Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhtesat aidiyetinin tespiti Dava dilekçesiyle dosya arasında bulunan tapu kayıtlarına göre davacı ... ... ada ... sayılı parsel üzerinde bulunan binanın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ise temyiz dilekçesi ekinde sunduğu yapı kullanım izin kağıdında ada ve parsel numarasının öncesinin ... ada ..., daha sonra ... ada ... ve ... sayılı parseller olduğunun anılan belgeden anlaşıldığı, ada numarasındaki değişiklik nedeniyle duraksama hasıl olduğundan ... ada ... sayılı parselin ilk oluştuğu günden itibaren tüm geldi ve gittileriyle maliklerini değişiklik sonucu oluşan ada ve parsel numaralarını belirtir biçimde tapu kaydının Tapu Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasında konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 30.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK 106/2.madde) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları, eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulen reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1- h, 115 m.)...

    Bu tespit sonucunda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açılmasında davacı tarafın hukuki yararının olmadığı anlaşılırsa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, hukuki yararın varlığı anlaşılırsa muhdesat konusu taşınmazda davalıların hisseleri değerlendirilerek eksiklik varsa nispi harcın tamamlanmasından sonra esasa girilip sonucu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar üzerinde durulmadan davaya devamla hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK. nun 353/1- a-6 bendi uyarınca, kabul edilip kararın kaldırılması gerektiği..." şeklindeki gerekçeyle kararın kaldırılmasına yönelik karar verilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ TARAFINDAN YENİDEN VERİLEN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda; Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki tapulama harici yer üzerinde bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti ile bu muhdesata kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Bozova Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/42 Esas- 2019/28 Karar sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapulama harici yer üzerinde bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti ile bu muhdesata kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapulama harici yer üzerinde bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti ile bu muhdesata kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R – Dava, tapulama harici yer üzerinde bulunan muhdesat aidiyetinin tespiti ile bu muhdesata kamulaştırmasız el atılmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.Mahallinde yapılan keşif sonucu hükme esas alınan raporda, dava konusu fıstık ağaçlarının zeminde kapladığı alan belirlenerek arazinin kapama fıstık bahçesi niteliğinde kabulü...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2006 gününde verilen dilekçe ile muhtesatın aidiyetinin tespiti, beyanlar hanesine yazılması ve beyanlar hanesindeki önceki muhtesat kaydının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; muhtesatın aidiyetinin tespitine diğer istemlerin reddine dair verilen 29.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 7307 ada 7 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın giderilmesi için dava açtıklarını, bu davanın yargılaması sırasında taşınmaz üzerindeki evin davacıya ait olduğunun tespiti üzerine kayıtta yer alan "bu parsel üzerindeki kargir ev ... kızı ...'...

          Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine aidiyet olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesi hükmüne göre de, kesinleşmiş kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce resen dikkate alınması gerekir. Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur....

          Fıkrasına göre kadastro tespitinden 10 yıl geçmekle tespitten önceki sebeplere dayalı dava açılamayacağı, bunun hak düşürücü süre olarak belirlendiği, davaya konu taşınmazların tapu kayıtları ve tedavülleri istendiğinde dava konusu 60 ada 169 parselin 04/10/1983 tarihinde kadastro tutanaklarının kesinleştiği, davacınınsa bu tespitlerden önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açıldığını, hak düşürücü süre resen araştırılması gereken bir süre olup kamu düzenini ilgilendirdiğini, davanın Kadastro Kanunu 12/3 Maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/596 esas sayılı dosya ile müvekkiline muhtesat yönünden dava açmak için süre verilmediğini, davalı tarafın muhtesat iddialarını kabul etmediklerini, Mut 1....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Taşova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/32 esas, 2022/355 karar sayılı dava dosyasında verilen muhdesat aidiyetinin tespiti talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...-Davacının açmış olduğu muhtesatın aidiyetinin tespiti davasının hukuki yarar yokluğundan HMK m.114/1- h uyarınca USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu