Aile Mahkemesinin 2011/511 esas, 2011/1394 karar sayılı ilam ile tarafların boşandıklarını, davalı lehine aylık 5.000 Euro taraflarca imzalanan 11/11/2011 tarihli boşanma ve mal rejimine ilişkin sulh sözleşmesinin 4. maddesinin davalı tarafça ihlal edilmesi nedeniyle, davalı lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, davalının boşandıktan sonra haysiyetsiz hayat sürdüğünü bu nedenle nafakanın kesilmesi gerektiğini, Alman makamları ile sorun yaşadığını, mallarına tedbir konulduğunu, ekonomik durumunun kötüleştiğini belirterek, nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde ekonomik güçlük ve ekonomik koşullar göz önüne alınarak 1000 Euro nafakaya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesi tarafından müşterek çocuk Mehmet için hükmedilen aylık 750,00TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaatte nafakanın 400TL'ye düşürülmesine ve her sene ÜFE oranında artışın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/10/2017 NUMARASI : 2016/1335 ESAS 2017/813 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, yaptıkları anlaşma protokolü gereğince müşterek çocuk Öykü Korkmaz'ın velayetinin davalıya verilmesinin kararlaştırıldığı, çocuk için 800 TL iştirak nafakasının ödeneceğini ve bu nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin nafakalarını düzenli olarak ödediğini, her yıl yapılan TÜFE artışı nedeniyle artırarak en son 1.020 TL ödediğini, davacının öğretmen olup, maaşından başka bir gelirinin olmadığını, artışlarla birlikte artık nafakayı ödeyemeyecek duruma geldiğini, çocuğun ihtiyaçlarının da kısmen...
Sınıf öğrencisi olduğunu, okula servisle gittiğini, okul ve diğer masrafların yükseldiğini, diğer kızları Suden'inde masraflarının arttığını, davalının çocuklarının masrafları ile ilgilenmediğini, gelirinin de arttığını, büfe işlettiğini, bu nedenlerle çocuklar için takdir edilen nafakanın aylık 750 şer TL den toplam 1.500 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile anlaşmalı boşandıklarını, protokol kapsamında davacının aylık 150'şer TL nafaka ödenmesi hususunu kabul ettiğini, henüz boşanmadan altı ay gibi bir süre geçtiğini, çocuklarının ihtiyaçlarında önemli bir değişiklik olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile Küçükçekmece 1....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın protokol ile kararlaştırıldığını ve anlaşmalı boşanma üzerinden henüz 1 yıl dahi geçmediğini belirterek davanı reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için takdir edilen 1.000 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda; iradın azaltılması için ya tarafların mali durumunun değişmesi ya da hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekir....
Somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının belirlenmesi için yazılan yazılara istinaden tutulan tutanaklara göre, davacının ekonomik ve sosyal durumunda olağanüstü değişim olmadığı, edimin aynen ifasının davacı yönünden katlanılmaz hal almadığı, yoksulluk nafakasının anlaşmalı boşanma davasında belirlendiği, davalının çalışmasının ve gelir miktarının yoksulluk nafakası ihtiyacını ortadan kaldırmadığı, kadına devredilen taşınmazın da protokol kapsamında bilinerek devredildiği anlaşıldığından, TMK.nun 175 ve 176.maddelerinde öngörülen yükümlülük ve koşullar gözetilerek nafakanın azaltılması yönünden de talep yerinde görülmediği, mahkemece nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Taraflar arasında 15.08.2013 tarihli protokol düzenlenmiş olup, anılan protokolün 3/2 maddesinde bu dava ve dayanağı olan icra takibinden de söz edilmiş ise de, aynı protokolün 3/7 maddesinde “malik iş bu protokolün her hangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği ve/veya yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, iş bu protokol imza tarihinden itibaren geçersiz hale gelecektir” hükmüne yer verildiğinden ve sözleşmenin 3/3. maddesinde öngörülen sürede ödeme yapılmaması nedeniyle protokol hükümlerinin somut olayda uygulanamayacağının kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin geçersiz hale gelen protokol hükümlerine göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVACI-DAVALI DAVALI-DAVACI DAVA TÜRÜ : Nafakanın Artırılması-Nafakanın Kaldırılması KARAR DÜZELTME İSTEYEN Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 26.04.2011 gün ve 4109-7053 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Davacı taraf, taraflar arasında 24/08/2015 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokol uyarınca Cezayir piyasasında PVC ve alüminyum profilden tencere, panjur, kapı üretim tesisleri kurularak ithalat ve ihracat bakımından Türkiye'de bayilikler oluşturulacağının, Cezayir'de kurulan ve davalı adına olduğu beyan edilen bir şirketin de %24,5 hissesinin davacıya devrolunacağının hüküm altına alındığını, bu protrokol gereği davacı tarafından davalı tarafa 25.000 USD ve davalı tarafın sahibi olduğu ... Proje Dekor Alüminyum AŞ hesabına da 70.000 Euro ödendiğini, ancak zaman içinde Cezayir'de üretime başlanmadığını, bayiliklerin kurulmadığını, ihracat ve ithalat yapılamadığını, söz konusu şirketin de hissesinin davacıya devredilmediğini, protokol hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacı tarafından ödenen tutarların iadesi için Ankara ...İcra Müd.'nün ... esas sayılı dosyasında yapılan takibe ise davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmne karşı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı/k.davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin şahsi ilişki düzenlemesine bir itirazları olmadığını, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durumları, gelen yazı cevapları tüm dosya kapsamı, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları değerlendirildiğinde çocuğun masraflarının arttığını, nafakanın artırılması gerekirken, azaltılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak, nafakanın azaltılması yönünden reddine, taraflarınca açılan karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl davanın çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesi, nafakanın azaltılması, karşı dava ise nafakanın arttırılması davası olduğu anlaşılmıştır....