"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırımı ..K. A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, nafaka artırım talebine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 26/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, son nafaka artırım dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı nafaka artırım miktarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, nafaka tayini üzerinden aradan geçen süre ve çocuğun yaşı ve ihtiyaçları nazara alınarak nafaka miktarının günün ekonomik koşullarına göre yetersiz kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 250 TL iştirak nafakasının aylık 200 TL artırımla 450 TL'ye çıkartılmasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ve hükmedilen nafaka artırım miktarının yerinde ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 1....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/142 esas - 2010/347 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuk için aylık 200TL, kadın için aylık 250TL nafaka bağladığını, o günden bu güne kadar nafaka artırım davası açmadığını, çocuğun 7.sınıf öğrencisi olduğunu, kendisinin ve çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, tüm bu nedenlerle çocuk için verilen nafakanın aylık 600TL 'ye ,kadın için verilen nafakanın aylık 750TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadın için toplu nafaka ödediğini, bunun üzerine kadının icra dosyasında kendi nafakasından feragat ettiğini, çocuğun ihtiyaçların da fazlasıyla karşıladığını, davacı kadının çalışabilecek durumda olduğu, velayet görevlerini yerine getirmediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesinini talep etmiştir....
tan alacaklı olduklarını, ancak hükmolunan 800 TL nafakanın akabinde davalının kabulüyle 2000 TL'ye çıkarılan muvazalı nafaka alacağı nedeniyle alacaklarını tahsil edemediklerini, davalının yıllardır eşi ile aynı evi paylaştığını, davalının maaşını nafaka yoluyla eşine aktardığını ileri sürerek nafaka ve artırımı kararlarına yönelik yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulüyle; nafaka ve nafaka artırım dosyalarında verilen kararların alacaklısı oldukları takip dosyaları yönünden kaldırılmasını talep ve dava etmişlerdir....
2.500,00 TL'ye yükseltilmesini, nafakanın her yıl ÜFE/TÜFE oranında artırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Açıklanan sebeplerle, davalının istinaf dilekçesinin kararın kesin olması nedeniyle reddine, davacının istinaf talebinin ise artırım oranı yönünden kabulüne, Dairemizce HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereği yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının nafakanın miktarına yönelik istinaf talebinin ise HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacının istinaf talebinin "artırım oranı" yönünden KABULÜNE, Elazığ 1....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların 31.01.2011 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, artırım davası neticesi yoksulluk nafakasının aylık 250 TL’ye yükseltildiği, ilk açılan artırım davasından bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Görüldüğü üzere; en son nafakanın artırıldığı dava tarihi (18.07.2008) ile eldeki artırım davasının açıldığı (15.04.2015) tarih arasında geçen yaklaşık 7 yıllık sürede, müşterek çocuğun büyüdüğü, ihtiyaçlarının arttığı, paranın satın alma gücünün azaldığı bir gerçektir. Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, en son artırımın yapıldığı tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre nazara alındığında mahkemece takdir edilen artırım miktarı azdır. Hal böyle olunca, mahkemece; müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak aynı zamanda nafaka yükümlüsü davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
.- 2002/519 K.sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verildiğini ve nafakaya hükmedildiğini, açılan nafaka artırım davası ile müşterek çocuk için en son 150 TL nafakaya hükmedildiğini, küçüğün ilköğretim 7.sınıf öğrencisi olduğunu, masraflarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının aylık 700 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, nafaka artırım davası üzerinden henüz 2 yıl geçtiğini, şu an aldığı maaşının 1.931 TL olduğunu, başka geliri olmadığını, kirada oturduğunu, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 150 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir....