Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2-Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan davanın kanuni dayanağının BK'nun 19.maddesi olduğundan, davalı ... ile diğer davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvaza işleminin davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre uyuşmazlığın çözüm yerinin dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 2 maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine görevli olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek taraf delileri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekerkirken hatalı değerlendirme ile İş mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda davacının, davalı borçludan 17.2.2006 tanzim tarihli senet nedeniyle alacaklı olduğu, borçlu hakkındaki icra takibi kesinleştiği, (eldeki dava yönünden icra takibi yapılması bile gerekmemektedir) borçlu şirkette çalışan 19 işçinin 2007 yılı Mayıs ayında borçlu şirketten ayrılarak davalı 3.kişi şirkette işe başladığı, davacının alacaklı olduğu dava dışı 2006/13105 sayılı takip dosyasından 26.5.2007 tarihinde davalı ..........'...

        Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davalının temlik miktarı kadar borçlu olmadığının tespiti istemli açtığı davanın davalının kefalet borcunun devam ettiği, yazılı borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan 3.kişiye muvazaa iddiasında bulunulamayacağı, alacağın temlikinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davacı şirket ile dava dışı ... arasındaki akrabalık ilişkisini gösteren kayıtlar dışında başkaca veri sunamayan davalı tarafın muvazaanın varlığını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin toplam 246.766.09.-TL.üzerinden ve asıl alacak 237.592.38.-TL.ye yıllık % 110 temerrüt faizi yürütülmek suretile devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Kural olarak 3.kişiler olayımızda davacı, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü,danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zarara uğratılması ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlem yapılması gerekir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

            a tahsisi ve davalı ...’na satışı işlemlerinde muvazaa olmadığından ve son malik iyi niyetli olduğundan davacının dava konusu taşınmazın tapu iptali tesciline yönelik ve ecrimisil, men-i müdahaleye ilişkin taleplerinin reddine, tasfiye sürecindeki kooperatifin davalıya tahsis edeceği başkaca bir dairesi bulunamadığından, davacının yapmış olduğu ödemelerin güncel ve Yargıtay içtihatları ışığında yapılan hesaplama sonucuna göre 218.466,54 TL alacağın davalı kooperatiften yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı ...'...

              İcra Müdürlüğünün 2018/13922 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, yapılan haciz ve takip işlemleri sonucunda alacağın tahsil edilemediği, Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/1365 Esas sayılı takip dosyasında ise, 06/02/2018 tarihinde davalı T4 tarafından davalı T3 aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı alacağının tahsiline yönelik maaş kesintilerinin, Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/1365 Esas sayılı sayılı takip dosyasındaki borcun ödenmesinden sonra yapılacağının bildirildiği, davacı tarafından her ne kadar sıra cetveline itiraz talepli olarak iş bu dava açılmış ise de sıra cetveline itirazın yalnızca İİK 140 vd. Maddeleri uyarınca icra müdürlüğünce düzenlenen sıraya yapılabileceği, somut olayda maaş haciz sırasının borçlunun maaş aldığı kurum tarafından düzenlendiği, bu sebeple talebin muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemi olarak kabulünün gerektiği (Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....

              Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı, alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgeler ve usulüne uygun diğer belgelerle ispatlamalıdır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir....

                Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeni ile temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nun 283/1,2....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı borçlu ...a ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada davalının alacağının, diğer alacaklılardan mal kaçırma maksadıyla ve muvazaa ile oluşturulduğunu ileri sürerek, buna ayrılan sıranın iptali ile müvekkiline ait alacağın bu sıraya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, ispat yükü üzerinde olan davalının takip konusu çeklerden dolayı alacaklı oluğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu