İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN 14/07/2020 TARİHLİ ARA KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlı olmasa da eldeki davanın ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali talebine de ilişkin olduğu, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor, hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunmasının yeterli olduğu, taşınmaza yönelik tapuda tedbir şerhinin bulunmaması durumunda taşınmazın kısa süre içerisinde elden çıkarılması halinde taşınmazın el değiştirmesi ve telafisi güç bir durumun doğabileceği ihtimali (İstanbul BAM 2....
Somut olayda, davacı,...Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.6.2005 tarih 2004/274 Esas 2005/251 Karar sayılı ilamı gereğince 150 TL tedbir nafakası, Datça Aile Mahkemesinin 2009/227 Esas 2010/74 Karar sayılı 21.5.2010 tarihinde kesinleşen ilamı gereğince de 300 TL yoksulluk nafakası ile 7.000 TL tazminat alacağı nedeniyle davalı eski eşi ...'dan alacaklıdır.Davalı ...'ın davacı .. aleyhine açtığı boşanma davası ..Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.6.2005 tarihli kararı ile ...'ın davalı ... ile evlilik dışı birliktelik yaşaması nedeniyle reddedilmiştir. Tanık beyanlarından davalıların evlilik dışı ilişkilerinin 2003 yılında 2009 yılı sonuna kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında misli fark bulunmamakla beraber davalı ...'ın dava konusu taşınmazı 13.3.2009 tasarruf tarihinden 11.9.2012 tahliye tarihine kadar bedelsiz kullandığı, 11.9.2012 tahliye tutanağından davalı ...'...
ve muvazaa iddiasının ispatlanamaması nedeniyle tapu senedinde gösterilen bedel depo edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklindeki gerekçelerle davanın kabulüne dair karar verilmiştir....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulması talebi kabul edilmiş, davalı ve feri müdahil vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı Ali Yıldız vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati haciz talebine itirazlarının reddine karar verildiğini, verilen kararın müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, bu kararın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muvazaa Nedeniyle Tasarrufun İptali (TBK.19. madde) istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir, 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir....
Maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığı kanaatiyle davalı vekilinin talebinin REDDİNE"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili; yerel mahkemenin 01/12/2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddi yönünde verilen kararın kaldırılmasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çivril Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/166 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen dosyada 31/10/2018 tarihli ara karar ile davacının muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinin tefrik edilerek mahkemenin 208/572 esasına kaydedildiği anlaşılmıştır....
Talep edenin aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen şirkete borcunun bulunup bulunmadığı ve davacının borçlu olmadığı iddiasına ilişkin hususlarının ile davalının muvazaa iddiasının yargılama sonucunda anlaşılacak olmasına ve ihtiyati tedbir hususunda görevli olduğu anlaşılan mahkemece yeterli teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına, ihtiyati tedbir kararından sonraki döneme ilişkin fatura bedellerinin ödenmemesi halinde aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalının elektriği kesme hakkının da baki olmasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı ile ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ara kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/349 Esas sayılı dosyası getirtilmeden ve incelenmeden tedbir kararı verildiğini, hukuk usulünde ve literatüründe hukuki dinlenilme hakkı tanınmayan davalılar aleyhine bu nedenle hatalı tedbir kararı verildiğini, tedbir kararı verilirken tüm tarafların uğrayacağı/uğrama ihtimali olan zarar ve menfaat kayıpları değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğini, mevcut dava dosyasında verilen tedbir kararında bu hususun gözetilmediğini, davacının dayandığı delillerin iceriklerinin, beyanlarının denetlenmesi ve illerin yarıştırılması, kıyaslanması yapılmadan tedbir kararı verildiğini, yaklaşık ispat koşulunun arandığı bu tür tedbir kararlarında davacının yaklaşık ispata yarar delil sunmadığını, hatta aksine dayandığı Alanya 3....
tarihli ara kararı istinaf edilmiş ise de; bu davalı tarafından mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmediği, verilen ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın, davalı DNT Mühendislik A.Ş. tarafından yapılan itiraz üzerine verilmesi nedeniyle, bu karara karşı, 6100 sayılı HMK' nın 394....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde, murise ilişkin veraset ilamı ve noterden düzenlenmiş tek taraflı irade beyanını içerir ihtarname dışında dayandığı bir belge ve delil bulunmadığını, bu iki belge ve davacının karmaşık taleplerini içerir dilekçesi üzerinden yaklaşık bir kanaat oluşturup tedbir kararı vermenin doğru olmadığını, bu nedenle öncelikle 6100 Sayılı Kanunun 390/3 maddesi uyarınca yerinde olmayan ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, 6100 sayılı HMK’nun 392 maddesi uyarınca, kural olarak ihtiyati tedbir talep eden kişinin haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin tedbir nedeniyle uğrayacağı muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğunu, teminatın 20.000,00 TL olarak belirlediğini, bu miktarın muhtemel zararları karşılamaktan uzak bir rakam olduğunu, tedbir koyulan taşınmazların toplam değerinin yüz milyon TL’den fazla olup, bir kısmında kat karşılığı inşaat...