Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

    D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hile ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil aksi halde tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin 2017/564 esas nolu kararının Yargıtayca düzeltilerek onandığı, karar düzeltme isteminin reddedildiği, Uyap sisteminden yapılan sorgulama neticesinde mahkemenin 2022/370 esas ve 2022/381 esas numaralı dosyaları ile ihtiyati tedbir istemli yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği, 2022/370 esas sayılı dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedildiği, 2022/381 esas sayılı dosyada ise derdestlik sebebi ile usulden red kararı verildiği, HMK'nın 390/3 maddesinde yer alan yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

    Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. Maddesine göre , tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. HMK 391. Maddesinde, ihtiyati tedbir kararının şekil şartları belirtilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararının bu şekil şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. HMK 392.maddesinde (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır....

    B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; eşler arasında tasarrufun iptali ve muvazaa davası açılamayacağını, derdestlik itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, İİK 277.maddedeki şartların bulunmadığını, tasarrufun iptali davasında kısmi dava açılamayacağını, gayrimenkul ve araç üzerine tedbir konulamayacağını, talep edilen miktarın ödenebileceğini beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 21....

    İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir kurumu kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi veya şartı olarak kabul edilmiştir. Bu şartlardan birisinin mevcudiyeti halinde, mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir....

      Davacı tarafın tedbir istemine ilişkin ilk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 04/01/2022 tarihli ara karar ile; "Somut olayda davacının iddiası davalılar arasındaki muvazaa olduğuna yöneliktir. Davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığı, iptali istenen icra takibinin davacının takibini engelleme maksadı taşıyıp taşımadığı hususu ise ancak yapılacak yargılama neticesinde ortaya konabilecektir. Zira henüz icra takip dosyaları ve davalılar arasındaki ilişkiye dair somut belgeler dosyaya kazandırılmamış ve iddia yaklaşık olarak ispatlanamamıştır. Bu haliyle ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğine göre talebin reddine karar verilmesi gerekmiştir" gerekçesi ile; Şartları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

      Şti. vd. aleyhine 01/10/2012 gününde verilen dilekçe ile muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen 07/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 21/02/2014 tarih ve 2013/1 Esas, 2014/1 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulü veya reddine ilişkin mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı olduğu karara bağlanmıştır. Bu sebeple, davacıların temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilme olanağı bulunmayan karara ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        ve 23.05.2019 tarihli bir Protokol daha bulunduğunu, 23.05.2019 tarihli Protokolün muvazaa nedeniyle hükümsüzlük-ortadan kaldırılması istemiyle de ... 25.Asliye HM'nin ...E dosyasında dava açtıklarını ve yargılamanın devam ettiğini, davalılar arasında akdedilen diğer Protokol olan 01.07.2015 tarihli Protokolün de muvazaa nedeniyle kesin hükümsüz-geçersiz olduğunu, bu sefer 01.07.2015 tarihli Protokolün hükümsüz olduğunun tespiti ve geçmişe şamil olarak ortadan kaldırılması ile şirket hisselerinin hak sahiplerine iadesi istemli işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, davalı ...'...

          . - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin keşideci, davalının lehdar olarak yer aldığı 500.000,00 TL bedelli bir adet çeke dayalı şekilde davalının müvekkilleri aleyhine takip başlatmış ise de, çekteki keşideci imzasının murise ait olmadığı gibi davalının muristen yirmi yıl önce boşanmış eşi olduğunu, yanlar arasında çek düzenlenmesini gerektirecek bir alışveriş bulunmadığını, çek keşide edildiği sırada murisin ehliyetsiz olduğunu belirterek, çek nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, %20 oranında tazminatın davalıdan tahsilini ve takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş ve %20 oranında tazminatın davacılardan tahsilini istemiştir. Yargılama sürerken 11/07/2014 tarihinde mahkemece İİK 72/3. maddesi uyarınca tedbir kararı verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu