Davalı vekili; davacının müvekkili şirketin 189.000,00 TL sermayesine sahip ortağı olduğunu, hazirun cetvelinin doğru olduğunu, yanlış olsa dahi sonuca etkisinin olmayacağını, davacının müdürlük vazifesini layıkıyla yerine getirememesi, özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi ve bu durumun şirketin işlerini aksatması sebebiyle 25/04/2013 tarihinde tüm ortakların katıldığı toplantıda oy çokluğu ile müdürlerin görevine son verilerek ortaklardan ...'in 10 yıl süre ve münferit imza ile şirketi her hususta temsil ve ilzam etmeye yetkili kılınmasına karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya uygun olarak Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce tescil ve ilan olunduğunu, şirket ticari defterleri ve kasa defteri incelendiğinde davacı beyanlarının gerçek olmadığının ortaya çıkacağını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.12.2012 tarih ve 2012/116-2012/387 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, tarafların Çeksan Makina San. ve Tic. Ltd. Şti'de ve Çeksan Yol Süpürme Araçları Mak. San. Tic. Ltd. Şti'de ortak oldukları, davalının aynı zamanda Çeksan Yol Süpürme şirketinde de Çeksan Mak. San. Tic. Ltd. Şti'de olduğu gibi müdür sıfatı ile yetkili olduğu, ancak Çek San. Yol Süpürme lehine ve Çek San. Makina şirketinin aleyhine olacak şekilde müdürlük yetkisini kullanarak işlemler yaptığı ve görevini kötüye kullandığı ileri sürülerek davalının Çeksan Mak. San....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.04.2012 tarih ve 2008/405-2012/151 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin ... Dış Ticaret Giyim Sanayi Limited Şirketi'nin ortaklarından ve şirket müdürü olduğunu, şirketin diğer ortağı olan davalının müvekkilinin yurt dışında bulunması sebebiyle firmanın yönetimine hakim olduğunu, müvekkilinin ... Konsolosluğu kanalıyla şirket müdürlüğünden ayrıldığını davalıya ihtar ettiğini, daha sonrada müvekkilinin hisselerini ...'e devir ettiğini ileri sürerek müvekkilinin şirket ortağı olmadığı ve müdür sıfatı bulunmadığı hususlarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... tarafından 07.09.2005 tarihinde, davalı şirketin kurulduğunu, müvekkilinin şirketin işleri ve muamelelerini yürütmek amacı ile ilk on yıl için, kurucu ortak olarak şirket müdürü tayin edildiğini, diğer kurucu ortak ...’nın hisselerini noterde düzenlenen hisse devir sözleşmeleri dava dışı ... ve ...'a devrederek şirket ortaklığından ayrıldıklarını, yeni ortaklar kurulunca 23.12.2005 tarihinde, dava dışı ...'ın on yıllığına şirket müdürü olarak seçilmesi konusunda eski ve yeni ortaklarca birlikte imza ile karar alındığını, 10.03.2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde "Şirket ortaklarından ...'...
Davacı her ne kadar, kendisine tebliğ edilen görev değişikliği yazısını ihtirazı kayıt koyarak imzalamış olması nedeniyle çalışma koşullarında meydana gelen esaslı değişikliğin kendisini bağlamayacağı savunması ile ücret farkından kaynaklı alacak talebinde bulunmuş ise de, davacı genel müdürlük görevinde vekaleten bulunmuş olup, görevin sürdüğü dönem için kendisine ilave vekalet ücreti ödenmiştir. Davacı, 29.03.2013 tarihi itibariyle ise genel müdürlük görevinden alınması üzerine asli görevine geri dönerek fiilen genel müdür olarak çalışmadığı için, yapılan görevin karşılığı ödenen ilave vekalet ücretini talep edebilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davacı lehine fark ihbar tazminatı ve fark ücret alacaklarına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
in hakkında kesinleşen mahkumiyet kararı nedeniyle kamu haklarını kullanmaktan yoksun kılındığını ve ceza evine girdiğini, bu sebeple müdürlük görevini yerine getiremediğini, hali hazırda şirket müdürünün olmadığını, üyelerin de aralarındaki husumet nedeniyle bir araya gelerek karar alma ihtimallerinin bulunmadığını, şirket genel kurulunun toplantıya çağrılamadığını, davalı şirketin TTK'da verilmiş görev ve zamanla bağlı kılınmış yapacağı pek çok işleri tamamlaması için müdür/müdürlerin seçileceği bir genel kurul toplantısının yapılmasında mutlak zaruret bulunduğunu, ayrıca organ eksikliğinin giderilememesi halinde TTK m.530 gereği şirketin feshine karar verilmesi tehlikesi doğacağını, TTK'nın 617/3 maddesinde; ''Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır....
