Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tan devir aldıktan sonra, yetkisiz olarak düzenlenen bonolarla müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, aracın usulüne uygun şekilde devir edildiğini, aracın servis plakalı olması nedeniyle plaka değişikliğinin zorunlu olarak yapıldığını ve araç devrinde muvazaa bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 28.09.2021 tarihli ara kararında; "...Dosya içeriği incelendiğinde; tedbir talep edilen aracın dava dışı 3. şahıslar adına kayıtlı olması nedeniyle ve dava dışı üçüncü şahıslar yönünden ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği..." gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ... arasında, müvekkiline ait ... Ltd....

    Dava tasarrufun iptali ve/veya TBK 19 maddesi genel hükümler uyarınca muvazaa davası olup davacının beyanına göre tedbir ve haciz konulması talep edilen taşınmaz ve araç borçlu Hüdaverdi adına hiç kayıtlı olmadığından ve yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından... " bahisle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. 19/12/2022 günlü ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; davalı T3'ın sosyo ekonomik durumu Mercedes marka bir araç yahut bir taşınmaz almaya uygun olmadığı, dolayısıyla da yaklaşık ispat şartı gerçekleştiği halde namı müstear hukuksal nedenine dayanılan böyle bir davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir....

    nün husumet halinde olduğunu, senedin sonradan düzenlendiğini, bu konuda İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünden senet üzerindeki mürekkebin yaş tahlilinin yapılmasını istediklerini, dava konusu bononun davalılarca muvazaalı olarak düzenlendiğini ve müvekkili şirketin bu şekilde borçlandırıldığını belirterek bononun muvazaa nedeniyle iptaline, davacı şirketin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca takibin teminatsız olarak durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 17/09/2020 tarihli ara kararla dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, ülkemizde mürekkep yaş tespitinin mümkün olmadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir....

      aykırı olduğunu, adı geçenin haczinin 20.1.2003 değil, 20.2.2003 tarihinde konulduğunu ileri sürerek, davalı ...’ın birinci ve ikinci, davalı ...’ın beşinci sıradaki takip dosya alacaklarının muvazaalı olması nedeniyle sıra cetvelinden çıkartılmalarına, davalı ...’ın haciz tarihi itibariyle müvekkilinden sonra yer alması gerekmesi nedeniyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle gerekli 296,40 TL tedbir harcından, davalı tarafından yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile kalan 116,50 TL harç bedelinin davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 4- Davalı Büyük Motor Otom. Turz. İnş. Akaryakıt Tic. ve San. A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması nedeniyle alınması gerekli 133,00 TL tedbir harcından, davalı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan 52,30 TL harç bedelinin davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 6- Kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK'nın 391/(3) ve 362/(1)-f. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere 04.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/348 esas sayılı dosyasında tapu iptali tescil davasının devam ettiğini, tapu iptal tescil davasında üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verildiğini, iş bu davanın tapu iptal davasıyla birleşmesine karar verildiğini, daha sonra tefrik edildiğini, davaya konu taşınmazlar ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla davalı banka tarafından satışa çıkarıldığını, yerel mahkemeden davaya konu hisseler yönünden ihtiyati tedbir kararının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesinin engellenmesini kapsar şekilde verilmesi talebinin reddedildiğini, red gerekçesinde ise cebri icranın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulamayacağının gösterildiğini, oysa ihtiyati tedbir yoluyla cebri icranın durdurulabileceğini, dava ipoteğin fekki olduğundan, ipotek cebri icra yoluyla para çevrilebildiğinden, bu davada cebri icranın engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmezse dava sonunda verilecek ilamın icra kabiliyeti ve icra ihalesiyle davaya konu taşınmazlar...

        Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; "Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK'nın 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmıştır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

        konulmasını da talep etmekteyiz, talebimizin aynı hakka ilişkin olması nedeniyle HMK gereğince müvekkillerin ileride hak kaybına uğramaması için teminatsız olarak şu an için davalılar adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazların tapu kaydına her türlü devri engeller mahiyette olmak üzere ihtiyati tedbir kaydı konulmasına, davalı Ömer adına kayıtlı bulunan Kayseri-Bünyan-Kahveci Mah. 109 ada,7 parselde kayıtlı içinde ev bulunan taşınmaz ve Kayseri-Bünyan-Kahveci Mah. 121 ada, 7 parselde tarlanın davalılardan Ömer Çiçek adına olan tapu kaydının iptali ile davalılardan T1 adına kayıtlı bulunan Kayseri-Bünyan-Kahveci Mah. 110 ada, 39 parselde tarla olan ile Kayseri-Bünyan-Kahveci Mah. 110 ada, 42 parselde tarla olan taşınmazların T1 adına olan kayıtlarının iptali ile müvekkillerin miras hisseleri nispetinde tapuya kayıt ve tesciline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle temlikin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın 26.7.2013 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir isteminin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle usul ve yasaya uygun bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde ara karar yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'un alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla ... 32.... Müdürlüğünün 2012/5476 sayılı takip dosyasındaki 5.300.346,15 TL alacağını 26.7.2012 tarihinde davalı ...'e temlik ettiğini belirterek temlik tasarrufunun muvazaalı olması nedeniyle iptalini ve temlik bedeli üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu