İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; muris ...'ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğunun tespitine, davacıların mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tespiti talepleri ile, davacıların Bursa 5. İcra Dairesinin 2016/4063 sayılı dosyası sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti ve icra takibinin iptal edilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf talebi Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir. Davacılar vekili hükmü temyiz etmiştir. Dava, TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi ile davacıların borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar üç talep hakkında birlikte karar verilmiş ise de, mirasın hükmen reddi davasının niteliği gereği diğer davalarla birlikte görülmesi mümkün değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/90 esas sayılı dosyasında işbu dosyadaki davalılar da dahil olmak üzere birden fazla davalıya murisin diğer mirasçıları tarafından yöneltilmiş mirasın hükmen reddi davasında Garanti Bankası yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Anılan dosyada Meram Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28/03/2019 tarihli yazı cevabında murisin şahsi borcu olmasa da şirket borcundan dolayı 1.048.465,62 TL borcu bulunduğu bildirilmiştir. İşbu dosyada ise vergi borcu olmadığı cevabı gelmiştir. Mahkemece Meram Vergi Dairesi Müdürlüğüne murisin sadece şahsi borcu olup olmadığı sorulmuş; bu haliyle her iki dosyada aynı kurum tarafından müzekkerelere verilen cevaplar arasında çelişki doğmuştur. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş Konya 1....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/10149 esas sayılı dosyasından davalı T5'ne 17.854,45 TL borcu olduğu, yapılan incelemede murisin borcu karşılayacak aktifinin tespit edilemediği, dolayısıyla murisin terekesinin borca batık olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, muris T7'in terekesinin borca batık olması nedeniyle davacıların mirası reddettiğinin tespitine karar verilmiştir....
Davalı Vergi Dairesi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasın reddi davaları 3 aylık süre içinde açılması gerektiğini, öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, murisin terekesinin borca batık olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/63 esas, 2019/271 karar sayılı dava dosyasında verilen mirasın hükmen reddi talebinin kabulüne karşı, davalı SGK vekili ile davalı Vergi Dairesi vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyadaki araştırmalar neticesinde davacılar murisinin başka borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, icra takibinin murisinin ölüm tarihinden sonra başlatılması nedeniyle, teknik anlamda murisin ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olmadığını, murisin eşi olan davacı .....nin hiçbir gelirinin bulunmadığını, buna rağmen TOKİ'den murisin sağlığında satın alınan evin davacı eş .... adına tescil ettirilmesinin mal kaçırma amacını taşıdığını, davacıların murisin ölüm aylığından yararlandıkları ve dava dışı Halkbank A.Ş tarafından murisin kullandığı kredi nedeniyle ödenen tazminatı davacıların çektiğini, bu iki işlemin terekeyi benimseme sayılması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/2 nci maddesi gereğince mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1....
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının mirasın reddine ilişkin davayı süresinde açmadıklarını, davacının murisin ölümü tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mirasın reddi talebinde bulunmuş olmaları gerektiğini, ancak ortada süresinde açılmış bu yönde bir dava olmadığı için mirasçı davacının mirası red hakkının düştüğünü, bu sebeple müvekkili kuruma karşı açılan davanın reddi gerektiğini, 01.03.2015 tarihinde vefat eden muris T10'nın müvekkili kuruma karşı borcu bulunduğunu, külli halefiyet ilkesi sonucu mirasın bir bütün olarak içerisindeki bütün hak ve borçlarla birlikte ve kendiliğinden mirasçılara geçeceğini, mirasçıların mirasbırakanın borçlarından sadece tereke ile değil kendi kişisel malvarlıklarıyla da sorumlu olduklarını, o halde muris T10'nın müvekkili kuruma karşı olan borçlarından davacı mirasçı süresinde mirası reddetmediği için sorumlu olduğunu, davacı tarafça ileri...
DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi hususunda özel yetki bulunmamaktadır. Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın mirasbırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen (kendiliğinden) reddedilmiş sayılmasına (Türk Medeni Kanunu md. 605/2) ilişkin olup, davanın terekeden alacaklı olanlara karşı açılması gerekmektedir. Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir....
Hukuk Dairesi'nin 2016/7818 Esas, 2017/9582 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; Davacılar vekili, müvekkillerin murisi olan T9 23/05/2018 tarihinde vefat ettiğini, vefat sonrasında yasal mirasçıları olarak müvekkilerinin kaldığını, yıllar öncesinden müvekkillerin terk eden murisin borca batık durumda olduğu, davalı bankanın murisin çektiği krediyi müvekkilerine yönlendirdiğini, borcun ödenmemesi halinde icra takibi başlatılacağının beyan edildiğini, murisin herhangi bir mal varlığı olmaması nedeniyle miras red yoluna gitmeyen müvekkillerinin borcu öğrendikten sonra yasal süreyi kaçırmış olmaları nedeniyle reddi miras davası açamadıklarını beyan ile açıklanan nedenlerle murisin borca batık olduğunun tespitini, mirasın hükmen reddini talep etmiş, mahkemece davacının murisi T9 23/05/2018 tarihinde vefat ettiği, murisin borcu nedeniyle icra takiplerinin yapıldığı, terekenin borca batık olup olmadığı ve murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü...
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 09.03.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden usulden reddine dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mirasbırakan ...'ın 05.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmeden önce kaldığı huzurevine borcu olduğunu, murisin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile davacının mirası reddettiğine dair karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın mirasın hükmen reddi isteğine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizliğine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
Öte yandan murisin ölümü nedeniyle sağlığında yaptırdığı hayat sigortası nedeniyle ödenen tazminat, hak sahipliği sıfatından doğan haklar olup, terekeye dahil değildir. Somut olaya gelince; mirasın hükmen reddi tespitine sebep olarak gösterilen Serdal Çelik’in vefatı nedeniyle mirasçılara ödenen tazminat olup, tazminat terekeye dahil bir para değildir. Ödenen bedelin bu kez rücuen tazmini ise davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olduğundan, murisin terekesine ait bir talep bulunmamakta olup, mirasın hükmen reddinin tespiti davasının reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir..." şeklinde karar vermiştir. Aynı olayla ilgili karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 7....