Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, sözleşme hükümlerine uymama nedeniyle cezai şart istemine ilişkin olduğu, protokol tarihinin aracın satış tarihinden 1 gün sonra olduğu ve bu protokolde de aracın davalıya verildiği, buna göre aracın protokolden önce veya sonra satılmasının protokol hükümleri yönünden bir değişikliğe sebep olmadığı, kredi geri ödemeleri yönünden ise protokolde açıkca 602-7814336 nolu kredi geri ödemesinin 01/12/2012-12/10/2016 tarihleri arasındaki 47 adet taksit tutarı ile 602-7817791 nolu kredinin 01/12/2012-20/06/2014 tarihleri arasındaki 19 adet taksidinin ödemesinin davalı tarafça yapılacağının belirtildiği, ödemelerin topluca yapılıp yapılmayacağının belirtilmediği, protokol hükümlerinin kredi geri ödemeleri yönünden 12/10/2016 tarihine kadar geçerli olduğu, davalıya tanınan ifa zamanının henüz dolmadığı, davacının protokolü feshetmediği, davalıyı da temerrüde düşürmediği, bu nedenle protokol hükümlerine aykırılığın dava...

    Şikayetçinin şikayet dilekçesi içeriğinde açıkladığı protokol olan ve taraflar arasında görülen Dairemiz'ce de temyiz incelemesi yapılan ... 6.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/41 Esas sayılı dosyası içinde incelenen 18.04.2014 tarihli protokol gözönünde bulundurularak şikayetin değerlendirilmesi gerekirken şikayet dilekçesinde açıklanan protokolden farklı aynı tarihli... ili ... ilçes.... bulunan yarı yarıya hissedar oldukları taşınmazın kullanımı ve satışı konusunda düzenlenen protokol değerlendirilerek sonuca gidilmesi doğru değildir....

      Protokol başlıklı belgenin 2018 yılında temyiz aşamasında sunulmuş olması Ceza Genel Kurulunun itiraz ret gerekçesinde belirtildiği üzere delil olarak değerlendirilmesine mani değildir. Kaldı ki Yargıtay Ceza genel Kurulunda suça konu olan senetle ilişkisi bakımından bu belge altındaki yazı ve imzaların katılana ait olup olmadığının tespiti gerektiği eksik araştırma konusu edilmiştir. Protokol başlıklı bu belgenin sahteliğine ilişkin soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmaktadır. Gerek atılı suçlara konu bono altında bulunan imzanın katılan ...'a ait olması gerekse Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da belirtildiği üzere senedin sahte olarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda sübut açısından etkili olan 28.06.2013 tarihli protokol altındaki ......

        Somut uyuşmazlıkta; taraflar yaptıkları protokol gereği 13/06/2011 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK m.19). Aynı zamanda, sözleşenler, ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler....

          Davacının nafakanın (maddi yardımın) kaldırılmasına yönelik talebinin ise protokol hükmünde belirlendiği ve mahkememizce aynen onaylandığı, anlaşmalı boşanma protokolünün tarafların kendi aralarında serbestçe seçenekli olarak belirlendiği ve mahkememizce aynen hüküm altına alındığı anlaşmalı boşanmanın gerçekleşmesinden çok kısa süre sonra nafakanın (maddi yardımın) kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür. TMK'nun 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Aynı yasanın, 176/4. maddesine göre de; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir....

          İcra Müdürlüğünün 2018/11446 Esas sayılı dosyasından nafaka alacağının tahsili için takip başlatıldığını, anlaşmalı boşanma davasında nafakanın 800 USD olarak kararlaştırıldığını, nafakanın TL’ye çevrilmesi halinde aylık 4.759,11 TL olduğunu, nafakanın tahsili için almakta olduğu 3.648,94 TL emekli aylığının haczedildiğini, bu haczin kaldırılarak ¼ oranında haciz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Takibe konu alacak, nafaka borcuna ilişkin olduğundan davacının emekli maaşına konulan haciz 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi kapsamında usul ve yasaya uygun olduğundan şikayetin reddine karar verilmiş, davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Taraflarca yapılacak ... mevcut protokolle somut uyuşmazlığa konu nafakanın tenkisi veya kaldırılması yönünde görevli mahkemede dava açmaktır. Aksi düşünce dar yetkili icra mahkemesinde yeni bir nafaka ilamı oluşturulması sonucunu doğurur. İstinaf mahkemesi kararında emsal olarak alınan veya kararda belirtilmeyen aynı mahiyetteki dairemiz kararları bu ilkeler ışığında yorumlanmalıdır. Mahkemelere düşen görev, kesinleşmiş mahkeme kararlarını yorum yoluyla işlevsiz kılmak veya değiştirmek değil, eksiksiz uygulamaktır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yazılı nedenlerle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. Öte yandan kabule göre de; dar yetkili icra mahkemesince, ibra protokolü ve kesinleşmiş ilam hükümlerinin uyarlanması suretiyle tahakkuk edecek nafakanın belirlenmesi ve yıllık artışa ilişkin hüküm kurulması da yerinde görülmemiştir....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın davacı ile davalı banka arasındaki protokol hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanmasına ve davacının tacir olmamasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; TMK'nun 166. maddesindeki koşullara uygun olarak yapılan ve boşanma davasına bakan mahkemece tasdik edilen protokol hükümlerinin uyarlanması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 28.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 30.12.2010 ve 9.1.2011 tarihli iki protokol imzalandığı, sonraki tarihli protokolde şirketin 31/12/2010 tarihine kadar olan vergi SSK bağkur borcunun devralan tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu protokolün resmi sözleşmenin temelini oluşturduğu ve devrin de buna dayanarak noterde gerçekleştirildiği, davalıların protokoldeki imzaya yada içeriğine itirazının olmadığı, o halde protokol hükümlerinin taraflar bakımından geçerli hale geldiği, davacının ödemek zorunda kaldığı prim tutarının 8.101,07 TL olduğu gerekçesiyle davacı ... diğer davacıya vekaleten işlem yaptığından aktif husumet nedeni ile davasının reddine, davalı ...'nin protokol ile borç üstelenmediği ve pasif husumeti olmadığından davanın reddine, kalan taraflar bakıımından asıl alacak olan 8.101,07 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu