Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

Davalı vekili ise cevap dilekçesi ile, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini ve dava ehliyetine ilişkin itirazlarının kabulü ile, davanın aktif husumet ehliyeti/dava ehliyeti eksikliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi taktirde usulsüz, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Şu halde; eldeki uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK.nun 19. maddesindeki genel muvazaa iddiasına ilişkin olduğu, bu haliyle inceleme görevinin Dairemize ait olmayıp Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesinin Bölge Adliye Mahkemelerinin iş bölümüne ilişkin 02.06.2021 tarih ve 431 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesi işbölümünün 1. maddesinde yer alan "TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" ibaresi gereğince 4....

İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir....

Dava, davacıya ait 34 XX 926 plakalı aracın 1.700.000,00 TL bedel karşılığında satışı konusunda anlaştıkları T6 ve T7 verdiği vekaletle aracın üçüncü kişi davalı T4'ya devredilmesi, satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle tasavvufun iptali talep edildiği ayrıca araç üzerine tedbir kararı verilmesini dava edildiği anlaşılmıştır. İhtiyatı tedbir, talep eden tarafın talep ettiği hakkının davanın neticesinde elde edilmesine sağlanması amacıyla tesis edilen hukuki güvencedir. İhtiyatı tedbir talebinde bulunan tarafın talebinin haklılığını yani tedbir konulmazsa telafisi güç veya imkansız hak kayıplarının oluşacağını ispat etmesi gerekir. Burada aranan ispat türü yaklaşık ispattır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İHTİYATİ TEDBİR -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; evlilik birliği içinde edinilen ve davalı eş adına kayıtlı taşınmazların diğer davalıya temliklerinde TBK.' nun 19.maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayanılan davada dava konusu taşınmazlar üzerine 20.5.2013 tarihinde konulan tedbir kararının temyizine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,24.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tamamına yönelik olarak, davalı ... tarafından ise katılma yolu ile temiz talebi ve tedbir kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı ... vekili 14.01.2020 tarihli dilekçeyle temyiz talebinden feragat ettiklerini bildirdiğinden davalı ...'ın temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacının temyiz itirazının incelenmesine gelince; Dava; muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkidir. İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, pozitif hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19....

      İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "1- Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; A)-Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edildiğinden Gürsa Oluklu Mukavva San. Ve Tic. Kollektif Şirketi ile Gürsa Oluklu Mukavva San. Ve Tic. Kollektif Şti....

      Sayılı dosyası ile dava ikame ettiğini, işbu davada da aynı talepleri ileri sürerek cebri icrayı durdurur nitelikte ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, Yerel mahkemece duruşmalı görülen işbu tedbir talebinin 02.09.2021 tarihli ara karar ile reddedildiğini, İşbu tedbir talebine ilişkin kararın, istinaf incelemesinden geçtiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2021/1598 E. ve 2021/1422 K. Sayılı ilamı ile reddedildiğini, İşbu durum Mahkemeye gerek tedbir kararı verilmeden gerekse de tedbir kararı verildikten sonra arz edildiğini, ancak dikkate alınmadan tedbir kararı verildiğini, davacı yan tarafından ikame edilen davada dava dilekçesinde harca esas değeri 10.165.616,44-TL olarak belirlemesine rağmen işbu tutara tekabül eden 173.833,21-TL'lik harç tutarını yatırmadığını, HMK 120....

        Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda, dava konusu iş yerinin davacı tarafından kullanıldığı, davalı şirket tarafından muvazaa nedeniyle elektrik enerjisinin kesildiği anlaşılmaktadır. Elektrik enerjisi verilmemesi halinde telafisi imkansız zararlar meydana gelebilecektir. Bu durum "gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir" kriterine uygun olmakla, somut olayda HMK'nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Ancak; HMK'nın 392. Maddesinde; "İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir....

        Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu ya da icra müdürlüğü tarafından yapılan ihalenin feshine ilişkin bir beyanda da bulunulmamış aksine muvazaa nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Öte yandan, danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olmalıdır. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

          UYAP Entegrasyonu