Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Vergi Dairesi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasın reddi davaları 3 aylık süre içinde açılması gerektiğini, öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, murisin terekesinin borca batık olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/63 esas, 2019/271 karar sayılı dava dosyasında verilen mirasın hükmen reddi talebinin kabulüne karşı, davalı SGK vekili ile davalı Vergi Dairesi vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......

Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının mirasın reddine ilişkin davayı süresinde açmadıklarını, davacının murisin ölümü tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mirasın reddi talebinde bulunmuş olmaları gerektiğini, ancak ortada süresinde açılmış bu yönde bir dava olmadığı için mirasçı davacının mirası red hakkının düştüğünü, bu sebeple müvekkili kuruma karşı açılan davanın reddi gerektiğini, 01.03.2015 tarihinde vefat eden muris T10'nın müvekkili kuruma karşı borcu bulunduğunu, külli halefiyet ilkesi sonucu mirasın bir bütün olarak içerisindeki bütün hak ve borçlarla birlikte ve kendiliğinden mirasçılara geçeceğini, mirasçıların mirasbırakanın borçlarından sadece tereke ile değil kendi kişisel malvarlıklarıyla da sorumlu olduklarını, o halde muris T10'nın müvekkili kuruma karşı olan borçlarından davacı mirasçı süresinde mirası reddetmediği için sorumlu olduğunu, davacı tarafça ileri...

DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE GEREKÇE:Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi hususunda özel yetki bulunmamaktadır. Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın mirasbırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen (kendiliğinden) reddedilmiş sayılmasına (Türk Medeni Kanunu md. 605/2) ilişkin olup, davanın terekeden alacaklı olanlara karşı açılması gerekmektedir. Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir....

Hukuk Dairesi'nin 2016/7818 Esas, 2017/9582 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; Davacılar vekili, müvekkillerin murisi olan T9 23/05/2018 tarihinde vefat ettiğini, vefat sonrasında yasal mirasçıları olarak müvekkilerinin kaldığını, yıllar öncesinden müvekkillerin terk eden murisin borca batık durumda olduğu, davalı bankanın murisin çektiği krediyi müvekkilerine yönlendirdiğini, borcun ödenmemesi halinde icra takibi başlatılacağının beyan edildiğini, murisin herhangi bir mal varlığı olmaması nedeniyle miras red yoluna gitmeyen müvekkillerinin borcu öğrendikten sonra yasal süreyi kaçırmış olmaları nedeniyle reddi miras davası açamadıklarını beyan ile açıklanan nedenlerle murisin borca batık olduğunun tespitini, mirasın hükmen reddini talep etmiş, mahkemece davacının murisi T9 23/05/2018 tarihinde vefat ettiği, murisin borcu nedeniyle icra takiplerinin yapıldığı, terekenin borca batık olup olmadığı ve murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü...

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 09.03.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden usulden reddine dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mirasbırakan ...'ın 05.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmeden önce kaldığı huzurevine borcu olduğunu, murisin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile davacının mirası reddettiğine dair karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın mirasın hükmen reddi isteğine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizliğine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

    İş Mahkemesi 2009/616- 617- 572- 573- 574- 575- 576 Esas sayılı dosyalarda takibe itiraz ettiklerini, buna karşılık davalı tarafından açılan itirazın iptali davalarının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği ve Yargıtayca onanarak kesinleştiği, yine davalının, davacılara karşı açmış bulunduğu, murisin maden işletmesinde meydana gelen kazada kazazedeye ödenen 39.917,81TL tazminatın rücuen tahsiline ilişkin Feke Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2004/107 Esas sayılı dosyada ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve hükmün 11.11.2013 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında davalı ...’ya terekenin bir borcu kalmadığından davacıların bu davayı açmakta hukuki yararları kalmamıştır. Açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir....

      Öte yandan murisin ölümü nedeniyle sağlığında yaptırdığı hayat sigortası nedeniyle ödenen tazminat, hak sahipliği sıfatından doğan haklar olup, terekeye dahil değildir. Somut olaya gelince; mirasın hükmen reddi tespitine sebep olarak gösterilen Serdal Çelik’in vefatı nedeniyle mirasçılara ödenen tazminat olup, tazminat terekeye dahil bir para değildir. Ödenen bedelin bu kez rücuen tazmini ise davacı ile davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanmakta olduğundan, murisin terekesine ait bir talep bulunmamakta olup, mirasın hükmen reddinin tespiti davasının reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir..." şeklinde karar vermiştir. Aynı olayla ilgili karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 7....

      Asliye hukuk mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyası sonucunda davacı da dahil murisin mirasçılarının mirasen borçlu olduğunun tespitinin yapıldığını, karar tarihinde murisin borcu karşılayacak aktif malvarlığı olmadığından ve tereke borca batık olduğundan taraflarınca Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/252 Esas sayılı mirasın hükmen reddi talebiyle dava açıldığını, mirasın hükmen reddi talepli davada yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğini fakat kararın Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 18/07/2016 tarih ve 2016/18144 Esas, 2020/8363 Karar sayılı bozma ilamı ile bozulduğunu ve yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye geri gönderildiğini, bu kapsamda Ödemiş 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/142 Esas sayılı dosyasında mirasın hükmen reddine dair yargılamasının devam etmekte olduğunu, yerel mahkemece mirasın hükmen reddi talepli davada bozma öncesi verilen davanın reddine dair karar sonrası davalı banka tarafından söz konusu davacı tarafın murisinin borcu dolayısıyla...

      Somut olayda, davalılar muris İbrahim Cesur'un mirasını reddettiklerinden murisin borçlarından sorumlu değillerdir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İİK'nın 67/2. Maddesine göre; '' Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.'' Somut olayda; takibe itirazın yerinde olduğu kabul edildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat isteminin ise davacının mirasın reddi hususunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bu aşamada belirlenmesi gereken davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğidir....

      un mirasını reddettiklerinden murisin borçlarından sorumlu değillerdir. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İİK'nın 67/2. Maddesine göre; '' Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.'' Somut olayda; takibe itirazın yerinde olduğu kabul edildiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalının tazminat isteminin ise davacının mirasın reddi hususunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bu aşamada belirlenmesi gereken davanın reddi nedeniyle davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesinin gerekip gerekmediğidir....

        UYAP Entegrasyonu