Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda davalı, senette belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının getirilmediğini ya da davacıya geri verildiğini yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlü olup, davalı tarafından yazılı belge sunulamadığına göre delil listesinde "her türlü yasal delil" demekle yemin deliline de dayandığından davalıya davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabulüne karar verilen çeyiz eşyalarının davacının talebi doğrultusunda bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin kararın kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuştur....

    Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının kendisine karşı müessir fiilde bulunduğunu, ortak yaşamı sürdürmesi mümkün olmayan müvekkilinin babasının evine döndüğünü, davalının evliliğin hemen ertesinde ziynet eşyalarını aldığını, geriye vermediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili ise davacının kendisine ait eşya ve ziynetleri götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

      Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadının ve erkeğin birbiriyle örtüşen beyanlarına göre; talep edilen ziynetlerin varlığı sabit olup, ziynet eşyaların erkek tarafından alınarak dükkan açılmak üzere bozdurulduğu ve bir daha da geri verilmediği ispatlanmıştır. Davacı-karşı davacı erkek bu ziynet eşyalarının kadın tarafından geri istenmemek üzere verildiğini kanıtmayamamıştır. O halde, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1., 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2018 (Prş.)...

        Davalı erkek tarafından ziynet eşyalarının bir kısmının emaneten alınması nedeniyle düğünden sonra iade edildiği, diğer ziynet eşyalarının da kadın tarafından baba evine dönerken yanında götürüldüğü iddia edilmiş olup, emanet alındığı beyan edilen ziynet eşyalarının davacının bilgi ve rızası ile emaneten alındığı ve onun bilgi ve rızası ile geri verildiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, diğer ziynet eşyalarının ise iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığı hususunun da davalı erkek tarafından iddia ve ispat edilemediği, bu durumda davalı erkeğin ziynet eşyalarını iade ile yükümlü olduğu hususunda tereddüt yoktur. İadesi gerekir ziynet eşyalarının miktar ve niteliklerinin tespiti hususunda ise; Davacı kadın tarafından düğünde takıldığı iddia edilen 131 çeyrek altın, 5 yarım altın ve 20'şer gram 13 bileziğin aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması halinde yasal faizi ile birlikte bedeli talep edilmiştir....

        Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde, çeyiz eşyaları ile davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının iade edilmediğini belirterek 23 kalem halinde belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi yada bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında dava dilekçesinin 14,15 ve 16. Sırasında kayıtlı (190 adet çeyrek altın, 4 adet 50 lik altın, 9 adet yarım altın) altınların, 21. sırasında (4 adet hediyelik bilezik) ve 22....

          Davacı kadın vekili 06.11.2013 havale tarihli dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının bedelini 15.474 TL olarak belirtmiştir. Mahkemece 16.182,00 TL. ziynet alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışınka kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise, yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.10.2015(Çrş.)...

            ’ yönündeki beyanı da dikkate alındığında davacının bozdurulan ziynet eşyaları ile davacı uhdesinde bulunduğu belirtilen ziynet eşyalarının mahkemece net bir şekilde belirlenmesi suretiyle davacı uhdesinde bulunan ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken ,çeyiz senedindeki tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Davaya konu edilen ev eşyaları yönünden yapılan incelemede ise,mahkemece her ne kadar çeyiz senedinde yazılı ev eşyaları yönünden tarafların yaklaşık 10 yıl süre ile evli kalıp boşanmalarının da tarafların memur olmaları nedeniyle bir çok tayinden sonra gerçekleşmesi, kullandıkları eşyaların kullanım süresi, tayin nedeniyle hasar görme ihtimali ve boşanma anındaki muhtemel durumlar da gözönünde bulundurularak ve bu eşyaların doğrudan davalı tarafından alınıp götürüldüğü de kanıtlanamadığından ev eşyaları yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının cevap dilekçesinde söz konusu ev eşyalarını...

              Davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alındığını ve harcandığını başka bîr delille de ispatlayamamıştır. O halde, davacı kadının ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2017...

                Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın ilk olarak evlilik nedeniyle alınan ev eşyalarının bedellerinin ve davalının şahsi kredi borcunun düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar ile karşılandığını iddia ederek, ev eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini, 3.000,00 TL kredi borcu nedeniyle ise ziynet eşyalarına karşılık sadece bedel talep ettiği ıslah dilekçesi ile de ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedellerin tahsilini istediği görülmektedir. Davalının da beyanlarında belirtildiği ve mahkemenin gerekçesinde izah edildiği üzere; banka borcunun, ev eşyalarına ilişkin borçların, düğün salonu bedelinin düğünde takılan ziynetler ve paralarla karşılandığı anlaşılmaktadır. Ancak; mahkemece, hem ziynet eşyalarının hem de ev eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline karar verilmekle mükerrer tahsilata sebebiyet verildiği anlaşılmaktadır....

                  Davacı kadın dava konusu edilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynetlerin ve bir kısım çeyiz eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü ve bir kısım çeyiz eşyalarının müşterek konutta kaldığını ve iade etmeye hazır olduğunu savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götü-rülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu