Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece hükmün gerekçesinde ziynetlerin cins, nevi ve miktarı belirlenerek toplam 26.174,00 TL alacak talebinin kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş hükmün sonuç kısmında ise alacak davasının kısmen kabulü ile 18.131,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Böylece hükmün sonuç kısmı ile gerekçe arasında çelişki oluşmuştur. Bu nedenle karar usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili tarafından; düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulup harcandığı ileri sürelerek aynen iadesi olmadığı takdirde ....000,00 TL'nin tahsili istenilmiştir. Davalı tarafından, altınların evlilik birliği içerisinde davacı ihtiyaçları için harcandığı nedeniyle davanın reddi istenilmiştir....

      Uyuşmazlık bir kısım ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik bedeli olan 8.000 TL'nin, ıslah dilekçesi ile de, 11.541.31 TL'nin tahsiline, birleşen davada ise, düğün sırasında bağışlanan 100 gram 22 ayar altına yönelik bağıştan rücu istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile 5.774.69 TL değerindeki ziynet eşyalarının ve 2.530 TL değerindeki çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedellerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalı- karşı davacı ......

        Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalının salt nişanın bozulmasına sebebiyet vermesi nedeniyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalılar cevaplarında senedin kendileri arasında (baba-oğul) düzenlendiğini, senette herhangi bir taahhütün bulunmadığını, bu belgeye karşı tanık deliline dayanılamayacağını, düğünde takılan altın ve paraların ise evlilik sırasında düğün borçları ve evin masrafları nedeniyle kadının rızası ile harcandığını beyan etmişlerdir. Mahkemece senette yer alan ziynet ve ev eşyalarının kadına iadesine karar verilmiştir. Dosyada mevcut 27.02.2015 tarihli düğün eşyası teslim senedi davalılar arasında düzenlenmiş olup, bu senette davacı-karşı davalı kadın taraf olmadığı gibi senet içerisinde kadın lehine bir açıklama mevcut değildir. Açıklanan sebeple mahkemece senette yer alan ziynet ve ev eşyalarının kadına iadesine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

            Davacının dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının aynen iadesini talep edip, etmediğini hususunun belli olmadığı, eğer davacı ziynet eşyalarının aynen iadesini talep ediyor ise aynı zamanda ziynet eşyalarıyla ev eşyalarının ve aracın alımına katkıda bulunduğunu beyan ettiğinden ziynet eşyalarının aynen iadesini mi yoksa aracın ve ev eşyalarının alımına katkıdan bulunduğundan dolayı değer artış payı alacağı mı istediğinin açıklattırılması gerektiği, Dava dilekçesinde birden fazla alacak kalemi talep edilmesine rağmen her alacak kalemi ile ilgili ne kadar talepte bulunulduğunun açıklattırılmadığı, Davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının bir kısmı ile ev eşyalarının alımına katkıda bulunduğunu beyan etmesine rağmen hangi ev eşyaları ilgili talepte bulunduğunun açıklattırılmadığı, Yine davacı ziynet eşyalarının bir kısmı ile aracın, bir kısmı ile de ev eşyalarının alımına katkıda bulunduğunu iddia etmesine rağmen araç ve ev eşyaları için ne kadar katkıda bulunduğunun açıklattırılmadığı...

            Davalı erkek ise; ıslaha cevap dilekçesinde sadece küçük altınların kadının rızası ile bozdurularak harcandığını, bu miktarın ise 2.300 Euro kadar olduğunu, geri kalan ziynet eşyalarının da davacı kadına teslim edildiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının davalı ile birlikte yurt dışında yaşadığı, sonrasında davalıdan ayrılarak Türkiye'ye geldiği ve tarafların bu şekilde ayrıldıkları, bu durumda hayatın olağan akışına göre ziynetlerin davacının üzerinde olması gerektiği, tanıkların altınların akıbeti konusunda bilgi sahibi olmadığının anlaşıldığı, gerekçesiyle, davacı kadının iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılarak bu talebinin reddine karar verilmiştir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Somut olayda davalı erkek tarafından; küçük altınların kadının rızası ile bozdurularak harcandığını, geri kalan ziynet eşyalarının da davacı kadına teslim edildiği savunulmuştur....

              Mahkemece; davacı tarafın ziynet eşyalarının davalı uhdesinde kaldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının çeyiz eşyaları talebinin ise tefrik edilmediği, boşanma davasında böyle bir talep olmadığı, huzurdaki davanın ziynet eşyalarına ilişkin olduğu, ayrıca davacının bunlara rağmen istemiş olduğu çeyiz eşyalarının davalı tarafından rızaen davacıya iade edilmiş olduğu anlaşılmış olması karşısında davacının çeyiz eşyaları talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; boşanma dosyasından tefrik edilen ziynet eşyalarının bedellerinin davalı kocadan tahsili istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından; dava dilekçesinde ev, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadelerinin mümkün olmaması halinde ise tüm bu eşyaların bedeli olarak 39.000 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş, davacı 7.3.2013 tarihli dilekçesinde ise ziynet eşyalarının değerini 17.243,80 TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında ev ve çeyiz eşyaları davacı kadına iade edilmiş, ziynet eşyaları yönünden ise yargılamaya devam edilerek ilk hükümde ziynet eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise toplam 13.966,80 TL'nin davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir....

                  Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....

                    UYAP Entegrasyonu