Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme mevcut delillere göre tedbir isteyenin hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini icap ettiren sebeplerinde varit görülmesi gerekir.HMK'nun 390/3. maddesinde ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda tam kanaat değil kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğu kabul edilmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimali gözardı edilmemelidir, bu sebepledir ki davacının haksız olma ihtimali dikkate alınarak HMK'nun 392. maddesi uyarınca teminat alınması gerekir.Somut talep nedeniyle ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı dikkate alındığında davalı kooperatifin 26/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların dava sonuna kadar durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin dosya kapsamına göre bu aşamada reddine..." dair karar verilmiştir.İşbu ara kararı davacılar vekili süresinde istinaf etmiştir....

    oluşturmasının mümkün olmadığını, davacı, rehin sözleşmesi imzaladığını belirttiği ... şirketinden her zaman tazmin yolu ile varsa bir zararını isteyebileceğini, davacı banka açısından telafisi güç bir durumun ortaya çıkması ihtimalinin de söz konusu olmadığını, davacı bankanın yapması gereken MKK bildirimi, ihtarname ile bildirim başta olmak üzere, zararını engelleyebilmek için onca yol varken, ihmal ettiği/kaçındığı işlemler dolayısı ile zarara uğrama ihtimalini ileri sürerek tedbir talep etmesinin mümkün olmadığını, hisseler üzerinde tedbir uygulanması müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan maddi zararlara ve hatta ticari itibar kaybına yol açacağını, davacının istinaf başvurusu yerine tekrar tedbir talep etmesi açısından usulen ve ihtiyati tedbir şartları da oluşmadığından esasen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının öncelikle teminatsız olarak, aksi halde Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, ihtiyati tedbir kararının...

      İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....

      HMK'nun 389. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye ve yukarıdaki açıklamalara göre ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilmesi mümkün olup, davanın konusunu oluşturmayan hususların anılan madde kapsamında ihtiyati tedbir kararına konu olması mümkün değildir. İhtiyati haciz ise İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen aracın mülkiyeti husunda ihtilaf bulunmayıp, alacak para alacağına ilişkindir....

      İcra Dairesinin 2008 / 3153 sayılı dosyasında kendisiyle birlikte borçlu durumunda bulunan diğer dosya borçlusu Salih Bayar’a ödetilmesi konusunda muvazaa anlaşması yapıldığı, davacının bu muvazaa anlaşmasına göre Mehmet Çormancık’ın eşi T3’ın Salihli 1. İcra Dairesinin 2008 / 3153 sayılı dosyasında alacaklı Kadir Çelik’den alacağı devraldığı anlaşıldığından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 2’ye göre dürüst davranma ilkesine aykırılık nedeniyle davacının davasının reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Salihli 1. İcra Dairesinin 2008 / 3153 sayılı dosyasına konu borç 03.05.2008 tarihli 320.000,00 TL bedelli senettir. Bu senet davacı T1 tarafından ciro edilmiş olması nedeniyle davacı borçlu gözükmektedir. Bu senede konu borcun tamamının ödendiğine ilişkin bir belgede dosya içinde bulunmamaktadır. Dosya borcu dava tarihi itibariyle 1.292.617,07 TL’dir. Davacı T1 bu senetten ötürü diğer senet borçlusu Salih Bayar’la birlikte borçlu konumundadır....

      FZCO şirketinden her zaman tazmin yolu ile varsa bir zararını isteyebileceğini, davacı banka açısından telafisi güç bir durumun ortaya çıkması ihtimalinin de söz konusu olmadığını, davacı bankanın yapması gereken MKK bildirimi, ihtarname ile bildirim başta olmak üzere, zararını engelleyebilmek için onca yol varken, ihmal ettiği/kaçındığı işlemler dolayısı ile zarara uğrama ihtimalini ileri sürerek tedbir talep etmesinin mümkün olmadığını, hisseler üzerinde tedbir uygulanması müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan maddi zararlara ve hatta ticari itibar kaybına yol açacağını, davacının istinaf başvurusu yerine tekrar tedbir talep etmesi açısından usulen ve ihtiyati tedbir şartları da oluşmadığından esasen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının öncelikle teminatsız olarak, aksi halde Mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      Hukuk Dairesinin gönderme kararında da açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı bakımından istinaf incelemesine konu asıl dava, denkleştirmeden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacılar vekili, dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir istemiş, mahkeme 23/09/2022 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacılar vekilince 23/09/2022 tarihli ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Kayseri BAM 3. Hukuk Dairesi; "Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/30 E sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada, teminat karşılığı tedbir kararı verildiğini, 12/03/2020 tarihinde de itirazları üzerine tedbirin uygulanmaması, taşınmazın davalı adına kayıtlı olmaması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan red kararı verildiğini, bu tedbir talebi yönünden itirazın neticesinin henüz kesinleşmediğini, yaklaşık ispatın bulunmadığını, ihtiyati tedbir şartlarının bulunmaması nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine dair verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı T5 istinaf dilekçesiyle; mahkemece ihtiyati tedbir kararının ayrı bir ara kararla ve gerekçeli şekilde verilmediğini, dayanak gerekçenin de gösterilmediğini, teminatsız olarak verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın konusuz kalabileceği yönündeki gerekçenin doğru olmadığını, davacı tarafın terditli taleplerinin bulunması nedeniyle davanın konusuz kalmasının söz konusu olmadığını,...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati tedbir istemine itirazın reddi kararına yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafından istenilen ihtiyati tedbir isteminin, taşınmazın dava konusu olmadığından bahisle reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır....

      Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iptali talep edilen alacağın her zamann düzenlenmesi mümkün bonoya dayalı olduğnu, kendi alacaklarının davha önce doğduğunu , sıralamada iptali talep edilen dosyada borçlu tarafından ödeme emrindeki sürelerden feragat edilirek maaşının tamamı olan meblağın kesilmesine muvafakat edildiğini , icra dosyasında maaş haczi dışında başka bir işlem yapılmadığını beyanla ihtiyyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı vekili muvazaa nedeniyle davalı alacaklının dosyasına yapılan maaş haczi kesintisinin iptali sıra cetvelinde bu miktarın kendilerine ödenmesi talepli davada sıra cetveline konu paranın ödenmemesi için ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi taraf vekillerinin istinaf başvuru dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen gözetilerek yapılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu