Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilir. Çünkü muvazaa iddialarında "hak düşürücü süre" ya da "zamanaşımı süresi" söz konusu olmaz. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tarafı bulunmadıkları tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü muvazaa onlara karşı işlenmiş haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı, muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zaman geçmesiyle görünüşteki işlemin geçerli hâle gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğundan muvazaa iddialarında zamanaşımı da söz konusu olmayacaktır. 18....

    Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ...’nın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ...’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendindeki "Davacının davasının kabulüne" ifadesinden sonra gelen tümcenin tamamen hükümden çıkartılmasına, yerine "... İli, ... İlçesi, ......

      İcra Dairesinin 2014/1682 esas, 2018/445 esas ve 2018/8885 esas sayılı dosyalarında mevcut alacağın nispetinde çıkartılarak icra takip dosyalarında mevcut alacağın (her türlü fer'ileri ile birlikte) nispetende tahsiline, alacaklısı bulunduğu ve sıra cetvelinde hiç yer verilmeyen Zonguldak 1. İcra Dairesinin 2014/590 esas sayılı icra takip dosyası yönünden gerek alacağın sırasına ve gerekse Zonguldak 2. İcra Dairesinin 2013/1268 esas sayılı takip dosyası alacağının esasına yönelik itirazlarının kabulü ile dosyadaki mevcut alacağın nispetinde Zonguldak 2. İcra Dairesinin 2013/1268 esas sayılı dosya alacağının sıra cetvelinden çıkartılarak icra takip dosyalarında mevcut alacağın (her türlü fer'ileri ile birlikte nispetinde müvekkiline tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Talep; BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davası olup verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın kabulü nedeniyle ihtiyati haczin kaldırılmasından dolayı davacı tarafından yapılan istinaf incelenmesi istemine ilişkindir. BK 19 vd maddelerine dayalı alacağın tahsiline yönelik muvazaa davasında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "muvazaa" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davalarda verilmesi gereken hukuki koruma ihtiyati tedbir kararı olmayıp şartların varlığı halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nun 281/2 madde gereğince ihtiyati hacizdir. Somut olayda davacının eldeki davadaki amacı, alacağını tahsil etmeye yönelik olup şahsi hakka dayalıdır....

        Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacının talebinin TBK'nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olarak kabulü ile davacılar tarafından davalı borçlu ... ve dava dışı diğer borçlular aleyhine açılan Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/233 Esas (bozmadan sonraki dosya numarası) sayılı dava dosyasının sonucu beklenerek alacağın kesinleşmesi halinde, davalı Memet tarafından diğer davalılar .....ve ....'...

          Bu türden iddialara dayalı davalarda hukuki yararın ortaya konulmasından sonra iddianın kanıtlaması halinde davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK'nin 283 üncü maddesinin 1 inci ve 2 nci fıkrası kıyasen uygulanarak, iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması; aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığı, giderek hukuki yararının bulunmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun (İİK) 277 nci maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/128 ESAS 2020/200 KARAR DAVA KONUSU : Muvazaa (Alacağın tahsiline yönelik) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....

          Davalı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu dosyadan çıkartılan ilk ödeme emrinin hatalı işlem sonucunda borçluya tebliğ edilemediğini, ikinci tebligatın 07.10.2009 günü tebliğ edildiğini, muvazaa ihtimalinde bu aksaklığın yaşanmayacağını, müvekkilinin borçlunun ölümünden haberdar olmadığını, bu durumun öğrenilmesinden sonra mirasçılar hakkında takibe girişildiğini ve icra müdürünün yeni haciz konulması talebini, ihtiyati haczin kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğinden bahisle reddettiğini, aynı sıra cetveline yönelik şikâyetin İcra Mahkemesi'nce reddedildiğini ve davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda mahkemece de belirlendiği gibi davanın açıldığı tarihte davacının davalı eşten alacağı bulunmadığından hukuki yararının olmadığı, ancak yargılama sırasında davalı eş tarafından davacı aleyhine boşanma davası açıldığı, eldeki davada karar verildikten sonra Devrek 1....

            Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

              UYAP Entegrasyonu