedel iadesi önemli nitelikteki ayıplarda şayet alıcının maldan beklediği faydayı önemli ölçüde ortadan kaldıracak tür ve boyutta ise hükmedilmesi mümkün görülse de burada hakkaniyet çerçevesinde bir değerlendirme yapılması da gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu