WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

FZCO şirketinden her zaman tazmin yolu ile varsa bir zararını isteyebileceğini, davacı banka açısından telafisi güç bir durumun ortaya çıkması ihtimalinin de söz konusu olmadığını, davacı bankanın yapması gereken MKK bildirimi, ihtarname ile bildirim başta olmak üzere, zararını engelleyebilmek için onca yol varken, ihmal ettiği/kaçındığı işlemler dolayısı ile zarara uğrama ihtimalini ileri sürerek tedbir talep etmesinin mümkün olmadığını, hisseler üzerinde tedbir uygulanması müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan maddi zararlara ve hatta ticari itibar kaybına yol açacağını, davacının istinaf başvurusu yerine tekrar tedbir talep etmesi açısından usulen ve ihtiyati tedbir şartları da oluşmadığından esasen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının öncelikle teminatsız olarak, aksi halde Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/30 E sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, teminat karşılığı tedbir kararı verildiğini, 12/03/2020 tarihinde de itirazları üzerine tedbirin uygulanmaması, taşınmazın davalı adına kayıtlı olmaması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan red kararı verildiğini, bu tedbir talebi yönünden itirazın neticesinin henüz kesinleşmediğini, yaklaşık ispatın bulunmadığını, ihtiyati tedbir şartlarının bulunmaması nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine dair verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı T5 istinaf dilekçesiyle; mahkemece ihtiyati tedbir kararının ayrı bir ara kararla ve gerekçeli şekilde verilmediğini, dayanak gerekçenin de gösterilmediğini, teminatsız olarak verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusuz kalabileceği yönündeki gerekçenin doğru olmadığını, davacı tarafın terditli taleplerinin bulunması nedeniyle davanın konusuz kalmasının söz konusu olmadığını,...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati tedbir istemine itirazın reddi kararına yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafından istenilen ihtiyati tedbir isteminin, taşınmazın dava konusu olmadığından bahisle reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır....

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iptali talep edilen alacağın her zamann düzenlenmesi mümkün bonoya dayalı olduğnu, kendi alacaklarının davha önce doğduğunu , sıralamada iptali talep edilen dosyada borçlu tarafından ödeme emrindeki sürelerden feragat edilirek maaşının tamamı olan meblağın kesilmesine muvafakat edildiğini , icra dosyasında maaş haczi dışında başka bir işlem yapılmadığını beyanla ihtiyyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı vekili muvazaa nedeniyle davalı alacaklının dosyasına yapılan maaş haczi kesintisinin iptali sıra cetvelinde bu miktarın kendilerine ödenmesi talepli davada sıra cetveline konu paranın ödenmemesi için ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi taraf vekillerinin istinaf başvuru dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen gözetilerek yapılmıştır....

Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nın 277. ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır....

    Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK 390/3. Maddesine göre , tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. HMK 391. Maddesinde, ihtiyati tedbir kararının şekil şartları belirtilmiş, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararının bu şekil şartlarına uygun olduğu anlaşılmıştır. HMK 392.maddesinde (1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

    D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hile ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil aksi halde tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin 2017/564 esas nolu kararının Yargıtayca düzeltilerek onandığı, karar düzeltme isteminin reddedildiği, Uyap sisteminden yapılan sorgulama neticesinde mahkemenin 2022/370 esas ve 2022/381 esas numaralı dosyaları ile ihtiyati tedbir istemli yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği, 2022/370 esas sayılı dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedildiği, 2022/381 esas sayılı dosyada ise derdestlik sebebi ile usulden red kararı verildiği, HMK'nın 390/3 maddesinde yer alan yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....

    B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; eşler arasında tasarrufun iptali ve muvazaa davası açılamayacağını, derdestlik itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunu, İİK 277.maddedeki şartların bulunmadığını, tasarrufun iptali davasında kısmi dava açılamayacağını, gayrimenkul ve araç üzerine tedbir konulamayacağını, talep edilen miktarın ödenebileceğini beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 21....

    UYAP Entegrasyonu