Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan bu ilke ve esaslara göre kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 sayılı HMK 106/2.madde) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları, eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulen reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1- h, 115 m.)...

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....

    İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Hukuki yarar dava koşulu olup muhtesat aidiyeti davalarının dinlenebilmesi için davacı tarafın dava açmakta hukuki yararın bulunması zorunludur. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası, kamulaştırma işlemi v.s. dava bulunmadığı takdirde bu dava görülemez....

      Yukarıda irdelenen vakıa ve delillere binaen; Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine aidiyet olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3 maddesi hükmüne göre de, kesinleşmiş kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce resen dikkate alınması gerekir. Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur....

      Dairemizin önceki tarihli kararında, davacının iki adet talebi olduğu bunlardan binanın bedelinin tahsiline dair 2. istemine ilişkin uyuşmazlığın, taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklandığı ve bu istemin tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gereğine işaret edildiği halde, mahkemece kendi görev alanına giren muhdesat aidiyetinin tespiti istemi hakkında da görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1. Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2. Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/30 Esas - 2022/24 Karar sayılı ve 27/01/2022 tarihli kararının, muhdesat aidiyetinin tespiti bakımından mahkemenin görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesi nedeniyle HMK.nun 353/1- a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3. Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için MAHKEMESİNE İADESİNE, 4....

      HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Muhdesat Aidiyetinin Tespiti ve alacak istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 6. Hukuk Dairesi iş bölümünün 6. maddesinde;"Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2019 tarih 2018/511 Esas 2019/704 Karar nolu kararına karşı davacı ve karşı davalı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerindeki 85 m2 iki adet prefabrik binanın davacı tarafından yaptırıldığının ve davacıya ait olduğunun tespiti ile davalının tecavüzünün tahliye edilerek önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının talebine göre öncelikle taşınmaz üzerindeki 2 adet binanın davacıya ait olduğunun tespiti ve bunun sonucuna göre el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekir. Dava, muhtesat aidiyetinin tespiti ile el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

      Taraflar arasında taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemi ile açılmış derdest bir ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu davanın açılmasında güncel hukuki yarar bulunmadığı, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde de tespit davası açılamayacağı kabul edilmektedir. Ayrıca, güncel hukuki yararın varlığı dava koşuludur. Ne var ki, kadastrodan önce meydana getirilen muhdesatlara ilişkin olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19.maddesi uyarınca açılan davalarda ise yasa gereği hukuki yararın varlığı kabul edilmekte, ayrıca ortaklığın giderilmesi yada kamulaştırma işleminin mevcudiyeti aranmamaktadır. Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları, muhtesatın kendisine ait olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini açıkça kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, temliken tescil bu talebin kabul edilmemesi halinde terditli olarak muhtesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 24/01/2019 tarih 2018/359 Esas 2019/59 Karar sayılı ilamına karşı davalı tarafça İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi ; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil ve muhtesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığının 02/05/2016 tarihli Hukuk Daireleri iş bölümü kararına göre " Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar " ve "Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları" şeklinde düzenlendiğinden davaya bakma görevi 16....

      UYAP Entegrasyonu