Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında başta evliliğe ilişkin olmak üzere evliliğin mali ve sosyal sonuçlarına dair yapılan anlaşmanın, daha önceden taraflar arasında görülen boşanma ve ferileri ile ilgili verilen nafaka kararlarının ortadan kaldırıldığı şekilde yapıldığını kabul edilerek önceki nafaka kararların nesh edilmesi gerektiğini, Pazar 2....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında başta evliliğe ilişkin olmak üzere evliliğin mali ve sosyal sonuçlarına dair yapılan anlaşmanın, daha önceden taraflar arasında görülen boşanma ve ferileri ile ilgili verilen nafaka kararlarının ortadan kaldırıldığı şekilde yapıldığını kabul edilerek önceki nafaka kararların nesh edilmesi gerektiğini, Pazar 2....
Bu itibarla; yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve açıklamalar çerçevesinde dosya kapsamından; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakaların niteliği, müşterek çocukların zorunlu ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu ve ilk nafaka takdiri üzerinden-karar tarihinden itibaren geçen süre ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, hüküm altına alınan nafaka arttırım miktarının az olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin kabulü ile yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığından, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararın usul ve esasa aykırı olduğunu, nafaka davalarında reddedilen kısım için vekalet ücreti verilemeyeceğini, bu nedenle kadın aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, bugüne kadar (10 yıldır) hiç nafaka tahsil edilemediğini, icra takiplerinin sonuçsuz kaldığını, davacının davasını kanıtlayamadığını, reddinin gerektiğini, nafaka verilen koşullar ile bugünkü koşulların değişmediğini, davacının tanığının annesi olduğunu, davalı-davacı kadının ise tekerlekli sandalyede bakıma muhtaç yaşadığını, mahkemenin duruşmada bu durumu gözlemlediğini, kadının boşanmadan sonra aldığı yetim aylığının davanın kabulü ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmediğini, davalının kronik hastalıklarının da olduğunu belirterek, asıl davada kabul kararının kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne , nafakanın aylık 1.000 TL olarak belirlenmesine, her yıl Ocak ayında TUİK tarafından açıklanan...
Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. Madde 330/1) Türk Medeni Kanununun 330.maddesi gereğince, "Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir, nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hakim istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir." TMK.nun 331.maddesinde göre de; durumun değişmesi halinde, hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Türk Medeni Kanununun 176.maddesinin 4.bendine göre; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
BEDEL ARTIRIMI DAVASIDOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 409 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 415 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki bedel artırımı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, bedel artırım istemine ilişkindir. Mahkemece HUMK'nın 409/son maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. HUMK'nın 409/1. maddesinde, "Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde, dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir." denilmektedir....
Dava; nafaka (nafakanın artırımı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK’nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 9/2.madde gereğince nafaka davalarında reddedilen kısım için Avukatlık ücretine hükmedilemez. Yine ilk derece mahkemesince dava yoksulluk nafakası artışı davası olduğu dikkate alınarak yıllık artış miktarı olan 21.408,00 TL üzerinden Harçlar Kanunu gereğince nafaka davaları yönünden harç alınması gerekirken daha yüksek oranda harç alınmasına hükmedilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2020 NUMARASI : 2020/38 ESAS, 2020/795 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKASININ KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi'nin 2018/729 E. 2018/686 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine yoksulluk nafakasına karar verildiğini, davacının açık cezaevinde bulunduğunu ve nafakayı ödeyebilme kabiliyetinden yoksun olduğunu beyanla yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, olmadığı taktirde indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hakim istem halinde irad biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. 4721 sayılı TMK'nun 328 m.sine göre, ana ve babanın bakım gücü çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. 4721 sayılı TMK'nun 329 ve 330. m.lerine göre de, küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur....