Aynı maddenin son fıkrasına göre"...Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. ", Aynı yasanın 331/1 nci maddesine göre "...Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.". Aynı yasanın 176/4 ve 5 nci madde/fıkralarına göre de"...Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir"....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Anayasa Mahkemesine yaptığı iptal başvurusunda “4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 176. maddesinin üçüncü fıkrasının, nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması halinde nafakanın kaldırılmasını düzenlemesine rağmen, tarafların mali durumlarının değişmesi hâlinde nafakanın artırılması ya da azaltılmasını düzenleyen aynı maddenin itiraz konusu dördüncü fıkrasının, nafaka borçlusunun ekonomik durumunun olumsuz yönde değişmesi halinde, nafakanın tamamen kaldırılmasına olanak tanımadığı gerekçesiyle Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğunu” ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175/1 ve l76/4. maddelerinin iptalini istediği başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesi 25.06.2009 tarihli ve 2005/ 56 E., 2009/94 K. sayılı kararı ile; “…Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının...
Bankası T.A.Ş’den ve fona devredilmiş olan bir kısım bankalardan kullanmış olduğu krediler nedeniyle, müvekkilinden alacaklı hale geldiğini, anılan borçların tasfiyesi amacıyla taraflar arasında 09.05.2006 tarihinde ‘Borç Tasfiye Protokolü’ akdedildiğini, müvekkilinin protokol gereği olan edimlerini yerine getirdiği halde, davalının, protokol gereği üzerine düşen edimlerini yerine getirmeyerek alacaklı temerrüdüne düştüğünü, akabinde de, temerrüde düşen taraf kendisi olmasına rağmen, müvekkilinin protokol hükümlerini yerine getirmediğinden bahisle protokolün temerrüde ilişkin hükümlerinin uygulanmasına ve müvekkilinin ve grup şirketlerinin varlıklarını satışına ilişkin aldığı kararla muaraza yarattığını ileri sürerek, davalı yanca yaratılan muarazanın haksız ve yersiz olduğu ile taraflar arasındaki protokol doğrultusunda davalının alacaklı temerrüdüne düştüğünün ve müvekkilinin borçlu temerrüdüne düşmemiş olduğu hususlarının tespitini ve muarazanın men’ini talep etmiş, akabinde vermiş...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2020/276 ESAS - 2021/310 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Karşıyaka 5....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmedilen iştirak nafakasının düşük olduğunu, davalının emekli olduğunu, tek başına yaşadığını, adına kayıtlı taşınmazları olduğunu belirterek, nafakanın aylık 500,00 TL olarak belirlenmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, iştirak nafakasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının nafakanın gelecek yıllarda Üfe oranında arttırılmasına ilişkin talebi hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmayıp, nafaka miktarı yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilerek gerekçede artış talebi hakkında bir açıklamaya yer verilmemesi doğru değil ise de; Üfe artışına ilişkin talep yönünden davacının açık istinaf başvurusu bulunmadığından, bu konu istinaf inceleme sebebi yapılmayarak, yanlışlığa işaret edinilmekle yetinilmiştir....
Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, protokol uyarınca nafakanın her yıl %10 oranda arttırıma karar verildiği, dava tarihi olan 2021 senesi için söz konusu bedelin aylık 1.331- TL olduğu, dava dilekçesinde nafakanın 500- TL ye indirilmesi talep edilmiş olmakla, dava değerinin aylık 831- TL yıllık ise (831 x12=) 9972- TL olup kararın verildiği 2022 senesi için kararın kesinlik sınırı içinde olmadığı, bu sebeple mahkemenin 08/11/2022 tarihli ek kararının hatalı olduğu değerlendirilmekle ek kararın kaldırılmasına karar verilerek davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf başvurusu esastan incelemeye alınmıştır....
Aile Mahkemesinin 2010/190 esas 2011/360 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, protokol hükümleri uyarınca davalı eş lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine 2.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca davalı adına 500,00 TL ek kredi kartı ödemesi yaptığını, emekli olduğunu, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini, nafakanın gelirine oranla yüksek kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 500,00 TL’ye, iştirak nafakasının 1.000,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir Davalı, aradan geçen süre içerisinde artış yapılmadığını, dönem dönem nafakanın aksatıldığını, davacının iyi yaşam koşullarına sahip olduğunu, kendisinin ise çalışmadığını, müşterek çocuğun % 99 engelli olduğunu, bakıma muhtaç bulunduğunu, ihtiyaçları için masraf yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile) 2006/318 Esas- 2006/325 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk lehine 31.12.2007 tarihine kadar 125 TL nafakaya, 01.01.2008 tarihinden itibaren ise nafakanın senelik %20 oranında artırımına karar verildiği, dava tarihi itibariyle nafakanın 458 TL'ye ulaştığı, davacının asgari ücretle çalıştığı, yeniden evlendiği 2 çocuğunun daha olduğu, davalının çalışmadığı, müşterek çocuğun ise lise öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, mahkemece iştirak nafakasından indirim yapılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, ancak anlaşmalı boşanma davasında belirlenen yüzdelik şartın kaldırılarak, iştirak nafakasına hükmedilmesi hakkaniyete uygun bulunmamıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2020 NUMARASI : 2019/833 ESAS - 2020/616 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili 21/10/2019 tarihli harçlandırılmış dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı T3 ' ın Vezirköprü 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/285 esas 2016/108 karar sayılı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin anneye verildiğini, ayrıca çocuk için aylık 500,00 TL nafakaya hükmedildiğini, bu nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini, çocuğun büyümesi nedeniyle takdir edilen nafakanın yetersiz kaldığını, müvekkilinin ailesinden yardım aldığını, çocuğu kreşe ve özel okula gönderemediğini, davalının durumunun iyi olduğunu belirterek çocuk için aylık 1.000,00 TL ' ye nafakanın arttırılmasına karar verilmesini, çocuğun soyadı ile anne soyadının farklı olması sebebiyle sıkıntı sebep olduğundan, çocuğun da bunu...