Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Orta Mah. 1 nolu parselde kayıtlı gayrimenkul ve üzerinde kurulu müştemilatı kapsayacak şekilde müvekkili şirket lehine 15 yıl müddetle intifa hakkı tesis edildiğini, davalı ile 15.10.2004 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalının akaryakıt bedelini ödemediği için bayilik sözleşmesinin 26.09.2005 tarihli ihtarnameyle feshedildiğini, 18.10.2005 tarihinde davalının müvekkiline olan borçlarının yapılandırılması hususunda protokol düzenlendiğini, davalının protokol hükümlerinin ihlali halinde istasyonu ve ariyetleri tahliye edeceğini taahhüt ettiğini, protokol hükümlerini yerine getirmediğini, davalının müvekkilinin intifa hakkının bulunduğu gayrimenkul ve üzerinde kurulu tesisler üzerinde işgalci konumunda olduğunu belirterek taşınmaz üzerinde kurulu tesislerin ve müştemilatın ihtiyati tedbir yoluyla taraflarına teslimine, intifa süresinin bitimine kadar müvekkili şirkete teslimine taşınmazda davalının müdahalenin men’ine karar verilmesini...

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1 esas sayılı dosyasından vazgeçmesinin davalının takibi takipsiz bırakmasının şartı olarak öngörüldüğünü, davacı şikayetinden vazgeçmediğinden protokol hükümlerinin geçersiz hale geldiğini, protokol hükümlerinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, protokol sonrası davalının takip dosyasını takipsiz bırakıp mevcut yakalama şerhini kaldırdığını ancak davacının şikayetinden vazgeçmemesi üzerine takibe devam ettiğini, şarta bağlı sulh protokolünün geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "şikayetin kabulü ile, Aydın İcra Müdürlüğünün 2019/44163 esas sayılı dosyası ile davacı borçlu hakkında başlatılan takibin iptaline" karar verilmiştir....

    K A R A R Davacı, davalı idarenin kurum denetim servisi tarafından düzenlenen 22/05/2012 tarih ve 2012/10 sayılı inceleme raporu ile müvekkil aleyhine 2009 yılına ait SGK ve Eczacılar arasında imzalanmış ilaç alım protokolünün 6.3.3, 6.3.24, 4.3.6, ve 5.3.5 maddelerine dayanılarak usulsüzlük tespit edildiği ve hak sahipleri adına bilgileri ve talepleri dışında reçete ve rapor düzenlendiği ve bu reçetelerin fatura edilerek kurum zararına sebebiyet verildiği gerekçesiyle 123.848,35 TL'lik cezai yaptırım uygulandığını, yapılan tespitlerin hangi gerekçelere dayandığının ve bu kanıya nasıl varıldığı hakkında bir açıklama yapılmadığını, müvekkiline 2012 yılına ait protokol hükümlerinin uygulanması gerekirken 2009 yılına ait protokol hükümlerinin uygulandığını, ileri sürerek, 123.848,35 TL para cezası ile bir yıl süre ile sözleşme iptali ve provizyon ekranının kapatılması cezasının iptaline, feshine karar verilen protokolün devamına karar verilmesini istemiştir....

      nun nafakasının azaltılmasına yönelik davasının reddine, kadın lehine, reddedilen nafakanın yıllık toplam miktarı dikkate alınarak hesaplanan 19.000,00 TL nispi vekâlet ücretine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

        Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi) Mahkemesi'nin 02.12.2004 tarih ve 2004/576 E- 2004/647 K. sayılı ilamında tarafların protokol gerekleri ile boşanmalarına ve müşterek çocuk için aylık 200 Euro iştirak nafakasına ve yıllık 10.000 Euro nafakanın bir yıl sonra 12.000 Euro’ya yükseltilerek davacı eşe ödenmesine karar verildiği görülmektedir. Aynı protokolün 5. maddesine dayanılarak icra takibinde talep edilen 2.400 Euro-04/03/2015 tarihli sağlık sigortasının likit bir alacak olarak borçludan tahsiline ilişkin takibe dayanak ilamda bir hüküm bulunmamakta olup, anılan miktarın tahsili genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden icra takibine konu edilemez. O halde; icra mahkemesince 05.11.2004 tarihli boşanma protokolünün 5.maddesinden kaynaklı olarak icra takibinde talep edilen “2.400 Euro-04/03/2015 tarihli sağlık sigortası” ile ilgili alacak kalemi yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayetin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2014 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, aralarındaki protokol gereği müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmediğini ancak davalı babanın boşanmadan sonraçocukların giderlerine hiçbir şekilde katılmadığını belirterek, müşterek çocuklar ...ve ... için aylık 1.000'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuklar ... ve ......

            Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile anlaşmalı boşandıklarını, nafakanın aralarında düzenledikleri protokol ile kararlaştırıldığını, bugüne kadar nafakayı eksiksiz ödediğini, ancak yaşadığı ekonomik zorluklar nedeniyle bankadan ve EKOP'dan kredi çekmek zorunda kaldığını, talep edilen nafakanın iyi niyetten uzak asgari ücreti de aşar nitelikte bulunduğunu, tek gelirinin yıl içinde vergi dilimlerinden dolayı azalma gösteren maaşı olduğunu, boşanma sırasında var olan aracı dışında başka mal varlığının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk yararına hükmedilen aylık 600 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 75 TL artırılarak 675 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunmuştur....

            Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda bu tespitler ve hukuki açıklamalar ışığında; tarafların 23/12/2008 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten 20/07/2010 doğumlu Anıl Ege isminde müşterek çocuklarının olduğu, tarafların yaptıkları protokol gereği Görele 2....

            Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık protokol ile davalı ...'a teslim edilen kambiyo senedinden kaynaklanan alacak davası olup, senedin verilmesini gerektiren temel ilişki konusunda ihtilaf bulunmadığından ve Ticaret kanunun ticari senetlerin devrine ilikşin hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiğinden hükmün temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, taraflarca düzenlenen 22/02/2023 tarihli boşanma protokolünün kararın eki sayılmasına, Tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat ile nafaka ve eşya alacağı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında şahsi ilişki tesisine, Her bir çocuk için ayrı ayrı olacak şekilde 750'şer TL den olmak üzere aylık 3000 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, nafakanın arttırılmasına ilişkin hususlarla ilgili anlaşmalı boşanma protokol hükümlerinin uygulanmasına, karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesi ile; anlaşmalı olarak boşanmaktan vazgeçtiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu