Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde müvekkili aleyhine açılan tedbir nafakası sonunda çocuk lehine 800 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, tarafların Bakırköy 4 Aile Mahkemesinde 2014 yılında boşandıklarını, nafakanın arttırımı davası açtığı davanın, mahkemece, çocuk lehine hükmedilen bir iştirak nafakasının da bulunmaması sebebiyle olmayan bir nafakanın arttırılması söz konusu olmayacağından davayla ilgili karar verilmesine gerek ve yer olmadığına karar verdiğini, müvekkilinin iştirak nafakasına hükmedilmemesine rağmen kızının ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla yıllarca nafaka ödediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Davacı kadında, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, boşanma kararının dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere bakıldığında, davacı lehine yoksulluk nafakası takdirinin ve miktarının yerinde olduğu kanaatine varıldığından, davalının, davacı lehine nafaka takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının, nafakanın tahsilinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin istinaf talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları, evlilik süresi ve hakkaniyet dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı yüksektir. Bu haliyle davalı erkeğin yoksulluk nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, miktara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 07.01.2021 tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

MANEVİ TAZMİNATTEDBİR NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 169 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 185 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanmaya neden olan hadiselerde taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu davacı eş (kadın) yararına manevi tazminat takdiri isabetsizdir. 3- Davacı eş (kadın) fizyoterapist olarak çalışmakta olup, düzenli bir gelire sahiptir. Kadın için tedbir nafakası takdiri doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadına yüklenen piyasaya borçlanarak müşterek haneye icra takiplerinin gelmesine sebep olması vakıasına davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmadığından davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının...

      (AAÜT 9/2. madde) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 9/2. madde gereğince reddedilen nafaka miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerektiği, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun bulunmakla davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararı ile kaldırılır. (TMK 176/3) Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK 176/4) Anılan yasal düzenlemelere göre, nafakanın kaldırılması için nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması yada haysiyetsiz yaşam sürmesi, iradın azaltılması için ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu sağlaması gerekmektedir. Somut olayda, tarafların Konya 4. Aile Mahkemesinin 2011/720 Esas 2013/388 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının Konya 1.Aile Mahkemesinin 2018/578 Esas 2018/896 Karar sayılı ilamı ile artırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2020 NUMARASI : 2019/1220 ESAS, 2020/122 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı Aile T1 vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli Çocuk Mahkemesinin 15/01/2008 tarih ve 2008/6 değişik iş nolu kararı ile koruma ve bakım altına alınan çocuk Sezgin Ekrem'in 2008 yılından bu yana müvekkil idarede koruma ve bakım altında bulunduğunu, davalının evinin çocuğun yaşamasına uygun olabileceği ancak sürekli olarak babanın çocuğunu yanına almak istemediğinin tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle çocuk lehine aylık 5.300 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir....

      anneye verilmesinde ve velayeti anneye verilen çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, nafaka miktarının da fazla olmadığı anlaşıldığından davalı babanın bu karar yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, verilen nafaka miktarının az olduğunu, reddedilen miktar yönünden kararın kaldırılmasını, davanın tümünün kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, evlilik birliği devam ederken eşlerin ayrı yaşaması sonucunda fiilen anne yanında yaşayan müşterek çocuk için önlem nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 450,00 TL nafakaya hükmedilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve deliller birlikte değerlendirildiğinde evli olan tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, müşterek çocuğun anne yanında kaldığı, babanın çocuğa karşı nafaka ödeme yükümlülüğünün bulunduğu sabittir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyet gereğince ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı azdır....

      UYAP Entegrasyonu