ün şirket menfaatlerine aykırı tutum ve yaklaşımından dolayı şirketin icra ettiği genel müdürlük görevinden azline ve tüm yetkilerinin iptaline, genel müdürlük makamının kendisine sağladığı mali haklar ve diğer her türlü yan hakların sona erdirilmesine karar verildiğini, müvekkilinin genel müdürlük görevine hukuka aykırı şekilde son verildiğini, yönetim kurulu kararının TBK'nın 27. madde ve TTK'nın 391. madde hükümleri uyarınca batıl olduğunun tespiti ve ihtiyati tedbir yoluyla icrasının önlenmesine yönelik açılan davada ara karar ile talebinin reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ...'...
defter belge ibraz edilmesi gerektiği yönündeki 22/08/2011 tarihli yazının davacı …'a tebliğ edildiğinin belirtildiği, adı geçen şahıs tarafından defter ve belgelerin ibraz edilmemesi üzerine de dava konusu tarhiyatların yapıldığı, …'ın 25/12/2007 tarihinde müdürlük görevinin sona ermesi ile yeniden 10 yıllığına müdür seçildiği ve bu hususun 04/01/2008 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlandığı, ancak adı geçenin müdür olarak atandığı tarihten sonra 03/01/2008 tarihinde hisselerini …'a devrederek şirket ortaklığından ve müdürlük görevinden ayrıldığı ve bu hususun ise Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanmadığı görülmekle birlikte, ticaret sicilinde yapılan ilanın bildirici nitelikte olduğu ve kurucu bir özelliğinin bulunmadığı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 09/05/2008 tarihli yazısı ile de ayrıca bu durumun vergi dairesine bildirildiği dikkate alındığında, son işlem olan 03/01/2008 tarihinde davacının şirket müdürlüğünden ayrıldığının kabulü gerektiği, ayrıca işbu dava konusu...
a herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi müvekkil tarafından işletme ile alakalı olarak SGK ve Vergi borçları olduğunun öğrenildiğini, aynı zamanda tedarikçilere de borçlanıldığının öğrenildiğini, davalı müdürün şirketi iyi yönetemediği, şirketi zarar uğrattığı; vergi, SGK vb kurum ve kişilere borçları ödemediği açıkça görülecek olmakla yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal ettiğini, açıklanan nedenlerle, davalı ... 'nin ... Limited Şirketi ’ndeki müdürlük görevinden ihtiyaten gecikmeksizin uzaklaştırılmasına, müdürlük görevinden azledilmesine, şirket defterlerinin acilen mahkemece muhafaza altına alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkilinin müdürlük görevini ifa ettiği, davacının %30, davacının kızı ...'nın %30 ve müvekkilinin kayınpederi ...'...
Ancak, şirket temsilcisi veya ortağının kamu alacaklarına karşı sorumluluğu ilan edilmemenin sonuçlarına bağlanamaz, zira kamu kurumu 6762 sayılı Kanunun 38 ve 39.maddeleri anlamında üçüncü kişi olmadığı gibi, tescil edilmemeye dayanılabilmesi için yetkisiz temsilcinin şirket adına işlem yapması zorunluluğu bulunmaktadır. 6762 sayılı Kanunun 540 maddesinde de, “Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatiyle şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş olup, Kanunun bu açık düzenlemesi karşısında, limitet şirkette yeni müdür atanmamış ise, tüm ortaklar müdür sıfatına sahip olduğundan, şirket ortaklığından ayrılan davacıdan sonra şirkete yeni müdür atanmış olup olmadığının araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Somut olayda, davacının dava dışı şirketteki hissesinin tamamını 28/04/2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile dava dışı ...'...