GEREKÇE : Dava, TBK 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 ve devamı maddeleri gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusunda ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. 392. Madde ve devamı maddelerinde, İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir....
CEVAP Bir kısım davalılar, temliklerde muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2014/745 Esas - 2020/177 Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2. İstinaf Nedenleri Davacı taraf, davada dayandığı iddialarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı taraf, yargılama masrafı ve ihtiyati tedbir yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/471-474 Esas ve Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1....
CEVAP Bir kısım davalılar, temliklerde muvazaa bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 27/02/2020 tarihli ve 2014/745 Esas - 2020/177 Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2. İstinaf Nedenleri Davacı taraf, davada dayandığı iddialarını tekrarlayarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı taraf, yargılama masrafı ve ihtiyati tedbir yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli ve 2020/471-474 Esas ve Karar sayılı kararında; muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı T5 vekili cevap ve ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle: 30.000,00TL teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, davalı dinlenmeden tedbir kararı verildiğini, ihtiyati tedbir kararının hakkaniyete uygun olmadığını, teminatın zararı karşılayacak miktarda olmadığını, değerin düşük gösterildiğini, tedbirin kaldırılmasını, aksi halde teminatın yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava tapu iptali ve tescil terditli olarak alacak isteğine, uyuşmazlık ihtiyati tedbire ilişkin olup, HMK madde 389/1 "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü amirdir. HMK madde 390/3 " Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır" hükmü düzenlenmiştir. HMK madde 392 "ihtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve 3.kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü ve ya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir . HMK'nın 390/3 maddesinde, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." Aynı kanunun 392/1. maddesinde, "İhtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır....
HMK'nun 389. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilmesi mümkün olup, davanın konusunu oluşturmayan hususların anılan madde kapsamında ihtiyati tedbir kararına konu olması mümkün değildir. İptal davalarına esas İhtiyati haciz ise İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş olup, zaten mahkemece davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin kabul edildiği görülmüştür....
Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddi nedeniyle davalı Ahmet tarafından yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır. İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca “hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle tedbir nafakası kararının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, İcra İflas Kanunu'nun 277 vd maddelerine ve Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili ve ihtiyati hacze itirazın reddi kararını davalı T23 vekili istinaf etmiştir. Dava dilekçesi içeriği, aşamalardaki davacı vekilinin beyanlarına göre davanın niteliğinin, TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....