Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki, dava konusu parsel 22.12.1962 tarihinde kadastro (tapulama) yoluyla tapuya tescil edildiği için tespitten önceki miras payının devrine ilişkin dava yönünden hak düşürücü süre gerçekleşmiş olmakladır. Mahkemece, tespitten önceki sebep bakımından davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmaktadır. Miras payının tespitten sonra devri meselesine gelince; az önce de açıklandığı üzere davacı vekilinin dayandığı belge miras payının devri sözleşmesi niteliğinde değildir. Kaldı ki, bu belge miras payının devrine ilişkin sözleşme niteliğinde kabul edilse bile, dava konusu parsel paylı mülkiyet esasına göre taraflar adına tapuya tescil edilmiştir. Paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı bulunan bir yerin satış ve devrinin resmi şekilde yapılması gerekir. Başka bir anlatımla tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın devri Tapu Sicil Müdürlüğü önünde resmi şekilde yapılmadığı sürece geçerli bir sonuç doğurmaz....

    İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davalarda davanın konusu, davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç). Buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. mad. uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekir. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalıları ortaklığın giderilmesi davasında muhtesat iddiasını kabul etmeyen ve tapu maliki olan paydaşlara karşı açılır....

    TAŞINMAZ ÜZERİNDEKİ MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafça istenilmiş olup, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla; dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dava niteliği ve içeriği itibariyle taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada yöntemine uygun biçimde taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/337 KARAR NO : 2021/320 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11.10.2019 NUMARASI : 2018/32ESAS- 2019/338KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Taraflar arasında görülen "Muhdesat Aidiyetinin Tespiti" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

      Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1- h, 115 m.)....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespitine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacıya ait ...... İlçesi, .........

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan muhtesat bedelinin tespitine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacıya ait ...... İlçesi, .........

          tarafından 35 yıl önce besi ahırı yapıldığını, önündeki kısmın besi avlusu olarak kullanıldığını, üzerinde en az 25 yaşında narenciye ve değişik cinste meyve ağaçları bulunduğunu, davacı tarafından komşu 946 parselle birlikte satın alındığında tapu kütüğüne bunların muhtesat olarak yazılmadığını açıklayarak muhtesat aidiyetinin tespiti ile tapu kütüğünün beyanlar hanesine tesciline, 05.01.2001 tarihinde idari yoldan tapuya tescil edilen 955 parselin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, muarazanın menine karar verilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni".... ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhtesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... verilen 21.11.2012 gün ve 313/500 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, 01.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .........

              Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere, tapuya kayıtlı ve ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 1933 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 2. katındaki dairenin davacı tarafından meydana getirildiğinin kanıtlanamamış olmasına, muhtesat üzerinde yapılan iyileştirme giderlerinin ise ancak eda içerikli bir davada ileri sürülebilecek olmasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 30.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu