Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Duruşmada dinlenen davacı tanığı ise, davalının davacıyı evden kovduğunu, davacının müşterek konuttan ayrılırken ziynet eşyası almadığını beyan etmiştir. Davalı tarafın dinlettiği tanıklar ise davaya konu ziynet eşyalarının tümünün çalındığı yönünde beyanda bulunmuşlardır. Ziynet eşyalarının çalınması olayı ile ilgili olarak yürütülen hazırlık soruşturmasında ifade sahibi olarak beyanları alınan davalı ve davalının babası, hırsızlık eyleminde, bir adet gerdanlık, bir adet bilezik, bir adet zincirin çalındığını belirtmişlerdir. Bu durumda çeyiz senedinde yazılan bir kısım ziynet eşyasının hırsızlık eylemine konu olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki dinlenen davalı tanıkları ve davalının iddiası ise ziynet eşyalarının tümünün çalındığı yönündedir. Dosya içerisinde mübrez ceza dosyasından da anlaşılacağı üzere çeyiz senedinde belirtilen ziynet eşyalarının tümünün çalınmadığı sabittir....

    Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından elinden alındığını, erkek eşin annesi adına ev alınması için kullanıldığını belirtip, ziynet eşyalarının aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerine karşılık fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL talep etmiştir. Davalı erkek ise verdiği cevap dilekçesinde ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından evden ayrılırken götürüldüğünü beyan etmiştir. Davalı erkek tanığı, Haydar Aslan, davalı erkeğin eniştesi olduğunu, ziynetlerin düğünden sonra, düğün borçlarının karşılanması için satıldığını bildiğini beyan etmiştir. Somut olayda davacı kadının rızası ile bozdurulmak ve tekrar iade edilmemek üzere ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda ziynetlere yönelik iade koşulları oluşmuştur....

      Davada, evlilik sırasında davacı kadına takılan ziynet eşyalarının ve ayrıca davacı kadın tarafından kayınvalidesine bakma karşılığında elde edilen altınların ve paranın; davalı koca tarafından (tarla ve araba almak için) borç olarak alınıp bozdurulduğu, ancak, geri verilmediği iddia edilerek; belirtilen altınların bedelleri ile paranın davalıdan tahsili talep edilmiştir. Davalı taraf, davacının iddialarının doğru olmadığını, altınların bozdurularak, tarla ve araba alınmadığını savunmuştur. Mahkemece; davacının, dava konusu ziynet eşyalarını, evi terk ederken zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olduğunu, evde kaldığını ispat edemediğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacının iddiası; dava konusu ziynet eşyalarının, davalı tarafından (tarla ve araba alınmak bahanesiyle) geri ödeneceği vaadiyle alınıp, iade edilmediğine ilişkindir. Mahkemenin açıklanan red gerekçesi davacı iddialarını karşılamamaktadır. Dinlenen davacı tanığı (...)'...

        Davalının yemin beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacıya ait ziynet eşyalarının davalı tarafından geri verilmek şartıyla ödünç olarak alındığı, ancak iade edilmeyerek davalıda kaldığı yönündeki davacı iddiasının kanıtlanamadığının kabulü gerekmiştir....

          Somut olayda, davacı çeyiz eşyalarının ve ziynet eşyalarının baba evine gelirken davalı tarafta kaldığını beyan ederek, 17.10.2009 tarihli çeyiz senedi belgesine dayanarak çeyiz ve ziynet eşyaları yönünde talepte bulunmuş, davalı savunmasında davada dayanılan senedin düğün esnasında alelacele imzalatıldığını, ziynet eşyalarının davacıda bulunduğunu, evi terk ederken götürdüğünü iddia etmiş, mahkemece, tanık beyanları esas alınmış ve ziynet eşyaları yönünden davacının iddiasını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Dava, ziynet alacağına ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadın tanığının ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alındığına yönelik beyanları duyuma dayalı olup, hükme esas alınamaz. Davacı kadın ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alındığını başka bir delille de ispatlayamamıştır....

              Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda, somut olayda, davacı düğünde takılan altınların davalının uhdesinde kaldığını ileri sürmüş, davalı ise davacının altınların bir kısmını bozdurup harcadığını, bir kısmını da babasına verdiğini belirtmiştir. Davacı, evden ayrılırken ziynet eşyalarının evde kaldığını yasal delillerle ispatlayamamıştır....

                Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin ziynetleri aldığını, geri vereceğini söylediğini ancak vermediğini iddia etmiş, davalı erkek ise süresinde verdiği cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı kadın tarafından yanında götürüldüğünü savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan taraf beyanları üzerine kuyumcu bilirkişi rapor hazırlayarak dosyaya sunmuş olup ziynetlere ilişkin tanık beyanı bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davacı-karşı davalı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir. Tanıkların iddia edilen vakıayla ilgili somut, görgüye dayalı bir bilgileri yoktur. Dosyada iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır....

                  Davacı kadın ,dava dilekçesinde ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davalı ve ailesi tarafından elinden alındığını ve kendisine verilmediğini belirtmiş ve ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin kendisine iadesini talep etmiştir. Somut olayda, kadın dava konusu ziynet eşyalarının davalı ve ailesi tarafından elinden alındığını ve bunların iade edilmediğini sunduğu delillerle ispat edememiştir. Ancak, davacı kadın delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayanmıştır. Bu sebeple, mahkemece ziynet alacağı istemiyle ilgili olarak davacı kadına yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak, kabul edildiği takdirde usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu