Hüküm,nafakanın artırıldığı fark miktar itibariyle davalı-karşı davacı yönünden kesin niteliktedir.Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle nafakanın artırılan fark miktarı itibarıyla mahkeme kararı davalı-karşı davacı yönünden kesin olduğundan kadının davasındaki nafaka artırım talebi ile ilgili verilen karara karşı davalı-karşı davacı erkeğin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ne var ki artış miktarı çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre düşüktür. Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de nazara alınarak nafakanın aylık 350 TL artırımı ile 750 TL olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar davalı istinafa cevap dilekçesinde, nafaka artırım miktarı ile yargılama giderlerine itiraz etmiş ise de, usulünce harcı verilerek yapılmış bir istinaf başvurusu bulunmadığından bu talebi konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Dosya kapsamı ve davacının istinaf talebi birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 2012 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocukları 2006 doğumlu Sefa Mahmut'un velayetinin davacı anneye verildiği, çocuk lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedilmediği, 2016 yılında açılan nafaka artırım davası sonucunda 09/10/2017 tarihli karar ile 200 TL artırım yapıldığı ve nafakanın aylık 350 TL'ye yükseltildiği, kararın 10/01/2018 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 29/01/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. TMK nun 182/2.maddesinde; "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/01/2023 NUMARASI : 2022/480 ESAS, 2023/11 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle: davalı ile 1995 yılında boşandıklarını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2019/109 Esas sayılı ilamı ile 300,00 TL nafakaya hükmedildiğini, 300,00 TL nafakanın yetersiz olduğunu, bu sebeple nafakanın 2000 TL'ye yükseltilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; Kayseri 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın artırılması-nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-k.davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; aylık 2000 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının, artırılarak aylık 4000 TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir. Birleşen davada ise; davalının gelir durumu (aldığı faiz gelirleri) gözetilerek, nafakanın kaldırılması talep edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın İndirilmesi-Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her üç dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın boşanma davası ve nafakanın indirilmesi davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların davalı-davacı kadının nafaka artırım davasına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1000 YTL’ye ( 1.000.000.000 TL. ) çıkarılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin boşandığını, müşterek çocuk Furkan Yusuf'un velayetinin anneye verildiğini, 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, bilahare nafakanın Aksaray 3. Aile Mahkemesinin 2019/167 esas sayılı dosyası ile 150 TL artırılarak 350 TL ye yükseltildiğini, arada geçen zamanda paranın alım gücünün düştüğünü, çocuğun masraflarının arttığını belirterek nafakanın aylık 650 TL artırımı ile 1000 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemesi'nin ... sayılı ve 10.05.2010 tarihli kararı ile boşanmışlar,boşanma ilamı 27.07.2010 tarihinde kesinleşmiş,boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş,eldeki artırım davası ise 09.07.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve TÜİK'in yayımladığı ÜFE artış oranları dikkate alındığında bozma ilamı sonrasında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı da fazla olup, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ./.....
(TMK m. 176/son) Her ne kadar davacı dava dilekçesinde iştirak nafakasının sonraki yıllarda ÜFE oranında artırılması yönünde artış koşulu belirlenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince de nafakanın ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş ise de ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda ve ekonomik göstergelerde meydana gelen aşırı değişimler sebebiyle yeni uyuşmazlıklar yaşanmasına engel olunmak amacıyla, dairemizce yerleşen uygulamada değişikliğe gidilmesi, nafakanın sonraki yıllar için belirlenecek artırım oranının ÜFE yerine "TÜİK tarafından açıklanacak yıllık TÜFE oranını geçmemek kaydıyla, yıllık ÜFE oranı" olarak belirlenmesi TMK'nın 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmuştur....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....