Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-davacı kadın, ziynet eşyalarının davacı-davalı erkek tarafından araba alınmak üzere elinden alındığını ileri sürmüş, davacı-davalı erkek ise, ziynet eşyalarının alınmadığını savunmuştur. Davalı-davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının varlığını, elinden alındığını ve iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda kadın, erkek tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini gösterdiği delillerle ispat edememiştir. Ne var ki davalı-davacı kadın delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır. İspat yükü kendisine düşen ve davasını diğer delillerle kanıtlayamayan davalı -davacı kadına ziynet eşyalarına ilişkin talebi konusunda diğer tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddelerindeki yeminle ilgili usul işlemleri yerine getirilip, gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

    Mahkemece, davaya konu ziynet eşyalarının 06.07.2010 tarihinde davacının babası ... tarafından davalı ...'ın babası olan diğer davalı ...'e tutanakla teslim edildiği, ziynet eşyalarının davalı yana iade edilmesinden davacının haberinin olmamasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, davacının altınların rıza dışında elinden alındığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, red kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerleşmiş ... kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Yasada aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (M.Y.md....). ....

      Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın parasının müvekkilinin babası tarafından verildiğini, bu nedenle davacının katılma alacağı olmadığını, evin tadilatı için gerekli masrafların da müvekkilinin babası tarafından karşılandığını, evin gerçek sahibinin müvekkilinin babası olduğunu, taşınmazın 43.000,00 TL'ye satın alındığını belirterek kararın bozulması talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ziynet eşyalarının davacının evden ayrılırken alıp almadığı, ziynet eşyalarının kimde kaldığı ve bu hususun ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 2....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çeyiz eşyalarının bedellerinin davalı tarafından ödendiğini, tarafların oturduğu evin tenha sayılabilecek bir sokak içerisinde olması, miktar olarak oldukça fazla olan takı ve ziynetlerin muhafazasının zor olacağı düşünülerek koruma amaçlı olarak dava konusu ziynet eşyalarının düğünden kısa bir süre sonra davalının da çalıştığı davalının babasına ait sarraf dükkanına götürüldüğünü, ancak davalının birlikte çalıştığı babasının yanından ayrılıp bir başka yerde çalışmaya başlamasından sonra davacı ile davalının birlikte oldukları bir sırada kendilerine ziynet eşyalarının teslim edildiğini, o tarihten sonra dava konusu ziynet eşyalarının müşterek hanede muhafaza edildiğini, evde olan bu ziynet eşyalarının davacı tarafından annesi ile köye giderken beraberinde götürüldüğünü, dava konusu ziynet eşyalarının müvekkili davalıda kalmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2021 NUMARASI : 2021/276 ESAS-2021/581 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlendiğinde takılan ziynetlerin tamamını karşı tarafın peyder pey elinden alarak sattığını, yani ziynet eşyalarının tamamının kendisinden alındığını, düğünde kendisine 20 tane Adana burması bilezik, 7 tane ince bilezik, 2 tane 22 ayar bileklikli kalın set, 3 adet kolye ve 7 adet yüzüğün ziynet eşyası olarak takıldığını, buna ilişkin düğün fotoğraflarını ibraz ettiğini bildirerek düğünde takılan ziynet eşyalarının değerinin tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL ziynet bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş,davaya konu ziynet eşyalarının cins, nevi ve miktarlarını belirtmiş,mahkemece ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı/b.davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın maddi tazminat, ziynet alacağı ve kusur yönünden hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/b.davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bileziklerin gramının davacının beyanına dayalı olarak belirlenerek değer biçildiğini, cep telefonu talebinin reddedilmesi gerekirken görevsizliğine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğunu, manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl davanın konusu; nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri verilmesi, birleşen davanın konusu; nişanın bozulması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....

            Diğer taraftan mahkemece ziynet eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacı tanıkları tarafından ziynet eşyalarının davacının kayınvalidesinin kasasında kaldığını beyan etmelerine karşı davalı tanığı, davacı tarafından götürüldüğünü bildirmiştir. Mahkemece davacı tanıklarının ziynet eşyalarının davacının kayınvalidesine ait kasada bulunduğu yönündeki bilgilerinin görgüye bağlı olup olmadığı veya hangi nedenlere bağlı olduğu açıklattırılarak, oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken sadece CD incelemesine dayanılarak ziynet eşyaları hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

              Ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilirken, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmelidir. Buna göre mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu "19.02.2014 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenen ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde 19.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen 5.297,96 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine;" şeklinde HMK'nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir....

                Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının bir kısımının evin ihtiyaçları ve davacının eğitimi için bozdurulduğunu savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu