Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
Somut olayda, birleşen davanın davacısının murisin alacaklısı değil mirası reddeden davalılar ... ve ... olduğundan mirasın gerçek reddinin iptali için TMK’nun 617. maddesi gereğince ret tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre geçmiş olup, bu nedenle mahkeme kararı yerinde olduğundan, dairemizin önceki 19.10.2016 tarih 2016/2104 Esas, 2016/8531 Karar sayılı ilamın kaldırılmasına karar verildi. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde görüldüğünden Dairemizin bozma ilamı kaldırılarak, yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerekmiştir....
Davalılar vekili, aynı alacaklı ilgili davacı tarafından müvekkili ... aleyhine ..........'nin 2012/548 Esas sayılı dosyası ile mirasın reddinin iptali için dava açıldığından eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilleri ........, ,,,,,,,,ve ,,,,,,, takip konusu borcun ve tasarrufun tarafı olmadığından, davalı şirketin ise mirasla bir ilgilisi bulunmadığından haklarındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, murisin mevcut malvarlığının 300.000 TL borçlarının ise 355.000 TL olması nedeniyle müvekkili ...... tarafından mirasın reddedildiğini, ........tarafından mirasın reddinin iptali istemiyle açılan .........'nin 2012/368 Esas sayılı davasının da reddedildiğini belirterek davanın tüm müvekkilleri yönünden reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın mirasın ret işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, davalılar ..., ... ve ......'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.12.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davacının murisi ...'nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir....
Davacı, davalıların murisi Yavuz Yaşar Yamak’ın alacaklısı olduğunu, davalıların Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1183 Esas, 2008/582 Karar sayılı kararıyla mirası gerçek redde bulunduklarını, murisin sağlığında malvarlığını davalı mirasçılara devrettiğini ve davalıların terekeyi tasarruf ettiklerinden bahisle mirasın reddine ilişkin Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1183 Esas, 2008/582 Karar sayılı ilamın iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacının iptali istenen Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/1183 Esas, 2008/582 Karar sayılı mirasın reddi davasına müdahil olarak katılarak yargılamadan haberdar olduğunu, davacının 08.03.2010 tarihinde tashihi karar talebinin reddi ile de kararın kesinleştiği ve bu tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mirasın reddinin iptali davası açmadığından hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Davacı, murisin alacaklısıdır....
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi değildir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Mirasın reddinin iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir (Murisin alacaklarının korunmasında). Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur. Mirasçı, malvarlığı borcunu karşılamaya yetmemesine rağmen, alacaklılara zarar verme amacıyla mirası reddedebilir. Bu durumda mirasçının alacaklıları ve iflas idaresi mirasın reddini iptal ettirebilirler. Mirasın reddinin iptali davası Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır....
YANIT: Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Murisin babasının Osman Hakkı Eskibaş'ın ölümüylü mirasçılarına kalan mallarından hakkına düşen kısmının tarafına verilmemesi için açtığı mirasın reddine ilişkin Söke Sulh Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılması için açılan davada , davacı vekilinin iddialarının yersiz olduğu, mirasın reddinin talebine ilişkin gösterdiği gerekçede de açıkça belirtildiği üzere murisinin sağlığında şahsına yapılan maddi ve manevi desteğin murisinin ölümünden önce kendisine verdiği söz üzerine mirasın reddini talep ettiğini, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararı uyarınca şahsına verilecek miras payı diğer mirasçılara kaldığını, tapuda da bu hakların diğer mirasçıların adına intikal ve tescil edildiğini, bu payların şahsına dönmesinin maddeten mümkün olmadığını, mirasın ret gerekçesi ataya verilen söz ve diğer mirasçıların haklarına tecavüzünün önlendiğinin, esasen murisin ölümü esnasında da başındaki müstakbel mirasçılarına da bu yolda vasiyeti...
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü yoluna gidildiğini, bu dosyada davacı bulunan Alianz Sigorta tarafından kararın temyiz edilmediğini ve kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme kararının iptalinin istenemeyeceğini, kararda belirtilen gayrimenkullerin müvekkilinin eşinden değil babasından intikal ettiğini, söz konusu aracın ise müvekkilinin haberi olmadan abisi tarafından yapıldığını, araçta müvekkilinin hiçbir tasarruf yapmadığını, aracın zaten pert bir halde trafiğe çekildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, murisin borcu nedeniyle mirasın reddi talebinin iptali istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 617. maddesinde mirasçının alacaklılarını zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan mirasın gerçek reddinin iptali düzenlenmiştir....